Muaviye Ehl-i Beyt taraftarı 30 binden fazla insanı katletmiştir
Muaviye döneminde ciddi katliamlar da yapılmıştır. Özellikle Hz. Ali (a.s.)’ı ve Ehl-i Beyt’i sevenlerin yoğun yaşadığı Medine’de ve civarında büyük ordular ile halk kılıçtan geçirilmiştir
07.04.2022 23:50:00





Muaviye döneminde ciddi katliamlar da yapılmıştır. Özellikle Hz. Ali (a.s.)'ı ve Ehl-i Beyt'i sevenlerin yoğun yaşadığı Medine'de ve civarında büyük ordular ile halk kılıçtan geçirilmiştir.
Muaviye, Busr b. Ertat yönetimindeki ordu dört bin Şamlı savaşçı ile Medine'den harekete geçti. Bu ordu Medine'de, Mekke'de, Taif'de, Tebale'de, Necran kabilesinde ve San'a'da Ben-i Hâşim soyunu ve Hz. Ali (a.s.) sevenlerini kılıçtan geçirdiler.
Kaynaklarda, öldürülen insanların 30 bini aştığı yazmaktadır. Bu seferler sırasında Ebu Hureyre de Ebu Busr'un ordusu ile hareket etmiştir.
Nitekim İmam Muhammed Bâkır (a.s.)'dan şöyle rivayet edilmektedir:
"Tüm şehirlerdeki sevenlerimiz öldürüldü. Ehl-i Beyt taraftarı olabileceği zannıyla nice insanların elleri ve ayakları kesildi. Bizi sevmek, bizim yanımızda yer almakla suçlananlar ya zindanlara atıldılar, ya malları müsadere edildi, ya da evleri yıkıldı."
Muaviye döneminde İmam Ali (a.s.)'ı sevenlerle ilgili şu minval üzere çeşitli genelgeler yayınlanmıştır: "Eğer bir kişi, bir kimsenin Ali ve ailesi taraftarı olduğuna tanıklık ederse, o kimsenin adını Beytülmal defterinden siliniz, hak ve ödeneklerini kesiniz."
İmam Ali (a.s.)'ı sevenlerin mahkemelerde tanıklıklarının kabul edilmeyeceğini de genelge ile ilan etmişti.
Muaviye, Kûfe'ye Ziyad b. Sümeyye'yi vali yaptı. Onun yardımcısı olan Semure b. Cundeb, sekiz bin kişiyi katletmiştir.
Muaviye, zaman içinde Kûfe'ye Muğire b. Şube'yi ve Basra'ya Abdullah b. Amir'i vali olarak atamıştır. Bu idarî zulüm onlar döneminde de devam etmiştir.
"Birkaç yıl geçmeden Kûfe halkı temsilcileri, Medine yollarına düşüp İmam Hasan (a.s.)'ın huzuruna varıp sıkıntılarını, şikayetlerini dile getiriyor ve onun buyruklarını dinliyorlardı."
Bu dönemde İmam Hasan (a.s.) yönetimden şikayet eden halkın İslamî hükümleri çiğnedikleri konusunda ikaz ediyordu.
Yapılan bu ikaz çalışmaları aslında, rayından çıkmış halifelik makamına karşı ileride kıyam edecek İmam Hüseyin (a.s.) için bir zemin hazırlamakta idi.
İmam Ebu Câfer es-Sakafî'den şöyle nakledilmektedir:
Muaviye b. Ebi Süfyan, sahabe ve tabiinden bir grubu toplayıp, onlardan Hz. Ali (a.s.)'ı yeren hadisler uydurmalarını ve bunları halkın arasında yaymalarını istedi. Onlar da bu işle meşgul olmaya başladılar. Ebu Hureyre, Amr b. As ve Muğire b. Şube, Hz. Ali (a.s.)'ı yeren hadisleri uyduran kimselerdendir."
Yalan hadis uyduran bu kişilerden Ebu Hureyre, Halife Hz. Ömer zamanında yalan hadis rivayet ettiği için, hadis rivayetinden yasaklanmıştı.
