Türkiye’de daha önce hiç olmayan şeyler bir Hoca efendinin Papa’yı ziyaret edip, “Dinlerarası Diyalog” sürecinin en aktif aktörü olması ile başladı…
Müslümanlar Havra ve Kiliselerde namaz kılar oldu. Meselâ 4 Ocak 2013 günü Antalya Belek’te “Hoşgörü Merkezi” adı altında açılan “Dinler Bahçesinde” Cuma namazı kılmak için gelen Müslümanlar camiye sığmayınca Kilise ve Havra’da namaz kılmak zorunda kaldı. “Diyalog” sürecinden beri Türkiye’de o Cami–Kilise–Havra yan yana yapılıyor ve adına “Dinler Bahçesi” deniyor “Hoşgörü Merkezi” deniyor.
Müslüman Türk milleti çok ince düşünülmüş bir zihin operasyonu ile karşı karşıya.
İnsan beyni “Bahçe” deyince ne algılar?
Ya muhtelif çiçeklerin bulunduğu çevrili bir alan yahut pek çok meyvenin yetiştiği bir mülk. Her iki algıda hep “olumlu”dur. Çünkü her çiçek kendine göre güzel ve her meyve insanoğlunun damak tadına uygun ve onun bir ihtiyacına cevap veren bir nîmettir.
Çiçeği koklayan da meyveyi yiyen de mutluluk duyar. Her iki bahçede de gezinmek gözleri ve ruhları dinlendirir. Velhasıl bu “Bahçelerle” yapılmak istenen Müslüman Türk evladının beyninde Hıristiyanlık ve Museviliği çiçeklerden güzel bir çiçek, meyvelerden güzel bir meyve algısı oluşturmak. “Olumlulamak”!
Şimdi söyleyin Allah aşkına ben Allah’la güreş tutan Museviliği ve Allah’a oğul isnat eden Hıristiyanlığı nasıl hoş göreyim? Bir Müslüman olarak bu hâli “hoş görürsem” bir cennet bahçesi olan dünyam ve ahretim cehennem çukurlarından bir çukura dönüşmez mi? Kur’an’ın ve Hz. Muhammed’in hoş görmediğini hoş görmek cür’et ve cesareti bir Müslüman’da değil ancak bir Musevi’de, bir Hıristiyan’da bulunur.
Nereye gidiyoruz, Müslüman Türk milletinin evlatları kurslarda, özel okullarda nereye götürülüyor? “İnsanlık Hazreti İsa’yı bekliyor” diye propaganda yapan bunlar. Açık Kur’an hükmüne rağmen Müslüman kadınların Hıristiyan ve Musevilerle evlenmesini teşvik eden bunlar. Kâbe’nin içinde Tevrat var diye propaganda yapan, keşke şu Siyer dersini bir Havra yahut bir Kilisede de yapabilsek diye kendilerine emanet ettiğimiz evlatlarımıza Haç ve Davut Yıldızını adres gösteren bunlar…
Hiç dikkatinizi çekti mi? Hıristiyanlar ve Museviler için “Hoşgörü” tavsiye eden bu damar Hıristiyan ve Musevilerin Irak’tan, Suriye’ye, Libya’dan Irak’a, Afganistan’dan Pakistan’a Müslümanları katleden, kadınlarına tecavüz eden, camilerini Haçlı kışlası haline çeviren ve aç açık bıraktıkları Müslümanları İncil arasına koydukları dolarlar ve bir tas sıcak çorba ile Hıristiyanlaştıranlara “Müslümanlar için hoşgörü” talebinde bulunmayı akıl edemiyor.
Irak’ı misket bombaları ile kuma çeviren, Müslüman çocukların kollarını bacaklarını kopartan Bush’un ABD’sine ağzını açmayan ve fakat Saddam’ın İsrail’e attığı ve boş alana düşen iki füze için, Yahudi çocukları korkutuyorsunuz diye gözyaşı dökenlerin Müslümanlarla ve Türk milleti ile ne gibi tarihi bir hesaplaşmaları var?
Hadi onları anladık…
Onlardan medet uman ve onlarla yol arkadaşlığı yapan alnı secdeli Müslümanlar kimin değirmenine su taşıyor? Vatan toprağının satılmasına ses çıkartma! Haçlılarla bir ol Müslüman’a kurşun sık, çoluk çocuğunun kilise ve havralara yönlendirilmesine engel olma; o zaman sen bu dünyada niçin varsın? Hakikati perdelemek için mi? Hiçbir şeye aklın ermiyorsa yapılanları bir bir teraziye getir ve, “Hz. Muhammet (s.a.v) sağ olsaydı bu işe ne derdi diye sor ve vicdanının verdiği cevaba göre hareket et! Hz. Muhammed (s.a.v) ABD ile bir olup savaşsın diye Suriye’ye Hz. Ali (k.v)’yi sahabe ordusunu başına komutan olarak tayin eder miydi? Hz. Muhammed (s.a.v) torunları Hz. Hasan ve Hüseyin efendilerimizin Kilise ve Havralarda namaz kılmasına, oyun oynamasına izin verir miydi?
