Müslümanlar Endülüs'te eşsiz bir medeniyet vücuda getirmişlerken topyekûn Hıristiyan İspanya, Müslümanları Endülüs'ten atmak için seferberlik halindeydi.
12.yy. başlarında papalık ve papalığın emrindeki İspanyol kilisesi Endülüs'ü Haçlı seferlerinin batı cephesi olarak ilan etmişti. Papalık tarafından İspanyol krallarına gönderilen mektuplarda Endülüs'ün kafirler olarak nitelenen Müslümanlardan kurtarılması ve bu ülkede tek bir Müslüman bırakılmaması isteniyordu. Ayrıca bu mücadeleye katılan herkese cennetin kapıları açılacağı da vaad ediliyordu.Papa 3. Innogent Hıristiyan İspanya'yı bütünüyle Müslümanların üzerine kışkırtmaktaydı. Müslümanları İspanya'dan çıkaracak olanlara büyük servetler ve şovalyelik payeleri verileceği ilan edildi. Fransa'nın güneyinde faaliyet gösteren Clluny rahipleri de papalığın gösterdiği hedeflerin gerçekleşmesi için İspanyol krallarına kılıçla birlikte kalemin de kullanılmasını telkin ediyorlardı.Bu şekilde Müslümanlar bir taraftan kılıçla imha edilirken diğer yandan da İslamı kötüleyici eserler sayesinde imanlarında şüpheler uyandırılacak ve bu vesileyle Hıristiyanlığa girmeleri kolaylaşacaktı. Kilisenin bu kışkırtması neticesinde Aragon kralı Ferdinand harekete geçti. Uzun süren savaşlar sonunda Gırnata'yı zaptederek 700 yıllık Endülüs devletine son verdi. Bu tarihten sonra Endülüs'te eşi görülmemiş bir vahşet ve zulüm yaşandı.Gırnata işgal edilir edilmez kilise çevreleri kral Ferdinand'ın ısrarla Muhammedin taifesinin kökünü kazıması için çalışmasını onlardan İspanya'da kalmak isteyenleri Hıristiyanlığa girmeye ya da İspanya'yı terk etmeye zorlamasını istediler. Bunu yapmalarının anlaşmaları ihlal etmek anlamına gelmediğine, ülkenin selameti için bunun gerekli olduğunu söylediler. Zira onlara göre Hıristiyanlarla Müslümanların bir arada yaşamaları mümkün değildi.İspanyol kilisesine bağlı olan kardinal Xımenez 1497 yılında Gırnata'ya girerek mal ve para dağıtmak suretiyle Müslümanları Hıristiyanlığa çekmek istedi ancak Gırnata Müslümanlarının bu teşebbüs karşısındaki tepkileri çok sert oldu.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
12.yy. başlarında papalık ve papalığın emrindeki İspanyol kilisesi Endülüs'ü Haçlı seferlerinin batı cephesi olarak ilan etmişti. Papalık tarafından İspanyol krallarına gönderilen mektuplarda Endülüs'ün kafirler olarak nitelenen Müslümanlardan kurtarılması ve bu ülkede tek bir Müslüman bırakılmaması isteniyordu. Ayrıca bu mücadeleye katılan herkese cennetin kapıları açılacağı da vaad ediliyordu.Papa 3. Innogent Hıristiyan İspanya'yı bütünüyle Müslümanların üzerine kışkırtmaktaydı. Müslümanları İspanya'dan çıkaracak olanlara büyük servetler ve şovalyelik payeleri verileceği ilan edildi. Fransa'nın güneyinde faaliyet gösteren Clluny rahipleri de papalığın gösterdiği hedeflerin gerçekleşmesi için İspanyol krallarına kılıçla birlikte kalemin de kullanılmasını telkin ediyorlardı.Bu şekilde Müslümanlar bir taraftan kılıçla imha edilirken diğer yandan da İslamı kötüleyici eserler sayesinde imanlarında şüpheler uyandırılacak ve bu vesileyle Hıristiyanlığa girmeleri kolaylaşacaktı. Kilisenin bu kışkırtması neticesinde Aragon kralı Ferdinand harekete geçti. Uzun süren savaşlar sonunda Gırnata'yı zaptederek 700 yıllık Endülüs devletine son verdi. Bu tarihten sonra Endülüs'te eşi görülmemiş bir vahşet ve zulüm yaşandı.Gırnata işgal edilir edilmez kilise çevreleri kral Ferdinand'ın ısrarla Muhammedin taifesinin kökünü kazıması için çalışmasını onlardan İspanya'da kalmak isteyenleri Hıristiyanlığa girmeye ya da İspanya'yı terk etmeye zorlamasını istediler. Bunu yapmalarının anlaşmaları ihlal etmek anlamına gelmediğine, ülkenin selameti için bunun gerekli olduğunu söylediler. Zira onlara göre Hıristiyanlarla Müslümanların bir arada yaşamaları mümkün değildi.İspanyol kilisesine bağlı olan kardinal Xımenez 1497 yılında Gırnata'ya girerek mal ve para dağıtmak suretiyle Müslümanları Hıristiyanlığa çekmek istedi ancak Gırnata Müslümanlarının bu teşebbüs karşısındaki tepkileri çok sert oldu.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.