Nitekim Halife Hz. Ömer onu kırbaçlayıp dövdü. Resulüllah (s.a.v.)'den hadis nakletmesine engel olarak dedi ki: "Hz. Peygamberden (s.a.v.) çok hadis naklediyorsun. O'na yalan isnad etmek sana yakışır. (Yani senin gibi şahsiyetsiz biri Peygamberin (s.a.v.) adına yalan söyler ancak). Peygamberden hadis nakletmeyi terk etmelisin. Yoksa seni ya Devs'e gönderirim, ya da Buzinelerin yanına…"
Ebu Hureyre, Muaviye ile beraber Kûfe Camii'ne geldi. Halkın kendisine büyük bir ilgi gösterdiğini görünce ayağa kalktı ve (halkın dikkatini çekmek için) iki eliyle başına vurmaya başladı.
Sonra şöyle dedi: "Ey Irak halkı! Benim, Allah ve Peygamberinin (s.a.v.) adına yalan söyleyip, cehennem ateşini satın alacağımı zannediyor musunuz?
Peygamberden (s.a.v.) duyduğum o şeyi benden duyun (yani duyduğumu size naklediyorum). Hz. Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu duydum: "Her peygamberin bir haremi vardır; benim haremim de Medine'dir. Kim orada bir olay çıkarırsa, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun. Allah'ı şahit tutuyorum ki, Ali Medine'de olay çıkardı."
Muaviye, Ebu Hureyre'nin bu sözlerini duyunca, onu çağırtıp hediyeler verdi ve Ebu Hureyre'yi Medine'nin valisi yaptı.
"Resulüllah (s.a.v.)'in bu gibi şeylerin ancak misline karşılık satılabileceğini, mislinden fazlasına satılmasını yasakladığını duydum."
Muaviye dedi ki: "Ben bunda bir sakınca görmüyorum."
Bunun üzerine Ebu Derda şöyle dedi: "Kim, Muaviye'den beni kurtaracak? Ben ona, Resulüllah (s.a.v.)'den anlatıyorum, o bana, kendi görüşünü anlatıyor. Senin bulunduğun bir memlekette oturamam."
Sonra Ebu Derda Ömer b. Hattab'ın yanına gitti ve bu olayı ona anlattı. Hz. Ömer, Muaviye ye şöyle yazdı: "Bu gibi şeyleri misline karşılık ve eşit ağırlığına mukabil satmalısın." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin eserinden)
Muaviye, Busr b. Ertat yönetimindeki ordu dört bin Şamlı savaşçı ile Medine'den harekete geçti. Bu ordu Medine'de, Mekke'de, Taif'de, Tebale'de, Necran kabilesinde ve San'a'da Ben-i Hâşim soyunu ve Hz. Ali (a.s.) sevenlerini kılıçtan geçirdiler.
Kaynaklarda, öldürülen insanların 30 bini aştığı yazmaktadır. Bu seferler sırasında Ebu Hureyre de Ebu Busr'un ordusu ile hareket etmiştir.
Nitekim İmam Muhammed Bâkır (a.s.)'dan şöyle rivayet edilmektedir:
"Tüm şehirlerdeki sevenlerimiz öldürüldü. Ehl-i Beyt taraftarı olabileceği zannıyla nice insanların elleri ve ayakları kesildi. Bizi sevmek, bizim yanımızda yer almakla suçlananlar ya zindanlara atıldılar, ya malları müsadere edildi, ya da evleri yıkıldı."
Muaviye döneminde İmam Ali (a.s.)'ı sevenlerle ilgili şu minval üzere çeşitli genelgeler yayınlanmıştır: "Eğer bir kişi, bir kimsenin Ali ve ailesi taraftarı olduğuna tanıklık ederse, o kimsenin adını Beytülmal defterinden siliniz, hak ve ödeneklerini kesiniz."
İmam Ali (a.s.)'ı sevenlerin mahkemelerde tanıklıklarının kabul edilmeyeceğini de genelge ile ilan etmişti.
Muaviye, Kûfe'ye Ziyad b. Sümeyye'yi vali yaptı. Onun yardımcısı olan Semure b. Cundeb, sekiz bin kişiyi katletmiştir.
Muaviye, zaman içinde Kûfe'ye Muğire b. Şube'yi ve Basra'ya Abdullah b. Amir'i vali olarak atamıştır. Bu idarî zulüm onlar döneminde de devam etmiştir.
