AKP hükümetinin, 3 Mart 2000'de yürürlüğe giren "Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an Kursları ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonları Yönetmeliği"nin bazı maddelerinde ufak çaplı değişikliklere gitme teşebbüsü, hükümet koltuğuna oturduğu günden itibaren gebe kaldığı ve aralarından su sızmayan medya tarafından tepkiyle karşılandı. Son birkaç gündür bütün manşetler "Kur'an Kursları yeniden açılıyor", "365 gün Kur'an kursu", "Kesintisiz Kur'an kursu" şeklinde, aşırı abartılı ve her zaman olduğu gibi AKP'yi attığı ufak adımlardan gerinsin geri döndürmeye yönelik.
AKP hükümeti bugüne kadar yaptığı her icraatın, attığı her adımın onayını malûm medyadan aldı. 'O medya'nın tasvip etmediği hiçbir girişimde bulunamadı. Onlar neyi istediyse o oldu.
Dün itibariyle YÖK saltanatına veda eden Kemal Gürüz'e "dokunmayacaksın" dediler, AKP hükümeti de çok esip gürlemesine rağmen, Gürüz'e dokunamadı. Gürüz'ün, hakaret boyutlarını aşan açıklamalarına sadece boyun bükmekle yetinildi.
"YÖK'le ilgili herhangi bir düzenlemeye gerek yok, Alemdaroğlu ve onun gibiler yerinde kalsın" dedi 'o medya', AKP hükümeti aynen uydu. YÖK'le ilgili herhangi bir girişim olmadığı gibi, atılan her adımın istikameti de geriye doğruydu.
"Üniversiteye girişte herhangi bir adaletsizlik yok" dediler, AKP yine sessiz, yeni tepkisiz. Üniversite formları baskıya girdi, baskıdan çıktı, dağıtıldı, teslim edilmek üzere. Medya ne dediyse o!
Yuları baştan kaptırdın mı, yuları tutan hangi istikamete gitmek isterse oraya götürür. Şimdi medya, ipleri eline sıkıca almış, en ufak bir kıpırdamada kamçıyı yapıştırıveriyor.
Bu son Kur'an Kursu Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikler o kadar basit ve sıradan olmasına karşın, medya bundan bile rahatsızlık duyup, fırçalayabiliyor hükümeti.
Birkaç örnek verelim.
Mevcut uygulamada yaz kurslarının süresi "2 ay ve hafta 5 gün" olarak belirlenmiş. Yapılan değişiklikte ise okulların tatile girmesinden bir hafta sonra açılacağı hükmü getirilmiş. Bu değişiklik medyada "bütün yaz Kur'an kursu" olarak abartılıyor ama yaz tatili topu topu 3 ay değil mi?
Mevcut uygulamada günde 3 saat ders öngörülüyor. Bunun iki saati Kur'an ve meali, bir saati de siyer ve ahlak dersine ayrılmış. Yeni düzenlemeyle bunlara ek olarak "sosyal etkinlik" adı altında 1 saatlik izcilik, spor, gezi, kermes getirilmiş. Medyanın o bir saat için kopardığı fırtına da neyin nesi. İzcilik ve spor için mi?
Değişen birşey yok, aynı tas aynı hamam. Ama medyayı bir kere alıştırdın, bir dediğini iki etmedin! En ufak bir hadisede fırtına koparılması bu yüzden.
AKP hükümetinin akıl hocası, önlerinde rahleler, Kur'an-ı Kerim okuyan çocukları görünce ürperti ve tiksinti duyan Ertuğrul Özkök, hükümete şöyle sesleniyor:
"Allah aşkına, Avrupa Birliği'ne doğru en kritik dönemine giren Türkiye'nin en önemli meselesi bu mudur?"
"Bütün mesainizi ve enerjinizi, terörü önlemeye, Avrupa Birliği'ne giden yolu açmaya, ekonomiyi artık tam istikrara kavuşturmaya harcayın."
"Bu yönetmelik AKP hükümetinin attığı en tehlikeli adımdır. Ve hiç tereddüt edilmeden hemen vazgeçilmelidir."
