Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi ve Türk Kardiyoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, Devlet İstatistik Enstitüsü'nün çalışmalarına göre, Türkiye'deki ölümlerin yaklaşık yarısının kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığını söyledi.
Tokgözoğlu, çağın salgın hastalığı olarak nitelendirilen kalp ve damar hastalıklarının dünyada olduğu gibi Türkiye'de de önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirtti.
Kalp-damar hastalıklarının erişkinlerde en sık ölüm nedeni olduğunu ifade eden Tokgözoğlu, Türkiye'de kanserden yaşamını yitiren her kişiye karşılık 4 kişinin kalp damar hastalıklarından öldüğünü vurguladı. Tokgözoğlu, 10 yıl sonra daha yaşlı bir nüfusa sahip olunduğunda kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin katlanarak artacağı uyarısında bulundu.
Tokgözoğlu, aterosklerotik kalp damar hastalıklarının kesinlikle yaşlanmanın sonucu olmadığını ve hastalığa yol açan risk faktörlerinin belirlendiğini söyledi. Tokgözoğlu'nun açıklamasına göre, bu risk faktörlerinin birçoğu yaşam tarzıyla ilgili ve önlenebilir nitelikte.
Genetik eğilim ise henüz değiştirilemiyor. Ailede birinci derece erkek akrabalarda 55, kadın akrabalarda 65 yaşından önce koroner kalp hastalığının bulunması kişide koroner kalp hastalığının gelişmesi için önemli bir risk faktörü. Ancak en az genetik nedenler kadar çevre koşulları da etkili.
En önemli çevresel risk faktörleri sigara, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı ve kolesterolün yüksek veya iyi kolesterol olarak adlandırılan HDL'nin düşük olması.
Kalp ve damar sağlığının korunması için sigara kullanımının yoğun halk eğitimi ve caydırıcı politikalarla azaltılması, çocukluk yaşlarından itibaren sağlıklı diyet uygulanması, daha az hayvansal yağ, et ve tuz, daha fazla sebze-meyve içeren beslenme alışkanlığı kazanılması öneriliyor. Margarinlerde bulunan doymamış yağ asitlerinin zararına dikkat çekilerek, sıvı yağ ve özellikle zeytinyağı tüketilmesi, haftada iki kez balık yenmesi gerekiyor.
Tokgözoğlu, çağın salgın hastalığı olarak nitelendirilen kalp ve damar hastalıklarının dünyada olduğu gibi Türkiye'de de önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirtti.
Kalp-damar hastalıklarının erişkinlerde en sık ölüm nedeni olduğunu ifade eden Tokgözoğlu, Türkiye'de kanserden yaşamını yitiren her kişiye karşılık 4 kişinin kalp damar hastalıklarından öldüğünü vurguladı. Tokgözoğlu, 10 yıl sonra daha yaşlı bir nüfusa sahip olunduğunda kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin katlanarak artacağı uyarısında bulundu.
Tokgözoğlu, aterosklerotik kalp damar hastalıklarının kesinlikle yaşlanmanın sonucu olmadığını ve hastalığa yol açan risk faktörlerinin belirlendiğini söyledi. Tokgözoğlu'nun açıklamasına göre, bu risk faktörlerinin birçoğu yaşam tarzıyla ilgili ve önlenebilir nitelikte.
Genetik eğilim ise henüz değiştirilemiyor. Ailede birinci derece erkek akrabalarda 55, kadın akrabalarda 65 yaşından önce koroner kalp hastalığının bulunması kişide koroner kalp hastalığının gelişmesi için önemli bir risk faktörü. Ancak en az genetik nedenler kadar çevre koşulları da etkili.
En önemli çevresel risk faktörleri sigara, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı ve kolesterolün yüksek veya iyi kolesterol olarak adlandırılan HDL'nin düşük olması.
Kalp ve damar sağlığının korunması için sigara kullanımının yoğun halk eğitimi ve caydırıcı politikalarla azaltılması, çocukluk yaşlarından itibaren sağlıklı diyet uygulanması, daha az hayvansal yağ, et ve tuz, daha fazla sebze-meyve içeren beslenme alışkanlığı kazanılması öneriliyor. Margarinlerde bulunan doymamış yağ asitlerinin zararına dikkat çekilerek, sıvı yağ ve özellikle zeytinyağı tüketilmesi, haftada iki kez balık yenmesi gerekiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.