'Yapmak' mastarının şimdiki ve geniş zaman kipini de rahatlıkla kullanabiliriz; ne ki gereksiz yapılıyor ve ne ki gerekli yapılmıyor.
Yıllar yılı, zengini daha zengin kılacak, servetine servet katacak düzenlemeler yapılmış ama yoksula bir nefes aldıracak adımlar atılmamış, aynı yanlışa devam ediliyor.
Kamu-özel iş birliği ile yapılan işlerde iyi para var demişler, hem para var hem de iktidarı çalışıyor gösteriyor, dolayısıyla oy getiriyor, öyleyse zenginler kollarını sıvamış ve işe koyulmuş.
Şu vilayetten bu vilayete üç şeritli yol gerekli mi değil mi, acil bir ihtiyaç mı değil mi soruları sorulmadan kazmalar vurulmuş.
Şu vilayete, ya da şu bölgeye havaalanı gerekli mi değil mi, acil ihtiyaç mı değil mi, yapıldığı zaman 'harcı-borcunu' karşılar mı karşılamaz mı türünden sorular sorulmadan, gerekli araştırmalar yapılmadan kepçelerle dozerlerle işe girişilmiş.
Köprüleri, tünelleri ve hastaneleri ve benzeri 'yap işlet devret' modeli ile yapılan bütün işleri aynı kategoride değerlendirebiliriz.
Yapılan işler göz önünde, millet görüyor ve kısa zamanda oya tahvil oluyor diye, iktidar hazinenin kapısını ardına kadar açmış; elli harcayana, yüz elli, beş yüz harcayana, bin beş yüz…
Yaptın, işlettin, devretme zamanı geldi ama, al sana bir on sene daha, yirmi sene daha ve işte memleketin perişan halleri…
Yapılan işler, ortaya çıkan eserler elbette bir bayındırlık faaliyetidir, ülkenin yarınları için, gelecek nesiller için elbette kalıcı eserlerdir, ama bugünün çocuklarının ekmek parasını, et ve süt parasını, okul harçlığını tamamen bunlara bağlamak ve fakir-fukarayı parmağı ağzında bırakmak akıl kârı mıdır, yapılacak iş midir?
Malum müteahhitlere verilen geçiş, uçuş ve hastanelerde yatış garantileri ile, akla ziyan fahiş fiyatlandırmalarla hem bugün büyümekte olan çoluk-çocuğun rızkına, et ve süt parasına, peynir-zeytin parasına el koymuşlar hem de bugünün çocuklarının torunlarının boyunlarına ağır ağır borçlar takmışlar.
Benzin-mazot fiyatlarının 30 TL'yi çoktan aştığı, akaryakıta yapılan zamlarla aslında hayatın bütün alanlarına yağmur gibi değil dolu gibi zamların yağdığı, nüfusun büyük çoğunluğunun kapılarına kahredici yoksulluğun dayandığı günümüzde aynı yanlışlar yapılmaya devam ediliyor, zengin müteahhitlerin vergileri siliniyor, borçları on yıllar sonrasına erteleniyor ama kredi ile okumuş ve devlete borçlanmış olan on binlerce gencin borçlarının faizleri dahi silinmiyor, ertelenmiyor.
Çiftçi, traktörünü yerinden oynatamadığı için feryat ediyor, sütçü, batırıldığı faiz batağından kurtulmak için süt ineklerini kesime veriyor.
Ne ki gereksiz yapılmış, yapılıyor, ne ki gerekli yapılmamış yapılmıyor.
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025