Tam istihdamın olmadığı bir ortamda çalışanlar, istedikleri ücretle çalışamayacaklar, kantarın topuzu işverenden yana ağır basacaktır.
Asgari ücretin normal geçim sınırına çekildiği ve tam istihdamın sağlandığı Milli Ekonomi Modeli'nde ise; hem işveren, doğacak maliyetlere karşı devlet tarafından sübvanse edilecektir ki, asgari ücretteki artış, devlet tarafından sübvanse edilecek; işverene ve maliyetlere yüklenmeyecek. Hem de işçi, istediği işte minimum normal geçim şartlarında çalışma imkanına kavuşacaktır.
Bireysel özgürlükler ancak Milli Devletle yaşanırKapitalizme tepki olarak ortaya atılan gerek Marksist ve gerekse sair sosyalist görüşlerin, cevabını aradıkları ama bulamadıkları bireysel özgürlüklerin tamamı, Milli Devlet içerisinde vardır. Milli Devlet kapitalist devlet anlayışının yok saydığı insana ait sosyal ve ekonomik hakları vatandaşlarına yaşatmaktadır. Böyle bir devlet anlayışı Sosyalist tepkilerin bütün kaygılarını da giderdiği gibi, onların hayal bile edemediği haklarla bireyleri donatmaktadır. Bireylerin mülk edinme hakkı da bu özgürlükler kapsamındadır.
Liberal anlayışların iki büyük yanılgı içindedirPiyasaların serbest bırakılmasını iddia eden liberal anlayışlar esasında iki büyük yanılgı içerisindedir. Birincisi Milli Ekonomi Modeli'nde de izah ettiğimiz üzere kendi haline bırakılan piyasaların teorik olarak bile dengeye ulaşması mümkün değildir. Tüketim yönlü bir destek olmadan -ki bunun Milli Devlette adı Sosyal Devlettir- piyasalar ne sürekli büyüyebilir, ne de dengeye oturur. İkincisi ise devletin müdahil olmadığı piyasa, kaos üzerine kurulu monopol yapılanmaların oluştuğu, global odakların kontrolünde bir piyasayı beraberinde getirir.
Milli Devlet herkese eşit fırsatlar sunarHalbuki Sosyal Devlet/Milli Devlet'in kontrol ettiği piyasa, herkesin eşit fırsatlara ve haklara sahip olduğu bir piyasayı beraberinde getirir ki; böyle bir fırsat eşitlik olmadan, özgürlüklerden bahsetmek de mümkün değildir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Sabden Orazalı / Kazakistan Bilim Adamları Kurul BaşkanıBu tezle müreffeh bir ülke oluşturmak mümkünGloballeşme sonucu kazanan kim? Hakikatte kazanan gelişmiş ülkeler ve onların fertleridir ve aslan payını Amerika kazanmaktadır. G7 ülkeleri uluslararası kuruluşların siyasetini belirlemektedirler. Globalleşme sürecinde Türk devletleri, geri kalmış diğer ülkeler, bu sürece nasıl karşı koyabilirler? Büyüyen ve gittikçe hazımsızlaşan bu süreçle kendi iktisatlarımız ne derecede rekabet edebilirler? İşte bu noktada elimizde bir tez var. Milli ekonomi modeli tezi ve bu tezin sosyal devlet anlayışı: Ülkelerin gerektiğinde her türlü mal ve hizmeti üretebilme gücüne sahip olmasının, kendi içlerinde dengeli ticareti geliştirebilmelerinin, iç ve dış harcamalarını borçlanmadan temin edebilmelerinin yollarına yapılan saptamaları burada görüyoruz. Burada, ülkelerin ve milletlerin kalkınmasının ve ekonomik bağımsızlığının ayakta tutabilmelerinin, globalleşmenin kötü etkilerinden kurtulabilmelerinin yolları anlatılmaktadır. Bu sayede öncelikle devletin kendisi ayağa kalkacak ve sonrasında bu durum sosyal devlet anlayışıyla vatandaşa yansıyacaktır. Dengeli, müreffeh ve gelişmiş, dünya ile rekabet edebilen bir ülke oluşturmak mümkün olabilecektir.
