Tahir Sağsöz, Erzurum'un İstasyon Mahallesi Muhtarı. Pazartesi günü Türkiye Muhtarlar Derneği yöneticileriyle birlikte sorunlarını anlatmak üzere geldiği TBMM'de bir gazeteciye içini döküyor ve şunları söylüyor: Eskiden köylere yol, su, elektrik gibi hizmetleri Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü götürürdü. AKP reform(!) yaptı, bu genel müdürlüğü kapattı. O hizmetleri artık İl Özel İdareleri verecek dedi. Şimdiye kadar hiçbir hizmet görmedik. Belediye başkanlarına gidiyoruz, ben daha şehre hizmet veremiyorum, nerede kaldı size vermek, diyorlar. Sağlık hizmetlerinde de reform(!) yaptılar. Defin ruhsatlarını artık muhtarlar değil, en yakın sağlık ocağındaki doktor ya da şehirdeki hastaneler verecek, dediler. Erzurum'un sekiz ayı kar, kış. Yollar kapalı. Adam nasıl gitsin sağlık ocağına? Devletin bize verdiği maaş 119 milyon lira. Ama cebimizden ödememiz gereken aylık Bağ - Kur primi 160 - 180 milyon lira... Türk aydını İsmet PaşacıYazar Yalçın Küçük, enteresan bir ifade de bulunuyor dün Akşam'da yayınlanan mülakatında: "DP iktidarını 'Forum' dergisiyle sert bir şekilde eleştiriyordu. Türkiye'deki ilk büyük öğrenci eylemini biz o zaman başlattık, ben ele başı olarak üniversiteden kovuldum. Burada önemli nokta şu: Bize gelinceye kadar Türkiye'de Kemalizm yoktu. Böyle bir kavram yoktu. İki, İsyan'da çok açık söyledim, kaynaklar gösterdim, aydın kesim Kemal Paşa'yı sevmezdi, İsmet Paşa'yı severdi." Demek ki, Atatürkçülük 1950 yılında iktidara gelen Demokrat Parti döneminde geliştirilen bir düşünce. Zaten İsmet Paşa, Atatürk'ten sonra cumhurbaşkanı yani Milli Şef olduğunda, Türk parası üzerinden Atatürk'ün fotoğraflarını kaldırmış, okul kitaplarında da kendini öne çıkarmıştı. İsmet Paşa, her tarafa da kendi heykelini diktirmiş, okullara da kendi portrelerini astırmıştı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.