Milli Ekonomi Modeli, Azerbaycan’da düzenlenen 2. Milli Ekonomi Kongresi’nde Nobel Ödülü’ne aday gösterilmişti.
Dünya genelinden 100’ü aşkın profesörün ‘evet’ oyu verdiği ve ayakta alkışladığı bu teklif bizi de çok gururlandırmıştı.
Milli Ekonomi Modeli, tıkanan dünya ekonomisine getirdiği çözümler ve ezilen halkların kendi kendine yetebilmesini sağlamak için oluşturduğu formüller ile bu ödüle aday idi.
Ancak Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’ın dünya ekonomi tarihini değiştiren bu çalışması ödülü alamadı.
Sayın Baş’a verilmeyen ödülün, o sene hiçbir yenilik ve çözüm getirmeyen, var olan durumun tespiti şeklindeki bir görüşe verilmesi, batının yanlı ve sadece kendi menfaatleri üzerine kurulu dünyası düşünüldüğünde bizi şaşırtmamıştı.
Tıpkı, Nobel Barış Komitesi “2012 Nobel Barış Ödülü’nün" Avrupa Birliği’ne verildiğini açıkladığında hiç şaşırmadığımız gibi.
Malum Arap Baharı’na en büyük destek, AB ülkelerinden geliyor. Bahar’ın ilk estiği ülkelerden olan Libya’nın petrolleri İtalyanlar tarafından çıkarılmaya başlandı bile.
Fransa, ABD’nin en büyük destekçisi...
Almanya’dan, işgalin başından beri tek bir eleştiri gelmedi.
AB üyesi ülkeler NATO’da ve BM’de de temsil ediliyor. Ve her ikisi de Suriye konusunda işgale ‘evet’ demeye devam ediyor. Bilindiği gibi NATO askerleri Afganistan ve Libya işgallerinde etkin rol oynamıştı.
1990 senesinden itibaren Kosova konusu dışında İslam coğrafyasında NATO müdahildir.
NATO, Meşru Esad hükümetini reddediyor. Katil Esad gitsin derken, bunun yolunu binlerce insanın kanını akıtmakta görüyor.
Tunus, Mısır ve Libya’da olanlar onlar için hak dağıtma mücadelesinin parçaları!
Arap Baharı şu anda günbegün şahit olduğumuz bir "barış(!)" operasyonu…
Müslüman coğrafyalara olan demokrasi çalışmaları veya özgürlük getirme operasyonlarının hepsine geçmişte de ‘evet’ demişti AB ülkeleri…
Bosna’da ölen binlerce Müslüman her sene anılıyor, AB’den yine ses çıkmıyor.
Kosova’da yaşananlar, Keşmir konusu ve Myanmar’daki katliamlar AB’nin hiç derdi olmadı.
Filistin’de bir avuç kalan Müslümanların çığlığını hiçbir AB’li duymak bile istemiyor.
Müslüman âleme yönelik bu kör, sağır ve dilsiz oyunu mu AB’yi "barış" ödülüne layık kıldı acaba?
Ya da Sayın Baş’ın, dünyaya elini öptüren bir Müslüman Türk olması mı, Nobel’i dağıtanları rahatsız etti?
Öyle olmalı ki, Milli Ekonomi Modeli gibi çağın sadece ekonomik değil, adil paylaşım ile sosyal meselelere, kaynaklar sınırsızdır tezi ile siyasi meselelerine son verebilecek bir tezi reddetmeyi tercih ettiler.
Ancak bu reddediş, kaçınılmaz sondan onları koruyamadı.
Zira görünmek istenmese de tek kurtuluş Milli Ekonomi Modeli’ne tüm dünya yavaş yavaş dönüyor.
Dönmek zorunda…
Dünya genelinden 100’ü aşkın profesörün ‘evet’ oyu verdiği ve ayakta alkışladığı bu teklif bizi de çok gururlandırmıştı.
Milli Ekonomi Modeli, tıkanan dünya ekonomisine getirdiği çözümler ve ezilen halkların kendi kendine yetebilmesini sağlamak için oluşturduğu formüller ile bu ödüle aday idi.
Ancak Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’ın dünya ekonomi tarihini değiştiren bu çalışması ödülü alamadı.
Sayın Baş’a verilmeyen ödülün, o sene hiçbir yenilik ve çözüm getirmeyen, var olan durumun tespiti şeklindeki bir görüşe verilmesi, batının yanlı ve sadece kendi menfaatleri üzerine kurulu dünyası düşünüldüğünde bizi şaşırtmamıştı.
Tıpkı, Nobel Barış Komitesi “2012 Nobel Barış Ödülü’nün" Avrupa Birliği’ne verildiğini açıkladığında hiç şaşırmadığımız gibi.
Malum Arap Baharı’na en büyük destek, AB ülkelerinden geliyor. Bahar’ın ilk estiği ülkelerden olan Libya’nın petrolleri İtalyanlar tarafından çıkarılmaya başlandı bile.
Fransa, ABD’nin en büyük destekçisi...
Almanya’dan, işgalin başından beri tek bir eleştiri gelmedi.
AB üyesi ülkeler NATO’da ve BM’de de temsil ediliyor. Ve her ikisi de Suriye konusunda işgale ‘evet’ demeye devam ediyor. Bilindiği gibi NATO askerleri Afganistan ve Libya işgallerinde etkin rol oynamıştı.
1990 senesinden itibaren Kosova konusu dışında İslam coğrafyasında NATO müdahildir.
NATO, Meşru Esad hükümetini reddediyor. Katil Esad gitsin derken, bunun yolunu binlerce insanın kanını akıtmakta görüyor.
Tunus, Mısır ve Libya’da olanlar onlar için hak dağıtma mücadelesinin parçaları!
Arap Baharı şu anda günbegün şahit olduğumuz bir "barış(!)" operasyonu…
Müslüman coğrafyalara olan demokrasi çalışmaları veya özgürlük getirme operasyonlarının hepsine geçmişte de ‘evet’ demişti AB ülkeleri…
Bosna’da ölen binlerce Müslüman her sene anılıyor, AB’den yine ses çıkmıyor.
Kosova’da yaşananlar, Keşmir konusu ve Myanmar’daki katliamlar AB’nin hiç derdi olmadı.
Filistin’de bir avuç kalan Müslümanların çığlığını hiçbir AB’li duymak bile istemiyor.
Müslüman âleme yönelik bu kör, sağır ve dilsiz oyunu mu AB’yi "barış" ödülüne layık kıldı acaba?
Ya da Sayın Baş’ın, dünyaya elini öptüren bir Müslüman Türk olması mı, Nobel’i dağıtanları rahatsız etti?
Öyle olmalı ki, Milli Ekonomi Modeli gibi çağın sadece ekonomik değil, adil paylaşım ile sosyal meselelere, kaynaklar sınırsızdır tezi ile siyasi meselelerine son verebilecek bir tezi reddetmeyi tercih ettiler.
Ancak bu reddediş, kaçınılmaz sondan onları koruyamadı.
Zira görünmek istenmese de tek kurtuluş Milli Ekonomi Modeli’ne tüm dünya yavaş yavaş dönüyor.
Dönmek zorunda…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018