Nice Bayramlara

Aylar süren aleyhte propagandalar sonunda bir kurban bayramına kavuştuk.

1700'lü yıllarda İslam ülkelerine yönelik İngiliz Misyonerlik Faaliyetler'inin hedef maddelerinden biri de şöyledir:

Madde 13: Müslümanları ibadetlerinden alıkoymak ve şüphe uyandırmak gerekmektedir. Özellikle Allah'ın, kulların ibadetine ihtiyacı yoktur konusu üzerinde ısrarla durulmalıdır. Haccı anlamsız göstermek, Müslümanları Mekke yolculuğundan alıkoymak gerek... (Prof. Dr. Haydar Baş, Dinî ve Millî Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler. S. 106-107)

Her özel günler öncesi bazı özel TV'lerden arz-ı endam eden kimi, İran asıllı, kimi Irak doğumlu, kimi kel, kimi şaşı, kimi fodul, din uzmanlarının bir büyük mucit gibi ortaya atıp hararetle savunduğu fikirle kimlere ait görüyor musunuz?

Kimlerin fahri avukatlığını yaptığını anlıyor musunuz?

Eğer fahri ise tabi.

Neye bedel, neye karşılık bu avukatlık biz bilemeyiz.

Kendi evladımıza bakkaldan bir ekmeği harçlık vermeden aldıramadığımız bir zamanda bu tiplerin bu avukatlığı fahri yapacağını hiç sanmam.

Bir milletin "Dinî ve Millî Bütünlüğü'nü" hedef alan böylesi bir avukatlığı, bilâ bedel yapmalarını onlardan isteyeceklerini de hiç sanmam.

Geçen hafta Aşık Neyani söylemişti:

"Cennet cennet dedikleri

Birkaç köşkle bir kaç huri

Buldu yeşil dolarları

Ne etsin cenneti Nuri".

Dolar dediğin nedir?

Medde-i asliyesi odun ve boya.

Amazon ormanlarından trilyonlarca adet yüzlük dolar üretmek zor mu?

Önce bas, sonra dağıt hedef ülkelere.

Yüz dolara yüz takla atacak yüzlerce insan bulursunuz geri kalmış ülkelerde.

Yıllar öncesiydi.

Sonraları "çıplak uyarıcı" olan ünlü teologla İstanbul sokaklarında geziniyoruz.

Altımızda o zamanların yerli mersedesi doğan marka araba.

Konuşuyoruz, şuradan buradan.

Bir ara ikimizin de tanıdığı bir isim gündeme geliyor.

Ne yaptığını soruyor bana.

Ben de:

Görevden bir büyüğün emriyle ayrıldığını söylüyorum.

Bu söz üzerine açıyor ağzını yumuyor gözünü:

Üç kuruş para uğruna köle oluyoruz. Aldığımız maaştan ne olur ki?

Keşke benim de öylesi bir imkanım olsa, bugün verirdim istifamı, ayrılırdım görevden...

Üç-beş kuruşa köle olmayı kendine yetiremeyen, beş-on kuruşu görünce de kul-köle olmayacağım demedi ki.

Bu mübarek kurban günü sizi böylesi bir abesle meşgul etmeyi istemezdim.

Ama başımıza gelenler hep bu abesin sonucu değil mi?

Sizi ibadetlerden uzaklaştırmak isteyenlere "muhalefet" edin.

Hz. Peygamber (as)'ın bu konuda çok tekrarı var:

"Falancalar şöyle yapıyor... siz onlara muhalefet edin".

Siz de muhalefet edin.

Hacca gidin, kurban kesin.

Şu hadis-i şerifi unutmayın:

Hz. Peygamber (as)dan:

"İmkanı olup da kurban kesmeyen bizim namazgahımıza yaklaşmasın." (İbni Mace, 2; Ahmet b. Hambel, Müsnet, II. 321) gelmesin, girmesin, uğramasın değil.

Yaklaşmasın.

Yani bizimle hiçbir bağı yoktur.

Yukarıdaki hadisi şerifi şu hadisi şerifle beraber düşünelim:

Hz. Peygamber (as)'dan:

"Allah'tan başkası namına hayvan kesene Allah lanet etsin".

(Müslim; Edahı, 43-45; Nesai, Dahaya, 34; Ahmet b. Hambel. I, 108, 118, 152, 217, 309, 317)

Her kurban öncesi hayvan sevgileri depreşen "hayvan severler" yılbaşında kesilen binlerce hindi için niye bir tepki göstermezler?

Bir kurbanda kesilen hayvan sayısı, 20 kasa hamsinin adeti kadar var mı acaba?

İnek, koyun hayvan olunca, hamsi, balık kavak dalı mı oluyor?

Tabi tavuk ve horoz da domates.

Bayramınız mübarek olsun.

Kurbanlarınız makbul olsun.

Sadakalarınız kabul olsun.

Bu arada ölülerinizi unutmayın.

Tabi dirilerinizi hiç unutmayın.

Akraba, eş, dost ziyareti bayramlarda çok daha güzel.

Kurbanınıza, etinize ve illa da derinize sahip çıkın, tuzlamayı unutmayın yani.

Nice bayramlara...