Mücessem iman, mücessem şirke karşı
Hz. Ali Hendek’te Amr’ın karşısına çıkınca Resûlullah (s.a.a.), “Yâ Rabbi, Bedir günü Ubeyde’yi, Uhud günü Hamza’yı aldın, bugün Ali’yi koru. Beni tek bırakma, mirasçıların hayırlısı Sensin” diye dua etti. Sonra ashabına dönüp, “Mücessem iman, mücessem şirke karşı çıktı” buyurdu
31.05.2022 06:00:00





Hendek savaşında, Hz. Ali'nin büyük fedakârlığı göründü. Bu savaşta, Tehâme boylarıyla Kinâne, Gatfan ve sair boylar, Kureyş'le birleşmişler, Yahudiler de onlara uymuşlardı. Ebû Süfyan'ın kumandası altında harekete geçtiler.
Hz. Muhammed (s.a.a.), Selmân-ı Fârisi'nin reyini kabul ederek Medine'nin açık olan tarafına hendek kazdırmaya başladı. Müşrikler gelmeden üç gün önce hendek kazıldı. Müşrikler on bin kişiydi, mü'minler üç bin.
Müşriklerden olup Bedir'de yaralanan, yaya olarak kaçıp kurtulan Abdüvedd oğlu Amr, hendeğin geçit yerine gelip karşısına çıkacak bir mübariz istedi. Hz. Peygamber, "kimdir şuna karşı çıkacak" buyurdu. Hz. Ali, ayağa kalkıp "Ben yâ Resûlallah", dedi. Hz. Resûlullah, otur, dedi. Bu sözü üç kere tekrarladı. Her defasında ayağa kalkan Hz. Ali'ydi.
Amr, sabırsızlanmıştı. "Ey kavim" diye bağırdı, "Sizin tarafınızdan ölenlerin cennette olduğunu, bizden öldürülenlerin cehennemde bulunduğunu sanıyorsunuz; içinizde cennete gitmeyi yahut bir düşmanı cehenneme yollamayı isteyen, seven yok mu?" Hz. Ali, "Yâ Resûlallah, izin ver de gideyim" dedi. Hz. Peygamber, "Yâ Ali, bu Abdüved oğlu Amr'dir" buyurdu. Ali (a.s) ayağa kalkıp, "İzin ver yâ Resûlallah da şuna karşı çıkayım" dedi. Hz. Peygamber, izin verdi, sonra, "Yaklaş yâ Ali" buyurdu. Hz. Ali yaklaşınca kendi sarığını çözüp Hz. Ali'ye sardı. Bir rivâyette Zülfikâr adlı kılıcını o gün verdi, "Allah'ım onu önünden, ardından, sağından, solundan, üstünden, altından, sen koru" buyurdu. Hz. Ali meydana gidince de ellerini kaldırıp, "Yâ Rabbi, Bedir günü benden Ubeyde'yi, Uhud günü Hamza'yı aldın, bugün Ali'yi sen koru. Rabbim, Beni tek bırakma ve Sensin mirasçıların hayırlısı" diye dua etti.. Sonra ashâbına dönüp, "Mücessem iman, mücessem şirke karşı çıktı" buyurdu.
Hz. Ali, "Ben yayayım, sen atlısın, in attan" dedi. Amr, atından indi ve kılıcıyla zavallı hayvanın dört ayağını da kesti. Ali bunu görünce, "Bu hareket, öyle bir hareket ki artık sana yapacağım şeyden dolayı Araplardan hiçbir kimse beni yermez" buyurdu. Birbirlerine saldırdılar. Meydan, tozdan görünmez oldu. Bir müddet sonra Hz. Ali'nin "Allahuekber" diye tekbir sesi duyuldu. Herkes anladı ki Hz. Ali, Amr'ı öldürdü. Hz. Ali, Hz. Peygamber'in huzuruna geldi. "Ben, Abdülmuttalib oğluyum; ölüm, yiğit için korkmaktan hayırlıdır" mealindeki beyti okudu.
Amr öldürülünce adamları dağıldı. Hendeği, ancak Nevfel adlı birisi geçti. Hz. Ali, onu da Amr'a ulaştırdı. Hz. Ali, Amr'ın başını, Hz. Peygamberin önüne koyunca, Resûlullah, "Bugün biz onlarla savaşıyoruz, onlar bizimle savaşamıyor. Ali'nin, hendek günü bir kılıç vuruşu, kıyamete dek insanların, cinlerin ibadetlerinden üstündür" buyurdu.
Kız kardeşi, Amr'ın ölümünü duyunca "kim öldürdü" diye sordu. "Ebû Tâlib oğlu Ali" dediler. "Kavminden yüce bir er tarafından öldürülmüş, bundan daha ziyade övünülecek bir şey olur mu ey Amiroğulları" dedi ve "Amr'ı öldürenden başkası öldürseydi ona ebediyen ağlardım. Fakat öldürende hiç kınanacak nesne yok; Hâşimoğullarından yiğit bir er tarafından öldürülmüş. İkisi de arslan, ikisi de birbirine denk; saldırmışlar, birisi, öbürünü öldürmüş" mealindeki beyitleri okudu.