Sayın Özkök hiç merak etmesin, onun, işçisini azarlayan patron edasıyla AKP hükümetinden gereğinin yapılmısını istediği bu rica, emir telakki edilerek en kısa zamanda yerine getirilecektir. AKP bu ufacık adımından da vazgeçecetir!
AKP hükümeti bugüne kadar yaptığı her icraatın, attığı her adımın onayını malûm medyadan aldı. 'O medya'nın tasvip etmediği hiçbir girişimde bulunamadı. Onlar neyi istediyse o oldu.
Dün itibariyle YÖK saltanatına veda eden Kemal Gürüz'e "dokunmayacaksın" dediler, AKP hükümeti de çok esip gürlemesine rağmen, Gürüz'e dokunamadı. Gürüz'ün, hakaret boyutlarını aşan açıklamalarına sadece boyun bükmekle yetinildi.
"YÖK'le ilgili herhangi bir düzenlemeye gerek yok, Alemdaroğlu ve onun gibiler yerinde kalsın" dedi 'o medya', AKP hükümeti aynen uydu. YÖK'le ilgili herhangi bir girişim olmadığı gibi, atılan her adımın istikameti de geriye doğruydu.
"Üniversiteye girişte herhangi bir adaletsizlik yok" dediler, AKP yine sessiz, yeni tepkisiz. Üniversite formları baskıya girdi, baskıdan çıktı, dağıtıldı, teslim edilmek üzere. Medya ne dediyse o!
Yuları baştan kaptırdın mı, yuları tutan hangi istikamete gitmek isterse oraya götürür. Şimdi medya, ipleri eline sıkıca almış, en ufak bir kıpırdamada kamçıyı yapıştırıveriyor.
Bu son Kur'an Kursu Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikler o kadar basit ve sıradan olmasına karşın, medya bundan bile rahatsızlık duyup, fırçalayabiliyor hükümeti.
Birkaç örnek verelim.
Mevcut uygulamada yaz kurslarının süresi "2 ay ve hafta 5 gün" olarak belirlenmiş. Yapılan değişiklikte ise okulların tatile girmesinden bir hafta sonra açılacağı hükmü getirilmiş. Bu değişiklik medyada "bütün yaz Kur'an kursu" olarak abartılıyor ama yaz tatili topu topu 3 ay değil mi?
Mevcut uygulamada günde 3 saat ders öngörülüyor. Bunun iki saati Kur'an ve meali, bir saati de siyer ve ahlak dersine ayrılmış. Yeni düzenlemeyle bunlara ek olarak "sosyal etkinlik" adı altında 1 saatlik izcilik, spor, gezi, kermes getirilmiş. Medyanın o bir saat için kopardığı fırtına da neyin nesi. İzcilik ve spor için mi?
Değişen birşey yok, aynı tas aynı hamam. Ama medyayı bir kere alıştırdın, bir dediğini iki etmedin! En ufak bir hadisede fırtına koparılması bu yüzden.
AKP hükümetinin akıl hocası, önlerinde rahleler, Kur'an-ı Kerim okuyan çocukları görünce ürperti ve tiksinti duyan Ertuğrul Özkök, hükümete şöyle sesleniyor:
"Allah aşkına, Avrupa Birliği'ne doğru en kritik dönemine giren Türkiye'nin en önemli meselesi bu mudur?"
"Bütün mesainizi ve enerjinizi, terörü önlemeye, Avrupa Birliği'ne giden yolu açmaya, ekonomiyi artık tam istikrara kavuşturmaya harcayın."
"Bu yönetmelik AKP hükümetinin attığı en tehlikeli adımdır. Ve hiç tereddüt edilmeden hemen vazgeçilmelidir."
Sayın Özkök hiç merak etmesin, onun, işçisini azarlayan patron edasıyla AKP hükümetinden gereğinin yapılmısını istediği bu rica, emir telakki edilerek en kısa zamanda yerine getirilecektir. AKP bu ufacık adımından da vazgeçecetir!
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012