logo
03 OCAK 2025

Milli Ekonomi Modeli'nde kaynak

"Deflasyon hastalığı ihtiyaçların sınırsız olduğu zannını temelden çürütmektedir. Aksine çağımızda ekonomileri bekleyen en büyük tehlikenin tüketimde yaşanan darlık olduğu ortadadır."

15.09.2020 16:49:00
Milli Ekonomi Modeli'nde kaynak
Milli Ekonomi Modeli'nde kaynak
İktisatçılar insanların ihtiyaçlarını sınırsız, fakat bu ihtiyaçlara cevap verecek olan mal ve hizmet miktarını sınırlı olarak tarif etmişlerdir. Buna gerekçe olarak kaynakların sınırlı olması gösterilmiştir. Şu âna kadar îktisat ilmi de, bu sınırlı kaynaklardan yola çıkarak sınırsız ihtiyaçları karşılama ilmi olarak tarif edilmiştir.

İnsan bahsinde esasında insanın ihtiyaçlarının sınırlı, ihtiraslarının sınırsız olduğunu ifade etmiştik. însanın ihtiyaçları konusunda yanılan iktisatçıların bir diğer yanılgısı da kaynakların sınırlı olduğu zannıdır. Esasen sınırsız olan ihtiyaçlar değil, kaynaklardır.

Kaynakları sınırlı olarak gören ekonomistler, arz yanlısı modeller geliştirerek, üretime odaklanmışlardır. Çünkü bu mantığa göre ihtiyaçlar sınırsız olduğu için tüketimde her zaman fazlalık olacağından ekonominin asıl çözülmesi gereken problemi tüketim değil, üretimdir. Ancak bugün gelinen noktada ekonomilerde deflasyonun yani tüketim eksikliğinin ortaya çıkmış olması, var olan üretim hacmini bile karşılayabilecek tüketimin olmaması bu modellerin yanlış temeller üzerine oturduğunu ispatlamaktadır.

Yani, insanların var olan arz miktarını çok kısa zamanda bitirmeleri gerekirken, oluşan arz fazlaları iktisat modellerinin olaylara bakış açısındaki yanlışlığını ortaya koymaktadır.

Deflasyon hastalığı ihtiyaçların sınırsız olduğu zannını temelden çürütmektedir. Aksine çağımızda ekonomileri bekleyen en büyük tehlikenin tüketimde yaşanan darlık olduğu ortadadır.

Ürettiği mal ve hizmetleri tüketemediği için stokları her geçen gün artan kapitalist anlayış, diğer taraftan artan dünya nüfusunu problem olarak görmüş, gerek savaşlarla, gerekse açlık ve doğum kontrolleri ile nüfusun azaltılmasını desteklemiştir. Doğum kontrolünü olmazsa olmaz bir çözüm olarak özellikle Afrika ve Asya insanına dayatmışlardır.

Biraz dikkatli bakınca dünyada ve uzayda sınırsız kaynaklara sahip olduğumuzu görmek mümkündür. Etrafımızda âtıl duran bu kaynakları devreye sokmak için sadece ihtiyaç duyulan bilimsel araştırmaların ve yatırımların yapılması yeterlidir.

Her geçen gün teknolojinin ilerlemesi ile dün bizim için bir şey ifade etmeyen birçok madde artık hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Enerji olarak dün karbon eksenli yakıtları tanıyan dünya bugün hidrojen eksenli yakıtları da kullanmaya başladı. Dün belki de hiçbir değeri olmayan bor madenleri bugün altın kıymetinde. Nükleer enerjiden istifade etmeye başlayalı yıllar oldu.

Sahip olduğumuz bilgi birikimi arttıkça kaynaklardan istifademiz de katlanarak artmaktadır. Tükenmeye başladığı söylenen bir kaynağın yerini, bilgi ve teknolojide sağlanan gelişmeler sayesinde bir başka kaynak almaktadır.

Bütün bu gerçekler açık bir şekilde ortada olmasına rağmen ekonomi modelleri, şu ana kadar, bu doğrulara sırtını dönerek, âfâki görüşlere yer vermiştir.

Yine yaşadığımız dünyada mükemmel bir denge ile karşı karşıyayız. Ekoloji bilimi bize doğada müthiş bir denge ve geri besleme sistemleri olduğunu gösteriyor. Örneğin biz nefes alırken oksijen tüketiyoruz ama kullandığımız oksijen bitmiyor sürekli bitkiler tarafından yenileniyor, onların ihtiyaç duyduğu karbondioksiti ise biz sağlıyoruz.

Yine azot olsun, dünyaya yağan yağmur miktarı olsun, ozon tabakası olsun doğada bulunan bütün maddelerde muazzam bir dairesel döngü söz konusudur. Yeri gelmişken hemen belirtelim ki böyle bir dengenin tesadüfler sonucu olduğunu söylemek, elbette bunu sağlayan îrade'ye karşı büyük bir nankörlüktür.

Böyle bir îrade'nin olmadığını varsaydığımızda doğada ne kadar düzen olabilirse, başıboş bir serbestlik üzerine kurulu ekonomiler de ancak o kadar başarılı olabilir. Doğada var olan denge nasıl bir îrade'nin varlığını gösteriyorsa, serbest piyasa anlayışı da ekonomilerde bir o kadar kaosa sebep olmaktadır. Sınırsız kaynaklara sahip olmamıza rağmen, günümüzde dünya nüfusunun büyük bir kısmının açlık çekiyor olması hatta bir kesimin her yıl açlıktan ölüyor olması da bunun ispatıdır.