Suyûti ed-Dürrü'l-Mensûr'unda, "Ve Allah, kâfir olanları, hiçbir hayra nâil olmadan, coşup köpüren öfkeleriyle geriye attı ve Allah, savaş için yetti inananlara ve Allah güçlüdür ve üstündür" meâlindeki âyetin Hz. Ali'nin (a.s) Amr'ı öldürmesi üzerine indiğini İbn-i Mes'ud'dan tahric eder; Zehebi de "Mizânü'l-İ'tidâl" de bunu kaydetmektedir.
Hz. Muhammed (s.a.a.), Selmân-ı Fârisi'nin reyini kabul ederek Medine'nin açık olan tarafına hendek kazdırmaya başladı. Müşrikler gelmeden üç gün önce hendek kazıldı. Müşrikler on bin kişiydi, mü'minler üç bin.
Müşriklerden olup Bedir'de yaralanan, yaya olarak kaçıp kurtulan Abdüvedd oğlu Amr, hendeğin geçit yerine gelip karşısına çıkacak bir mübariz istedi. Hz. Peygamber, "kimdir şuna karşı çıkacak" buyurdu. Hz. Ali, ayağa kalkıp "Ben yâ Resûlallah", dedi. Hz. Resûlullah, otur, dedi. Bu sözü üç kere tekrarladı. Her defasında ayağa kalkan Hz. Ali'ydi.
Amr, sabırsızlanmıştı. "Ey kavim" diye bağırdı, "Sizin tarafınızdan ölenlerin cennette olduğunu, bizden öldürülenlerin cehennemde bulunduğunu sanıyorsunuz; içinizde cennete gitmeyi yahut bir düşmanı cehenneme yollamayı isteyen, seven yok mu?" Hz. Ali, "Yâ Resûlallah, izin ver de gideyim" dedi. Hz. Peygamber, "Yâ Ali, bu Abdüved oğlu Amr'dir" buyurdu. Ali (a.s) ayağa kalkıp, "İzin ver yâ Resûlallah da şuna karşı çıkayım" dedi. Hz. Peygamber, izin verdi, sonra, "Yaklaş yâ Ali" buyurdu. Hz. Ali yaklaşınca kendi sarığını çözüp Hz. Ali'ye sardı. Bir rivâyette Zülfikâr adlı kılıcını o gün verdi, "Allah'ım onu önünden, ardından, sağından, solundan, üstünden, altından, sen koru" buyurdu. Hz. Ali meydana gidince de ellerini kaldırıp, "Yâ Rabbi, Bedir günü benden Ubeyde'yi, Uhud günü Hamza'yı aldın, bugün Ali'yi sen koru. Rabbim, Beni tek bırakma ve Sensin mirasçıların hayırlısı" diye dua etti.. Sonra ashâbına dönüp, "Mücessem iman, mücessem şirke karşı çıktı" buyurdu.
Hz. Ali, "Ben yayayım, sen atlısın, in attan" dedi. Amr, atından indi ve kılıcıyla zavallı hayvanın dört ayağını da kesti. Ali bunu görünce, "Bu hareket, öyle bir hareket ki artık sana yapacağım şeyden dolayı Araplardan hiçbir kimse beni yermez" buyurdu. Birbirlerine saldırdılar. Meydan, tozdan görünmez oldu. Bir müddet sonra Hz. Ali'nin "Allahuekber" diye tekbir sesi duyuldu. Herkes anladı ki Hz. Ali, Amr'ı öldürdü. Hz. Ali, Hz. Peygamber'in huzuruna geldi. "Ben, Abdülmuttalib oğluyum; ölüm, yiğit için korkmaktan hayırlıdır" mealindeki beyti okudu.
Amr öldürülünce adamları dağıldı. Hendeği, ancak Nevfel adlı birisi geçti. Hz. Ali, onu da Amr'a ulaştırdı. Hz. Ali, Amr'ın başını, Hz. Peygamberin önüne koyunca, Resûlullah, "Bugün biz onlarla savaşıyoruz, onlar bizimle savaşamıyor. Ali'nin, hendek günü bir kılıç vuruşu, kıyamete dek insanların, cinlerin ibadetlerinden üstündür" buyurdu.
Kız kardeşi, Amr'ın ölümünü duyunca "kim öldürdü" diye sordu. "Ebû Tâlib oğlu Ali" dediler. "Kavminden yüce bir er tarafından öldürülmüş, bundan daha ziyade övünülecek bir şey olur mu ey Amiroğulları" dedi ve "Amr'ı öldürenden başkası öldürseydi ona ebediyen ağlardım. Fakat öldürende hiç kınanacak nesne yok; Hâşimoğullarından yiğit bir er tarafından öldürülmüş. İkisi de arslan, ikisi de birbirine denk; saldırmışlar, birisi, öbürünü öldürmüş" mealindeki beyitleri okudu.
Suyûti ed-Dürrü'l-Mensûr'unda, "Ve Allah, kâfir olanları, hiçbir hayra nâil olmadan, coşup köpüren öfkeleriyle geriye attı ve Allah, savaş için yetti inananlara ve Allah güçlüdür ve üstündür" meâlindeki âyetin Hz. Ali'nin (a.s) Amr'ı öldürmesi üzerine indiğini İbn-i Mes'ud'dan tahric eder; Zehebi de "Mizânü'l-İ'tidâl" de bunu kaydetmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.