Medine'de İslam kardeşliği tesis edildiği zaman Sevgili Peygamberimiz Said bin Rebi' ile Abdurrahman bin Avf'ı kardeş yapıyor.
Said bin Rebi' o zaman Medine'nin en güçlü tüccarı. Abdurrahman bin Avf efendimiz de çok fakir bir insan. Mekke'den Medine'ye gelmiş, hiçbir şeyi olmayan bir zat. Bir gün Said bin Rebi' Hazretleri Hazreti Abdurrah- man bin Avf'a kendi mülkünden vererek onu zengin yapmak istiyor. Fakat Abdurrahman bin Avf kabul etmiyor; "Bana, sen bu mülkü kazanmanın şartlarını, yollarını öğret" diyor.Fevkalade bir anlayış. O da ona süt veriyor, yoğurt veriyor, hurma veriyor... Medine'nin pazarına gönderiyor onu. Böylece işe başlıyor. Sonunda o kadar enteresan haller zuhur ediyor ki, Abdurrahman bin Avf Hazretleri Medine'nin en zengin esnaflarından bir tanesi haline geliyor. Düşünebiliyor musunuz; kıtlık senesinde Hz. Abdurrahman 700 deveyi yüküyle birlikte fakire fukaraya ikram ediyor. 700 tane deve; dile kolay.Bu da Cenab-ı Peygamberimizin büyük bir mucizesi. Bir insanın büyük bir tüccar olma yeteneği olduğunu tahlil ediyor ve onu bir tüccarla kardeş ediyor. Başta da söyledik; o, Resullullah'ın bir dehası. Mesela Selman-ı Farisi Hz. Ebu Derda ile kardeş oluyor. Ammar Hz. Huzeyfe ile kardeş oluyor. Hz. Mus'ab ile Hz. Ebu Eyyüb el-Ensari kardeş oluyor. Hz. Musab bir başka alem. Bütün sahabeyi seviyoruz ama Mus'ab bin Umeyr'i gözümün önüne getirdiğim zaman duygulanmamam mümkün değil.Düşünebiliyor musunuz; yirmi yaşında bir delikanlı. Allah'ın Sevgilisi Hz. Mus'ab'ı Akabe Biatlar'ından sonra Medine'ye gönderiyor. Gönderirken de kendisine: "Ya Mus'ab! Bak Medine'den bizi davete geldiler. Bu insanlar İslâm'a susamışlar.Sen gideceksin bunları Müslüman edeceksin" diyor. Hz. Mus'ab Medine'ye gidiyor. Aman Yarabbi, bir yıl içerisinde 500 insanı İslâm'a dahlediyor, Müslüman yapıyor. Adeta Medine-i Münevvere İslâm'ın kalesi haline geliyor. Hz. Mus'ab'ın hayatı çok dahiyane, örnek bir hayattır İslâm adına. Çünkü Hz. Mus'ab (ra) çok zengin bir ailenin evladı idi. Çok güzel, yakışıklı, fevkalade bir delikanlı..Babasının mülkünü, Mekke'de sahibi olduğu şan şöhreti, İslâm'a olan sevdası yüzünden terk edip Medine'ye gidiyor, bu kadar insanın bir yılda İslâm'a girmesine vesile oluyor.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Said bin Rebi' o zaman Medine'nin en güçlü tüccarı. Abdurrahman bin Avf efendimiz de çok fakir bir insan. Mekke'den Medine'ye gelmiş, hiçbir şeyi olmayan bir zat. Bir gün Said bin Rebi' Hazretleri Hazreti Abdurrah- man bin Avf'a kendi mülkünden vererek onu zengin yapmak istiyor. Fakat Abdurrahman bin Avf kabul etmiyor; "Bana, sen bu mülkü kazanmanın şartlarını, yollarını öğret" diyor.Fevkalade bir anlayış. O da ona süt veriyor, yoğurt veriyor, hurma veriyor... Medine'nin pazarına gönderiyor onu. Böylece işe başlıyor. Sonunda o kadar enteresan haller zuhur ediyor ki, Abdurrahman bin Avf Hazretleri Medine'nin en zengin esnaflarından bir tanesi haline geliyor. Düşünebiliyor musunuz; kıtlık senesinde Hz. Abdurrahman 700 deveyi yüküyle birlikte fakire fukaraya ikram ediyor. 700 tane deve; dile kolay.Bu da Cenab-ı Peygamberimizin büyük bir mucizesi. Bir insanın büyük bir tüccar olma yeteneği olduğunu tahlil ediyor ve onu bir tüccarla kardeş ediyor. Başta da söyledik; o, Resullullah'ın bir dehası. Mesela Selman-ı Farisi Hz. Ebu Derda ile kardeş oluyor. Ammar Hz. Huzeyfe ile kardeş oluyor. Hz. Mus'ab ile Hz. Ebu Eyyüb el-Ensari kardeş oluyor. Hz. Musab bir başka alem. Bütün sahabeyi seviyoruz ama Mus'ab bin Umeyr'i gözümün önüne getirdiğim zaman duygulanmamam mümkün değil.Düşünebiliyor musunuz; yirmi yaşında bir delikanlı. Allah'ın Sevgilisi Hz. Mus'ab'ı Akabe Biatlar'ından sonra Medine'ye gönderiyor. Gönderirken de kendisine: "Ya Mus'ab! Bak Medine'den bizi davete geldiler. Bu insanlar İslâm'a susamışlar.Sen gideceksin bunları Müslüman edeceksin" diyor. Hz. Mus'ab Medine'ye gidiyor. Aman Yarabbi, bir yıl içerisinde 500 insanı İslâm'a dahlediyor, Müslüman yapıyor. Adeta Medine-i Münevvere İslâm'ın kalesi haline geliyor. Hz. Mus'ab'ın hayatı çok dahiyane, örnek bir hayattır İslâm adına. Çünkü Hz. Mus'ab (ra) çok zengin bir ailenin evladı idi. Çok güzel, yakışıklı, fevkalade bir delikanlı..Babasının mülkünü, Mekke'de sahibi olduğu şan şöhreti, İslâm'a olan sevdası yüzünden terk edip Medine'ye gidiyor, bu kadar insanın bir yılda İslâm'a girmesine vesile oluyor.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.