O ayet Ben-i Haşim'i kapsamaz
Tathir ayetinin sadece Ehl-i Beyt hakkında inmediği iddia eden bazı kişiler, Ehl-i Beyt'ten maksadın kendisine sadaka almanın haram olduğu kimseler olduğunu söylüyorlar. "Bunlar ise Ben-i Haşim'den olan herkese şamildir" diyerek olayı saptırıyorlar.
27.12.2016 00:00:00
Bazıları, Tathir ayetindeki 'Ehl-i Beyt'ten maksadın kendisine sadaka almanın haram olduğu kimseler olduğunu söylüyorlar. "Bunlar ise Ben-i Haşim'den olan herkese şamildir" diyorlar. Delil olarak da Sahih-i Müslim'de Hz. Ali'nin (a.s) faziletleri babında Zeyd b. Erkam'dan nakledilen bir rivayeti göstermektedirler:
Zeyd b. Erkam'a Peygamber'in Ehl-i Beyt'inden maksadın kimler olduğu sorulunca o şöyle dedi: "Ehl-i Beyt'ten maksat Hz. Peygamber'in eşleri değildir. Zira kadın ve erkek birbiriyle evleniyor ve bir müddet sonra da kadın boşanınca valideyninin veya kabilesinin yanına dönüyor. O halde Ehl-i Beyt'ten maksat Hz. Peygamber'in eşleri olamaz. Belki Hz. Peygamber'in Ehl-i Beyt'i kendisine sadaka verilmesi haram olan kimselerdir."
Bu istidlal iki açıdan bâtıl ve yanlıştır:
1- Eğer Sahih-i Müslim'e müracaat eder ve bu rivayete bakacak olursanız bu olayın mezkûr ayetin tefsiri ile hiçbir ilgisinin olmadığı anlaşılır. Belki Zeyd b. Erkam'dan sorulan soru Resûlullah'ın, "Ben sizlere iki değerli şey bırakıyorum. Bunlara sarıldığınız müddetçe asla sapmazsanız. Bunlar Allah'ın Kitabı ve benim Ehl-i Beyt'imdir" hadisi ile ilgilidir. Hakikatte ona bu hadisteki Ehl-i Beyt'ten maksadın kimler olduğu sorulmuştur. O da nakledildiği şekilde cevap vermiştir.
Elbette söylemek gerekir ki bu hadisteki Ehl-i Beyt'ten maksat da tüm tahir İmamlardır. Nitekim Resûlullah Ehl-i Beyt'ini Kur'an-ı Mecid ile bir arada zikretmiştir. Dolayısıyla da maksat Ehl-i Beyt'in fertleri değildir. Belki genel olarak onların tümünü kapsamaktadır. Zeyd de hadisteki Ehl-i Beyt'ten maksadın onların bir bir fertleri olduğunu zannetmiş ve de bu esas üzere cevap vermiştir.
O halde Zeyd b. Erkam genel olarak ayetin tefsirine işaret etmemiştir. Zira ondan ayetin tefsiri sorulmadığı için ayetin tefsirini beyan etmemiştir. Elbette ki ondan ayetin tefsirini soracak olsalardı doğru şekilde cevap verir ve beş mukaddes zatın adını zikrederdi. Bu hususta Hz. Peygamber'in açık beyanatlarına asla muhalefet etmezdi.
Nasıl ki Ebu Saidi'l-Hudri, Mücahid, Katâde ve diğerleri söylemişlerdir. O halde Zeyd'in dediği şeylerin bizim meselemizle hiçbir ilgisi yoktur ve bu rivayet ile istidlalde bulunmak doğru değildir.
2- Farzen birisi "Zeyd'in beyanı ayeti kerimenin tefsiri hakkındadır" diyecek olsa da ona şöyle cevap veririz:
Bu tefsir, kendi reyine göre yapılan bir tefsirdir ve istidlal açısından hiçbir değeri yoktur. Zira tefsirler Hz. Peygamber'e istinat etmediği müddetçe hiçbir itibara sahip değildir. O halde nasıl olur da Zeyd'in bu tefsiri (ki reyine göre yapılan bir tefsirdir) apaçık deliller ile sahih nas ve mütevatir hadisler ile boy ölçüşür.