Dünya hem sınırsız, hem de sürekli yenilenen kaynaklara sahiptir. Bu kaynakları kullanıp kullanmamak, yok edip etmemek bizim elimizde. Asıl bugün kontrol altına alınması gereken insan nüfusu değil, bu kaynaklara dünyadaki doğal dengeleri bozacak şekilde zarar verenler ve onları kendi kontrollerinde stoklayanlardır.

Kaynaklardan daha fazla istifade etmek, daha fazla işgücüne de bağlıdır. Artan nüfus yeni işgücü demek olduğu için, yeni kaynakların dev­reye konmasına imkan sağlamaktadır. Mesela, doğru bir tarım politikası ile kazanılacak her yeni işgücü topraktan daha fazla istifade etmemizi sağlayacaktır.

Ayrıca sınırsız olan kaynakları açığa çıkartmak için, para muhakkak bir tahrik unsuru olarak kullanılmalı ve emek devreye konulmalıdır.

Bugün geliştirilecek ekonomi politikalarının gayesi, ekosistemi bozmadan nasıl olur da sınırsız olan kaynaklardan gerektiği kadar istifade ederiz olmalıdır.

Kaynakların belli eller etrafında toplanması onların verimli olarak kullanılmasını imkansız hale getirmiştir. Adeta sınırsız olan kaynaklar belli ellerde tekelleşince, yetersiz ve sınırlı hale gelmiştir. Dolayısıyla, bir millete ait kaynakların o milletin ortak değerleri olduğunu ifade etmek zorundayız. Özellikle büyük sermaye ve teknoloji ge­rektiren enerji ve yeraltı kaynaklarının işletilmesinde devlet-millet işbirliği gerekmektedir.

Dünyada en zengin kaynaklara sahip ülkelerin bir çoğunun, en fakir ülkeler olduğu hatırlanıldığında, bu yeraltı kaynaklarının belli birkaç grubun kontrolünde olduğu görülecektir. Özgürlüklerin önünü açtığını söyleyen kapitalist politikalar, söz konusu, enerji ve yeraltı kaynakları olduğunda, bunların devlet eli ile halkın kullanımına açılmasından ziyade belli ellerde tekelleşmesini savunmaktadırlar. Oysa olması gereken, ülkelerin kalkınmasına temel olan her türlü yeraltı ve yerüstü kaynaklarının bütün insanların kullanımına açılmasıdır.

Tabiatta olup da faydası olmayan hiçbir madde yoktur. Öyleyse kurulacak sanayi tesislerinin entegre sistemlerden oluşması da gereklidir. En genel manada, var olan her şey bir kaynaktır ve birbirine zincirleme bağlıdır.



Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler: Allah’a kulluk ve hamd
Bismillahirrahmanirrahim...
Özellikle de hazır giyim
Sanayi feci durumda
DEM Parti, Cumhur'un yarım müttefiki
Bahçeli muradına erdi
‘Bunlar bizi yıldıramaz’
Hüseyin Baş’tan çarpıcı açıklama
BTP Genel Başkanı'na adli kontrol kararı
'Hüseyin Baş susturulamaz'
İmralı heyeti Bahçeli ile görüştü
Teröristbaşı Öcalan'ın mesajını getirdiler
'Sorumlusu ABD ile destekçileridir'
Rusya Avrupa'ya gazı kesti
Çalışanlar, en çok kaygı ve stres için psikoloğa gitti
Artış; kaygıda yüzde 34, streste yüzde 50.5
Fırat'ın doğusunda son durum ne?
Milli Savunma Bakanlığı'ndan açıklama
Trafikte hata yapan yandı
Cezalara yüzde 43,93 zam geldi
2024'te 41 ürünün 40'ı zamlandı
Gıda fiyatlarına zam yağdı
ABD'de yeni bir saldırı daha
ABD, yeni yıla saldırılarla girdi
Yunus Emre Enstitüsü eski yönetimine operasyon: 18 gözaltı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın eşi ve Semih Yalçın‘ın oğlu istifa etmişti
Bu devlet ‘bebek katilinin’ himmetine muhtaç değildir
İmralı ile görüşen arkadaşları kim görevlendirdi?
Soğuk, açlık, katliam, kısaca her şey var
Gazze'de şartlar iyice dayanılmaz hal aldı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler: Allah’a kulluk ve hamd
Bismillahirrahmanirrahim...
Özellikle de hazır giyim
Sanayi feci durumda
DEM Parti, Cumhur'un yarım müttefiki
Bahçeli muradına erdi
‘Bunlar bizi yıldıramaz’
Hüseyin Baş’tan çarpıcı açıklama
BTP Genel Başkanı'na adli kontrol kararı
'Hüseyin Baş susturulamaz'
İmralı heyeti Bahçeli ile görüştü
Teröristbaşı Öcalan'ın mesajını getirdiler
'Sorumlusu ABD ile destekçileridir'
Rusya Avrupa'ya gazı kesti
Çalışanlar, en çok kaygı ve stres için psikoloğa gitti
Artış; kaygıda yüzde 34, streste yüzde 50.5
Fırat'ın doğusunda son durum ne?
Milli Savunma Bakanlığı'ndan açıklama
Trafikte hata yapan yandı
Cezalara yüzde 43,93 zam geldi
2024'te 41 ürünün 40'ı zamlandı
Gıda fiyatlarına zam yağdı
ABD'de yeni bir saldırı daha
ABD, yeni yıla saldırılarla girdi
Yunus Emre Enstitüsü eski yönetimine operasyon: 18 gözaltı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın eşi ve Semih Yalçın‘ın oğlu istifa etmişti
Bu devlet ‘bebek katilinin’ himmetine muhtaç değildir
İmralı ile görüşen arkadaşları kim görevlendirdi?
Soğuk, açlık, katliam, kısaca her şey var
Gazze'de şartlar iyice dayanılmaz hal aldı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.