Milli Devlet anlayışında ise devlet, güçlüdür; bir baba gibidir. Milli Devlet, özelleştirme adı altında devletin işletmelerinin ve milletin yer altı ve yerüstü kaynaklarının yabancılara devredilmesine karşıdır;
kurumların daha verimli işletilmesi için kendi vatandaşlarına özelleştirme imkanı tanır, devlet - millet ortaklığını hayata geçirir. Milli Devletin özelleştirme anlayışında, küreselleşmenin aksine kurumların yüzde 51'i devlette kalmak kaydı şartıyla, kalan yüzde 49'unun özelleştirilmesi söz konusudur. Özelleştirme işleminde sırasıyla, önce o kamu kuruluşunda çalışanlar dikkate alınır, sonra o kuruluşun bulunduğu bölgenin insanları, sonra yerli sermaye sahipleri, sonra da ülke dışında bulunan ama o ülkenin vatandaşı olan sermaye sahipleri devreye sokulur. Yer altı kaynakları devlet - millet ortaklığı ile işletilecektir. Milli Devlet'te kamu kuruluşları, yer altı ve yerüstü kaynakları devlet-millet ortaklığıyla işletilir. Devletle millet ortak olur, devlet kazanır, vatandaşını da kazandırır. Yani devlet alan el değil, veren eldir. Devletine ortak olan millet, devletine zeval gelmesine, ülkesinin işgal edilmesine asla müsaade etmez.Milli Devlet'te, devlet - millet birlikteliği ve kaynaşması doğal bir sonuç olarak ortaya çıkar. Küresel güçler, azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hedeflerine ulaşabilmek için o ülkenin ordusunun zayıflamasını ve etkisiz olmasını isterler. Çünkü o ülkenin bağımsızlığını korumakla mükellef olan silahlı bir güç, küresel güçler için en büyük engeldir. Milli Devlet'te ise, milletin ve ülkenin bekası ancak güçlü bir orduyla mümkündür. İç ve dış tehditler için güçlü bir ordu, sadece varlığıyla bile caydırıcı unsurdur. Küresel güçler, sömürmek istedikleri ülkelere ordularını zayıflatması için baskı ve telkinlerde bulunurlar. Bugün ABD, parasının dünya parası olmasını, arkasında Pentagon olmasına borçludur. Askeri gücü olmayan bir ABD'nin dünyadaki siyasi, ekonomik gücünün de olmayacağı muhakkaktır. Küreselleşme, devleti küçültmek gerektiğini savunmasına karşın; Milli Devlet, küçültülmüş bir devletten değil, çok daha güçlü ve köklü bir devlet yapısından yanadır. Milli Devlet, ekonomi alanında doğrudan üretici, dağıtıcı ve düzenleyici durumundadır. Haddi zatında Türkiye gibi devletlere küçülmeyi dayatan gelişmiş kabul edilen ülkelerinin devlet yapılarına baktığımızda, devletin kamudaki payının Türkiye'den daha yüksek olduğunu görürüz.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Ömer Saraçoğlu / İstanbul ÜniversitesiMilli Devlet tek kurtuluş yoluDünyanın dört bir tarafından bu bilimsel kongreye iştirak eden saygıdeğer bilim adamları, sevgili dinleyiciler... Uygulanan ekonomik sistemler, karma ekonomi modelinden önceleri plansız daha sonra planlı liberal kapitalist ekonomi modeline doğru bir gelişim göstermiştir. Bu sistem mutlu bir azınlığı zenginleştirirken, işsizliği artırmış ve insanlarımızın büyük çoğunluğunu asgari ücretle çalışmaya mecbur etmiştir. Bugün yaklaşık bir milyon civarındaki vatandaşımız açlık sınırının altında ve yine yaklaşık 19 milyon vatandaşımız da yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edilmiş bulunmaktadır. Çıkarılan azınlıklara ve ecnebilere ilişkin Vakıflar Kanunu ile yabancı vakıflara yeni kapitülasyonlar verilmektedir. Türk halkının vergi yükü artırılırken, AB ile yapılan işlerin hepsi vergiden muaf hale getirilmiştir. AB'ye girmemiz şiddetle savunulurken, AB'nin Türkiye'ye ne gibi bir yarar sağladığı sorulmamakta ve bağımsızlığımızın ne olacağı sorgulanmamaktadır. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Devlet-Sosyal Devlet modeli ile bütün ulusların kendi kendine nasıl yetebileceklerinin nasıl kalkınabileceklerinin anahtarı olan Mili Ekonomi modelini uygulayarak dünyanın beklediği barışa sosyal adalete ve demokrasiye ulaşabileceklerinin adresini göstermektedir.