"Birkaç yıl geçmeden Kûfe halkı temsilcileri, Medine yollarına düşüp İmam Hasan (a.s.)'ın huzuruna varıp sıkıntılarını, şikayetlerini dile getiriyor ve onun buyruklarını dinliyorlardı."
Bu dönemde İmam Hasan (a.s.) yönetimden şikayet eden halkın İslamî hükümleri çiğnedikleri konusunda ikaz ediyordu.
Yapılan bu ikaz çalışmaları aslında, rayından çıkmış halifelik makamına karşı ileride kıyam edecek İmam Hüseyin (a.s.) için bir zemin hazırlamakta idi.
Muaviye'nin Hz. Ali (a.s.) hakkında yalan hadis uydurtması
Muaviye döneminin en korkunç olaylarından biri Hz. Ali (a.s.) hakkında hadis uydurtmasıdır.İmam Ebu Câfer es-Sakafî'den şöyle nakledilmektedir:
Muaviye b. Ebi Süfyan, sahabe ve tabiinden bir grubu toplayıp, onlardan Hz. Ali (a.s.)'ı yeren hadisler uydurmalarını ve bunları halkın arasında yaymalarını istedi. Onlar da bu işle meşgul olmaya başladılar. Ebu Hureyre, Amr b. As ve Muğire b. Şube, Hz. Ali (a.s.)'ı yeren hadisleri uyduran kimselerdendir."
Yalan hadis uyduran bu kişilerden Ebu Hureyre, Halife Hz. Ömer zamanında yalan hadis rivayet ettiği için, hadis rivayetinden yasaklanmıştı.
Nitekim Halife Hz. Ömer onu kırbaçlayıp dövdü. Resulüllah (s.a.v.)'den hadis nakletmesine engel olarak dedi ki: "Hz. Peygamberden (s.a.v.) çok hadis naklediyorsun. O'na yalan isnad etmek sana yakışır. (Yani senin gibi şahsiyetsiz biri Peygamberin (s.a.v.) adına yalan söyler ancak). Peygamberden hadis nakletmeyi terk etmelisin. Yoksa seni ya Devs'e gönderirim, ya da Buzinelerin yanına…"
Ebu Hureyre, Muaviye ile beraber Kûfe Camii'ne geldi. Halkın kendisine büyük bir ilgi gösterdiğini görünce ayağa kalktı ve (halkın dikkatini çekmek için) iki eliyle başına vurmaya başladı.
Sonra şöyle dedi: "Ey Irak halkı! Benim, Allah ve Peygamberinin (s.a.v.) adına yalan söyleyip, cehennem ateşini satın alacağımı zannediyor musunuz?
Peygamberden (s.a.v.) duyduğum o şeyi benden duyun (yani duyduğumu size naklediyorum). Hz. Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu duydum: "Her peygamberin bir haremi vardır; benim haremim de Medine'dir. Kim orada bir olay çıkarırsa, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun. Allah'ı şahit tutuyorum ki, Ali Medine'de olay çıkardı."
Muaviye, Ebu Hureyre'nin bu sözlerini duyunca, onu çağırtıp hediyeler verdi ve Ebu Hureyre'yi Medine'nin valisi yaptı.
Muaviye faiz yemekten kaçınmamıştır
Muaviye altın veya altın kaplı bir su kabını, ağırlığından daha fazlası altına sattı. Ebu Derda ona dedi ki:"Resulüllah (s.a.v.)'in bu gibi şeylerin ancak misline karşılık satılabileceğini, mislinden fazlasına satılmasını yasakladığını duydum."
Muaviye dedi ki: "Ben bunda bir sakınca görmüyorum."
Bunun üzerine Ebu Derda şöyle dedi: "Kim, Muaviye'den beni kurtaracak? Ben ona, Resulüllah (s.a.v.)'den anlatıyorum, o bana, kendi görüşünü anlatıyor. Senin bulunduğun bir memlekette oturamam."
Sonra Ebu Derda Ömer b. Hattab'ın yanına gitti ve bu olayı ona anlattı. Hz. Ömer, Muaviye ye şöyle yazdı: "Bu gibi şeyleri misline karşılık ve eşit ağırlığına mukabil satmalısın." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.