Akıllı olun…
Haydar Baş’ı anlayın. Dünyanız da mamur olsun, ahretiniz de…
Müslümanlar Havra ve Kiliselerde namaz kılar oldu. Meselâ 4 Ocak 2013 günü Antalya Belek’te “Hoşgörü Merkezi” adı altında açılan “Dinler Bahçesinde” Cuma namazı kılmak için gelen Müslümanlar camiye sığmayınca Kilise ve Havra’da namaz kılmak zorunda kaldı. “Diyalog” sürecinden beri Türkiye’de o Cami–Kilise–Havra yan yana yapılıyor ve adına “Dinler Bahçesi” deniyor “Hoşgörü Merkezi” deniyor.
Müslüman Türk milleti çok ince düşünülmüş bir zihin operasyonu ile karşı karşıya.
İnsan beyni “Bahçe” deyince ne algılar?
Ya muhtelif çiçeklerin bulunduğu çevrili bir alan yahut pek çok meyvenin yetiştiği bir mülk. Her iki algıda hep “olumlu”dur. Çünkü her çiçek kendine göre güzel ve her meyve insanoğlunun damak tadına uygun ve onun bir ihtiyacına cevap veren bir nîmettir.
Çiçeği koklayan da meyveyi yiyen de mutluluk duyar. Her iki bahçede de gezinmek gözleri ve ruhları dinlendirir. Velhasıl bu “Bahçelerle” yapılmak istenen Müslüman Türk evladının beyninde Hıristiyanlık ve Museviliği çiçeklerden güzel bir çiçek, meyvelerden güzel bir meyve algısı oluşturmak. “Olumlulamak”!
Şimdi söyleyin Allah aşkına ben Allah’la güreş tutan Museviliği ve Allah’a oğul isnat eden Hıristiyanlığı nasıl hoş göreyim? Bir Müslüman olarak bu hâli “hoş görürsem” bir cennet bahçesi olan dünyam ve ahretim cehennem çukurlarından bir çukura dönüşmez mi? Kur’an’ın ve Hz. Muhammed’in hoş görmediğini hoş görmek cür’et ve cesareti bir Müslüman’da değil ancak bir Musevi’de, bir Hıristiyan’da bulunur.
Nereye gidiyoruz, Müslüman Türk milletinin evlatları kurslarda, özel okullarda nereye götürülüyor? “İnsanlık Hazreti İsa’yı bekliyor” diye propaganda yapan bunlar. Açık Kur’an hükmüne rağmen Müslüman kadınların Hıristiyan ve Musevilerle evlenmesini teşvik eden bunlar. Kâbe’nin içinde Tevrat var diye propaganda yapan, keşke şu Siyer dersini bir Havra yahut bir Kilisede de yapabilsek diye kendilerine emanet ettiğimiz evlatlarımıza Haç ve Davut Yıldızını adres gösteren bunlar…
Hiç dikkatinizi çekti mi? Hıristiyanlar ve Museviler için “Hoşgörü” tavsiye eden bu damar Hıristiyan ve Musevilerin Irak’tan, Suriye’ye, Libya’dan Irak’a, Afganistan’dan Pakistan’a Müslümanları katleden, kadınlarına tecavüz eden, camilerini Haçlı kışlası haline çeviren ve aç açık bıraktıkları Müslümanları İncil arasına koydukları dolarlar ve bir tas sıcak çorba ile Hıristiyanlaştıranlara “Müslümanlar için hoşgörü” talebinde bulunmayı akıl edemiyor.
Irak’ı misket bombaları ile kuma çeviren, Müslüman çocukların kollarını bacaklarını kopartan Bush’un ABD’sine ağzını açmayan ve fakat Saddam’ın İsrail’e attığı ve boş alana düşen iki füze için, Yahudi çocukları korkutuyorsunuz diye gözyaşı dökenlerin Müslümanlarla ve Türk milleti ile ne gibi tarihi bir hesaplaşmaları var?
Hadi onları anladık…
Onlardan medet uman ve onlarla yol arkadaşlığı yapan alnı secdeli Müslümanlar kimin değirmenine su taşıyor? Vatan toprağının satılmasına ses çıkartma! Haçlılarla bir ol Müslüman’a kurşun sık, çoluk çocuğunun kilise ve havralara yönlendirilmesine engel olma; o zaman sen bu dünyada niçin varsın? Hakikati perdelemek için mi? Hiçbir şeye aklın ermiyorsa yapılanları bir bir teraziye getir ve, “Hz. Muhammet (s.a.v) sağ olsaydı bu işe ne derdi diye sor ve vicdanının verdiği cevaba göre hareket et! Hz. Muhammed (s.a.v) ABD ile bir olup savaşsın diye Suriye’ye Hz. Ali (k.v)’yi sahabe ordusunu başına komutan olarak tayin eder miydi? Hz. Muhammed (s.a.v) torunları Hz. Hasan ve Hüseyin efendilerimizin Kilise ve Havralarda namaz kılmasına, oyun oynamasına izin verir miydi?
Akıllı olun…
Haydar Baş’ı anlayın. Dünyanız da mamur olsun, ahretiniz de…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015




















































































