Yılın başında ilk gerginlik, AB'nin Ankara Temsilcisi Karen Fogg'un elektronik posta mesajlarının basına yansıtılmasıyla ortaya çıktı. AB'nin protestoları, söz konusu mesajların içeriğinin tartışılmasını engelleyemedi ve Fogg, olaydan bir süre sonra, "görev süresi dolduğu için" geri çekildi.
Avrupa Parlamentosu
Aynı sıralarda, Avrupa Parlamentosu, Brüksel'deki Genel Kurul toplantısında, Güney Kafkasya Raporu'nu ve bu rapor bağlamındaki karartasarısını büyük oy çoğunluyla onayladı.
Avrupa Parlamentosu'nun kararında, Türkiye'den, "Avrupa ile bütünleşme arzusuna uygun adımlar atması" istendi, Avrupa Parlamentosu'nun sözde Ermeni soykırımını tanıyan ve Ankara'nın da tanımasını isteyen 1987 kararı hatırlatıldı ve Türkiye'ye, "uzlaşma temeli oluşturma" çağrısı yapıldı.
Terör Listesi
ABD'nin 11 Eylül'den sonra yoğun baskıları karşısında terörizmle mücadele konusunu gündemine alan AB, Mayıs ayında, AB terör örgütleri ve teröristler listesine eklemeler yaparak, PKK ve DHKP-C'yi de bu listeye soktu.
Terör örgütü PKK, Temmuz sonunda, AB'nin en yüksek karar organı ABKonseyi aleyhinde, Lüksemburg'daki Adalet Divanı'na dava açtı.
Teröristler, terör örgütü PKK'yı AB'nin terör örgütleri listesine alan konsey kararının, Adalet Divanı tarafından geçersiz sayılarak iptal edilmesini, örgütün malvarlığını donduran kararın iptal edilmesini, AB Konseyi'nin mahkeme masraflarını ödemeye mahkum edilmesini istiyorlar.
İlerleme raporu
AB Komisyonu'nun 2002 Genişleme Strateji Raporu ve Türkiye İlerleme Raporu, Ekim'de açıklandı. Komisyon değerlendirmelerinde, Türkiye'de yapılan reformlar ve atılan adımlardan övgüyle söz edilirken, "siyasi kriterleri henüz tamolarak yerine getirmeyen" Türkiye'nin tam üyelik müzakereleri ve bu müzakerelerin başlangıç tarihi konusuna değinilmedi.
Türkler'in seçimi
Türkiye'de yapılan genel seçimlerin ardından yeni hükümete "temkinli ama önyargısız" yaklaşan AB, Ankara'dan "süratli adımların devamı" beklentisini dile getirmekle yetindi. AB, 2002 yılında Türkiye'den istenen reformların süratle onaylanması karşısında "şaşkınlığını" da gizlemedi ve "bu reformların uygulanmasını görmek istediğini" belirterek, zaman kazanma yolunu tercih etti.
Ve o adam
Kopenhag zirvesi öncesinde, tam üyelik müzakerelerinin başlangıç tarihinin açıklanmasını isteyen Türkiye konusunda tüm AB başkentlerinde ve kamuoylarında tartışmalar yoğunlaşırken, Avrupa Konvansiyonu Başkanı Valery Giscard d'Estaing'in, "Türkiye'nin katılımının AB'nin sonu olacağını" söylemesi, sosyalist ve liberal kesimlerde, "Ortaçağ'ın Hıristiyan şövalyelerinin tabutlarından çıkmalarına yeşil ışık yakılması" olarak nitelendirildi.
Beklenen zirve
Yıl sonunda yapılan Kopenhag zirvesinde, Aralık 2004'te toplanacakAB liderlerinin, AB Komisyonu'nun raporu ve önerisi temelinde, Türkiye'nin Kopenhag siyasi kriterlerini karşıladığına karar vermesi durumunda, AB'nin Türkiye ile müzakereleri geciktirmeden başlatacağının belirtilmesi, "bardağın yarısının boş veya dolu olduğu" tartışmalarını başlattı.
AGSP
Türkiye, karar mekanizmasında söz sahibi olacağına ve Kıbrıs Rum kesiminin NATO'dan dışlanacağına ilişkin çeşitli güvenceler aldıktan sonra, AB ile NATO arasındaki işbirliğini engelleyen tavrına da son verdi. AB, oluşturmayı hedeflediği askeri kimlik çerçevesinde NATO'nunimkan ve yeteneklerini kullanma olanağına, yıl sonunda varılan uzlaşmayla erişti.
