‘Nefsini dünyadan çekip alır’
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Allah’ı tanıyan kimse Allah’tan korkar. Allah’tan korkan kimse ise nefsini dünyadan çekip alır”
01.04.2019 00:00:00





Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Üç şey kurtarıcıdır: (...) O'nu görüyormuşsun gibi gizlide Allah'tan korkmak. Şüphesiz sen O'nu görmesen de o seni görmektedir." (el-Bihar, 70/7/5).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "O'nu görüyormuşsun gibi Allah'tan kork. Sen O'nu görmesen de şüphesiz o seni görüyor. O'nun seni görmediğini sanırsan şüphesiz kâfir olursun. O'nun seni gördüğünü bildiğin halde, insanlardan gizli Allah'ın huzurunda günah işlersen şüphesiz O'nu seni görenlerin en düşüğü kılmış olursun." (a.g.e. s. 386/48).
Resûlullah (s.a.a.) Ali'ye (a.s) yaptığı bir vasiyetinde şöyle buyurmuştur: "Sana birtakım hasletlere sahip olmanı tavsiye ediyorum. Onları benden belleyip ezberle... Üçüncüsü; zikri yüce olan Allah'tan, O'nu görüyormuşsun gibi korkmandır." (el-Kafi, 8/79/33).
Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Allah'ı en iyi bilen kimse, Allah'tan en çok korkan kimsedir." (el-Bihar, 70/393/64).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "İnsanlardan münezzeh olan Allah'ı en iyi bilen kimse, O'ndan en çok korkan kimsedir." (Gurer'ul-Hikem, 3121).
İmam Bâkır (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Âl-i Davud hikmetinde şöyle yer almıştır: Ey Âdemoğlu! Kalbin katılaşmış, Allah'ın azametini unutmuşsun. Eğer Allah'ı tanımış ve azametini bilmiş olsaydın her zaman O'ndan korku içinde olurdun." (Emali et-Tusi, 203/346).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Allah'ı tanıyan kimse Allah'tan korkar. Allah'tan korkan kimse ise nefsini dünyadan çekip alır." (el-Kafi, 2/68/4).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Kendini en çok tanıyan kimse, rabbinden en çok korkandır." (Gurer'ul-Hikem, 3126).
Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Bilin ki şüphesiz mü'min iki korku arasında amel eder: Ömründen geçen ve Allah'ın o konuda ne yapacağını bilmediği zaman ile Allah'ın hakkında ne hüküm vereceğini bilmediği baki kalan eceli arasında. O halde mü'min kul kendisinden kendisi için, dünyadan ahireti için, gençliğinde yaşlılığı için, hayatından ölmeden önce nasibini alsın. Muhammed'in (s.a.a.) ruhu elinde olana and olsun ki, bu dünyadan sonra artık bir özür ve tevbe, bu dünyadan sonra cennet veya ateş dışında bir yurt yoktur." (el-Kafi, 2/70/9).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz mü'min her ne kadar iyilik sahibi de olsa korku içinde sabahlar ve her ne kadar iyilik sahibi de olsa korku içinde akşamlar. Zira mü'min iki halet içindedir. Allah'ın ne yapacağını bilmediği geçmiş zaman ile yaklaşan ve helak edici işlerden nelere maruz kalacağını bilmediği gelecek zaman arasında." (el-Bihar, 70/382/34).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "O'nu görüyormuşsun gibi Allah'tan kork. Sen O'nu görmesen de şüphesiz o seni görüyor. O'nun seni görmediğini sanırsan şüphesiz kâfir olursun. O'nun seni gördüğünü bildiğin halde, insanlardan gizli Allah'ın huzurunda günah işlersen şüphesiz O'nu seni görenlerin en düşüğü kılmış olursun." (a.g.e. s. 386/48).
Resûlullah (s.a.a.) Ali'ye (a.s) yaptığı bir vasiyetinde şöyle buyurmuştur: "Sana birtakım hasletlere sahip olmanı tavsiye ediyorum. Onları benden belleyip ezberle... Üçüncüsü; zikri yüce olan Allah'tan, O'nu görüyormuşsun gibi korkmandır." (el-Kafi, 8/79/33).
Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Allah'ı en iyi bilen kimse, Allah'tan en çok korkan kimsedir." (el-Bihar, 70/393/64).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "İnsanlardan münezzeh olan Allah'ı en iyi bilen kimse, O'ndan en çok korkan kimsedir." (Gurer'ul-Hikem, 3121).
İmam Bâkır (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Âl-i Davud hikmetinde şöyle yer almıştır: Ey Âdemoğlu! Kalbin katılaşmış, Allah'ın azametini unutmuşsun. Eğer Allah'ı tanımış ve azametini bilmiş olsaydın her zaman O'ndan korku içinde olurdun." (Emali et-Tusi, 203/346).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Allah'ı tanıyan kimse Allah'tan korkar. Allah'tan korkan kimse ise nefsini dünyadan çekip alır." (el-Kafi, 2/68/4).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Kendini en çok tanıyan kimse, rabbinden en çok korkandır." (Gurer'ul-Hikem, 3126).
Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Bilin ki şüphesiz mü'min iki korku arasında amel eder: Ömründen geçen ve Allah'ın o konuda ne yapacağını bilmediği zaman ile Allah'ın hakkında ne hüküm vereceğini bilmediği baki kalan eceli arasında. O halde mü'min kul kendisinden kendisi için, dünyadan ahireti için, gençliğinde yaşlılığı için, hayatından ölmeden önce nasibini alsın. Muhammed'in (s.a.a.) ruhu elinde olana and olsun ki, bu dünyadan sonra artık bir özür ve tevbe, bu dünyadan sonra cennet veya ateş dışında bir yurt yoktur." (el-Kafi, 2/70/9).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz mü'min her ne kadar iyilik sahibi de olsa korku içinde sabahlar ve her ne kadar iyilik sahibi de olsa korku içinde akşamlar. Zira mü'min iki halet içindedir. Allah'ın ne yapacağını bilmediği geçmiş zaman ile yaklaşan ve helak edici işlerden nelere maruz kalacağını bilmediği gelecek zaman arasında." (el-Bihar, 70/382/34).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.