Ama ne yazık ki bunlar taassuptan uzak bir gözle hakikati göremiyor ve inadı bırakıp hakikatleri tasdik edemiyorlar.
(Kur'an ve Hadisler Işığında Hz. Fâtıma (a.s.), Abdulhüseyin Şerefuddin)
Zeyd b. Erkam'a Peygamber'in Ehl-i Beyt'inden maksadın kimler olduğu sorulunca o şöyle dedi: "Ehl-i Beyt'ten maksat Hz. Peygamber'in eşleri değildir. Zira kadın ve erkek birbiriyle evleniyor ve bir müddet sonra da kadın boşanınca valideyninin veya kabilesinin yanına dönüyor. O halde Ehl-i Beyt'ten maksat Hz. Peygamber'in eşleri olamaz. Belki Hz. Peygamber'in Ehl-i Beyt'i kendisine sadaka verilmesi haram olan kimselerdir."
Bu istidlal iki açıdan bâtıl ve yanlıştır:
1- Eğer Sahih-i Müslim'e müracaat eder ve bu rivayete bakacak olursanız bu olayın mezkûr ayetin tefsiri ile hiçbir ilgisinin olmadığı anlaşılır. Belki Zeyd b. Erkam'dan sorulan soru Resûlullah'ın, "Ben sizlere iki değerli şey bırakıyorum. Bunlara sarıldığınız müddetçe asla sapmazsanız. Bunlar Allah'ın Kitabı ve benim Ehl-i Beyt'imdir" hadisi ile ilgilidir. Hakikatte ona bu hadisteki Ehl-i Beyt'ten maksadın kimler olduğu sorulmuştur. O da nakledildiği şekilde cevap vermiştir.
Elbette söylemek gerekir ki bu hadisteki Ehl-i Beyt'ten maksat da tüm tahir İmamlardır. Nitekim Resûlullah Ehl-i Beyt'ini Kur'an-ı Mecid ile bir arada zikretmiştir. Dolayısıyla da maksat Ehl-i Beyt'in fertleri değildir. Belki genel olarak onların tümünü kapsamaktadır. Zeyd de hadisteki Ehl-i Beyt'ten maksadın onların bir bir fertleri olduğunu zannetmiş ve de bu esas üzere cevap vermiştir.
O halde Zeyd b. Erkam genel olarak ayetin tefsirine işaret etmemiştir. Zira ondan ayetin tefsiri sorulmadığı için ayetin tefsirini beyan etmemiştir. Elbette ki ondan ayetin tefsirini soracak olsalardı doğru şekilde cevap verir ve beş mukaddes zatın adını zikrederdi. Bu hususta Hz. Peygamber'in açık beyanatlarına asla muhalefet etmezdi.
Nasıl ki Ebu Saidi'l-Hudri, Mücahid, Katâde ve diğerleri söylemişlerdir. O halde Zeyd'in dediği şeylerin bizim meselemizle hiçbir ilgisi yoktur ve bu rivayet ile istidlalde bulunmak doğru değildir.
2- Farzen birisi "Zeyd'in beyanı ayeti kerimenin tefsiri hakkındadır" diyecek olsa da ona şöyle cevap veririz:
Bu tefsir, kendi reyine göre yapılan bir tefsirdir ve istidlal açısından hiçbir değeri yoktur. Zira tefsirler Hz. Peygamber'e istinat etmediği müddetçe hiçbir itibara sahip değildir. O halde nasıl olur da Zeyd'in bu tefsiri (ki reyine göre yapılan bir tefsirdir) apaçık deliller ile sahih nas ve mütevatir hadisler ile boy ölçüşür.
Ama ne yazık ki bunlar taassuptan uzak bir gözle hakikati göremiyor ve inadı bırakıp hakikatleri tasdik edemiyorlar.
(Kur'an ve Hadisler Işığında Hz. Fâtıma (a.s.), Abdulhüseyin Şerefuddin)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.