Asgari ücretin normal geçim sınırına çekildiği ve tam istihdamın sağlandığı Milli Ekonomi Modeli'nde ise; hem işveren, doğacak maliyetlere karşı devlet tarafından sübvanse edilecektir ki, asgari ücretteki artış, devlet tarafından sübvanse edilecek; işverene ve maliyetlere yüklenmeyecek. Hem de işçi, istediği işte minimum normal geçim şartlarında çalışma imkanına kavuşacaktır.
Bireysel özgürlükler ancak Milli Devletle yaşanırKapitalizme tepki olarak ortaya atılan gerek Marksist ve gerekse sair sosyalist görüşlerin, cevabını aradıkları ama bulamadıkları bireysel özgürlüklerin tamamı, Milli Devlet içerisinde vardır. Milli Devlet kapitalist devlet anlayışının yok saydığı insana ait sosyal ve ekonomik hakları vatandaşlarına yaşatmaktadır. Böyle bir devlet anlayışı Sosyalist tepkilerin bütün kaygılarını da giderdiği gibi, onların hayal bile edemediği haklarla bireyleri donatmaktadır. Bireylerin mülk edinme hakkı da bu özgürlükler kapsamındadır.
Liberal anlayışların iki büyük yanılgı içindedirPiyasaların serbest bırakılmasını iddia eden liberal anlayışlar esasında iki büyük yanılgı içerisindedir. Birincisi Milli Ekonomi Modeli'nde de izah ettiğimiz üzere kendi haline bırakılan piyasaların teorik olarak bile dengeye ulaşması mümkün değildir. Tüketim yönlü bir destek olmadan -ki bunun Milli Devlette adı Sosyal Devlettir- piyasalar ne sürekli büyüyebilir, ne de dengeye oturur. İkincisi ise devletin müdahil olmadığı piyasa, kaos üzerine kurulu monopol yapılanmaların oluştuğu, global odakların kontrolünde bir piyasayı beraberinde getirir.
Milli Devlet herkese eşit fırsatlar sunarHalbuki Sosyal Devlet/Milli Devlet'in kontrol ettiği piyasa, herkesin eşit fırsatlara ve haklara sahip olduğu bir piyasayı beraberinde getirir ki; böyle bir fırsat eşitlik olmadan, özgürlüklerden bahsetmek de mümkün değildir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Sabden Orazalı / Kazakistan Bilim Adamları Kurul BaşkanıBu tezle müreffeh bir ülke oluşturmak mümkünGloballeşme sonucu kazanan kim? Hakikatte kazanan gelişmiş ülkeler ve onların fertleridir ve aslan payını Amerika kazanmaktadır. G7 ülkeleri uluslararası kuruluşların siyasetini belirlemektedirler. Globalleşme sürecinde Türk devletleri, geri kalmış diğer ülkeler, bu sürece nasıl karşı koyabilirler? Büyüyen ve gittikçe hazımsızlaşan bu süreçle kendi iktisatlarımız ne derecede rekabet edebilirler? İşte bu noktada elimizde bir tez var. Milli ekonomi modeli tezi ve bu tezin sosyal devlet anlayışı: Ülkelerin gerektiğinde her türlü mal ve hizmeti üretebilme gücüne sahip olmasının, kendi içlerinde dengeli ticareti geliştirebilmelerinin, iç ve dış harcamalarını borçlanmadan temin edebilmelerinin yollarına yapılan saptamaları burada görüyoruz. Burada, ülkelerin ve milletlerin kalkınmasının ve ekonomik bağımsızlığının ayakta tutabilmelerinin, globalleşmenin kötü etkilerinden kurtulabilmelerinin yolları anlatılmaktadır. Bu sayede öncelikle devletin kendisi ayağa kalkacak ve sonrasında bu durum sosyal devlet anlayışıyla vatandaşa yansıyacaktır. Dengeli, müreffeh ve gelişmiş, dünya ile rekabet edebilen bir ülke oluşturmak mümkün olabilecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.