kurumların daha verimli işletilmesi için kendi vatandaşlarına özelleştirme imkanı tanır, devlet - millet ortaklığını hayata geçirir. Milli Devletin özelleştirme anlayışında, küreselleşmenin aksine kurumların yüzde 51'i devlette kalmak kaydı şartıyla, kalan yüzde 49'unun özelleştirilmesi söz konusudur. Özelleştirme işleminde sırasıyla, önce o kamu kuruluşunda çalışanlar dikkate alınır, sonra o kuruluşun bulunduğu bölgenin insanları, sonra yerli sermaye sahipleri, sonra da ülke dışında bulunan ama o ülkenin vatandaşı olan sermaye sahipleri devreye sokulur. Yer altı kaynakları devlet - millet ortaklığı ile işletilecektir. Milli Devlet'te kamu kuruluşları, yer altı ve yerüstü kaynakları devlet-millet ortaklığıyla işletilir. Devletle millet ortak olur, devlet kazanır, vatandaşını da kazandırır. Yani devlet alan el değil, veren eldir. Devletine ortak olan millet, devletine zeval gelmesine, ülkesinin işgal edilmesine asla müsaade etmez.Milli Devlet'te, devlet - millet birlikteliği ve kaynaşması doğal bir sonuç olarak ortaya çıkar. Küresel güçler, azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hedeflerine ulaşabilmek için o ülkenin ordusunun zayıflamasını ve etkisiz olmasını isterler. Çünkü o ülkenin bağımsızlığını korumakla mükellef olan silahlı bir güç, küresel güçler için en büyük engeldir. Milli Devlet'te ise, milletin ve ülkenin bekası ancak güçlü bir orduyla mümkündür. İç ve dış tehditler için güçlü bir ordu, sadece varlığıyla bile caydırıcı unsurdur. Küresel güçler, sömürmek istedikleri ülkelere ordularını zayıflatması için baskı ve telkinlerde bulunurlar. Bugün ABD, parasının dünya parası olmasını, arkasında Pentagon olmasına borçludur. Askeri gücü olmayan bir ABD'nin dünyadaki siyasi, ekonomik gücünün de olmayacağı muhakkaktır. Küreselleşme, devleti küçültmek gerektiğini savunmasına karşın; Milli Devlet, küçültülmüş bir devletten değil, çok daha güçlü ve köklü bir devlet yapısından yanadır. Milli Devlet, ekonomi alanında doğrudan üretici, dağıtıcı ve düzenleyici durumundadır. Haddi zatında Türkiye gibi devletlere küçülmeyi dayatan gelişmiş kabul edilen ülkelerinin devlet yapılarına baktığımızda, devletin kamudaki payının Türkiye'den daha yüksek olduğunu görürüz.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Ömer Saraçoğlu / İstanbul ÜniversitesiMilli Devlet tek kurtuluş yoluDünyanın dört bir tarafından bu bilimsel kongreye iştirak eden saygıdeğer bilim adamları, sevgili dinleyiciler... Uygulanan ekonomik sistemler, karma ekonomi modelinden önceleri plansız daha sonra planlı liberal kapitalist ekonomi modeline doğru bir gelişim göstermiştir. Bu sistem mutlu bir azınlığı zenginleştirirken, işsizliği artırmış ve insanlarımızın büyük çoğunluğunu asgari ücretle çalışmaya mecbur etmiştir. Bugün yaklaşık bir milyon civarındaki vatandaşımız açlık sınırının altında ve yine yaklaşık 19 milyon vatandaşımız da yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edilmiş bulunmaktadır. Çıkarılan azınlıklara ve ecnebilere ilişkin Vakıflar Kanunu ile yabancı vakıflara yeni kapitülasyonlar verilmektedir. Türk halkının vergi yükü artırılırken, AB ile yapılan işlerin hepsi vergiden muaf hale getirilmiştir. AB'ye girmemiz şiddetle savunulurken, AB'nin Türkiye'ye ne gibi bir yarar sağladığı sorulmamakta ve bağımsızlığımızın ne olacağı sorgulanmamaktadır. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Devlet-Sosyal Devlet modeli ile bütün ulusların kendi kendine nasıl yetebileceklerinin nasıl kalkınabileceklerinin anahtarı olan Mili Ekonomi modelini uygulayarak dünyanın beklediği barışa sosyal adalete ve demokrasiye ulaşabileceklerinin adresini göstermektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.