Avrupa Parlamentosu
Aynı sıralarda, Avrupa Parlamentosu, Brüksel'deki Genel Kurul toplantısında, Güney Kafkasya Raporu'nu ve bu rapor bağlamındaki karartasarısını büyük oy çoğunluyla onayladı.
Avrupa Parlamentosu'nun kararında, Türkiye'den, "Avrupa ile bütünleşme arzusuna uygun adımlar atması" istendi, Avrupa Parlamentosu'nun sözde Ermeni soykırımını tanıyan ve Ankara'nın da tanımasını isteyen 1987 kararı hatırlatıldı ve Türkiye'ye, "uzlaşma temeli oluşturma" çağrısı yapıldı.
Terör Listesi
ABD'nin 11 Eylül'den sonra yoğun baskıları karşısında terörizmle mücadele konusunu gündemine alan AB, Mayıs ayında, AB terör örgütleri ve teröristler listesine eklemeler yaparak, PKK ve DHKP-C'yi de bu listeye soktu.
Terör örgütü PKK, Temmuz sonunda, AB'nin en yüksek karar organı ABKonseyi aleyhinde, Lüksemburg'daki Adalet Divanı'na dava açtı.
Teröristler, terör örgütü PKK'yı AB'nin terör örgütleri listesine alan konsey kararının, Adalet Divanı tarafından geçersiz sayılarak iptal edilmesini, örgütün malvarlığını donduran kararın iptal edilmesini, AB Konseyi'nin mahkeme masraflarını ödemeye mahkum edilmesini istiyorlar.
İlerleme raporu
AB Komisyonu'nun 2002 Genişleme Strateji Raporu ve Türkiye İlerleme Raporu, Ekim'de açıklandı. Komisyon değerlendirmelerinde, Türkiye'de yapılan reformlar ve atılan adımlardan övgüyle söz edilirken, "siyasi kriterleri henüz tamolarak yerine getirmeyen" Türkiye'nin tam üyelik müzakereleri ve bu müzakerelerin başlangıç tarihi konusuna değinilmedi.
Türkler'in seçimi
Türkiye'de yapılan genel seçimlerin ardından yeni hükümete "temkinli ama önyargısız" yaklaşan AB, Ankara'dan "süratli adımların devamı" beklentisini dile getirmekle yetindi. AB, 2002 yılında Türkiye'den istenen reformların süratle onaylanması karşısında "şaşkınlığını" da gizlemedi ve "bu reformların uygulanmasını görmek istediğini" belirterek, zaman kazanma yolunu tercih etti.
Ve o adam
Kopenhag zirvesi öncesinde, tam üyelik müzakerelerinin başlangıç tarihinin açıklanmasını isteyen Türkiye konusunda tüm AB başkentlerinde ve kamuoylarında tartışmalar yoğunlaşırken, Avrupa Konvansiyonu Başkanı Valery Giscard d'Estaing'in, "Türkiye'nin katılımının AB'nin sonu olacağını" söylemesi, sosyalist ve liberal kesimlerde, "Ortaçağ'ın Hıristiyan şövalyelerinin tabutlarından çıkmalarına yeşil ışık yakılması" olarak nitelendirildi.
Beklenen zirve
Yıl sonunda yapılan Kopenhag zirvesinde, Aralık 2004'te toplanacakAB liderlerinin, AB Komisyonu'nun raporu ve önerisi temelinde, Türkiye'nin Kopenhag siyasi kriterlerini karşıladığına karar vermesi durumunda, AB'nin Türkiye ile müzakereleri geciktirmeden başlatacağının belirtilmesi, "bardağın yarısının boş veya dolu olduğu" tartışmalarını başlattı.
AGSP
Türkiye, karar mekanizmasında söz sahibi olacağına ve Kıbrıs Rum kesiminin NATO'dan dışlanacağına ilişkin çeşitli güvenceler aldıktan sonra, AB ile NATO arasındaki işbirliğini engelleyen tavrına da son verdi. AB, oluşturmayı hedeflediği askeri kimlik çerçevesinde NATO'nunimkan ve yeteneklerini kullanma olanağına, yıl sonunda varılan uzlaşmayla erişti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.