Dördüncüsü Bursa'da gerçekleştirilen Uluslararası Sosyal Devlet Milli Devlet kongresinde kapanış konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş "Sosyal Devlet" anlayışını "millet için devlet" şeklinde vurguladı.
Bursa Ovaakça'da gerçekleştirilen Türkiye ve dünya'da geniş yankı uyandıran "Uluslararası Sosyal Devlet Milli Devlet" kongresi konuşulmaya devam ediyor. Prof. Dr. Haydar Baş'ın, yaşanmayan hakların hak sayılmayacağı tespiti ve bu bağlamda hakların nasıl yaşatılacağını Sosyal Devlet/Milli Devlet tezi ile projelendirmesi, bilim adamları tarafından çok etkileyici bulundu. Kongreye yurt dışından katılan onlarca bilim adamı ülkelerinde de bu kongrelerin yapılması için organizasyon komitesine başvuruda bulundular. Kongrede kapanış konuşmasını Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı ve aynı zamanda tezin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş yaptı. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş konuşmasında şunlara değindi;Amacımız insanları haklarına kavuşturmaktırKapitalizm ve sosyalizm paylaşımın sınırlı kaynaklarla olacağını savunur. İnsan ihtiyaçlarının sınırsız olduğunu ifadeyle kaynakların sınırlı olduğunu anlatırlar. Oysa kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlıdır. Global düzende bir avuç azınlık tüm kaynaklara sahip iken milyarlarla ifade edilen insanların neredeyse hiçbir hakkı yoktur. Bizim tezimizin çıkış noktası bu insanları haklarına kavuşturmak olmuştur. Sosyal devlet projeleri ile yapmak istediğimiz, bu kesimi güçlendirmektir. Hiçbir sistem bu insanları dikkate dahi almamıştır. Kapitalizmde bütün imkânlar sermayeyi elinde tutan gruplara verilir.Sosyal Devlet imkânlarından herkes yararlanacakSosyal devlet finansmanı işçi veya işverenden sağlamaz. Devlet kendi kaynakları ile finansman konusunu halletmiştir. Bugün sosyal güvenlik sadece çalışırken vardır. Emekli olduğunda ise sosyal güvenlik yoktur. Milli devlet, Milli Ekonomi Modeli ile yeni bir sosyal güvenlik sistemi getirmektedir. Sistemimizde her insan işçi olmasa bile, tüketim hakkına sahiptir. Sosyal devlet projeleri ile verilecek para yardımları ve imkânlar ile her birey kaç yaşında olursa olsun devletin garantisi altındadır. Yani işçi olsun veya olmasın, her türlü sosyal devlet imkânlarından yararlanma hakkına sahiptir.Millet için devlet prensibimizdirMilli devlet sisteminde insandan ayrı bir devlet anlayışı düşünülemez. Aksine tezimizde millet için devlet prensibi vardır. Liberal sisteme göre ulus devletler, sosyal güvenlik harcamalarını kısıtlamalı, daha çok vergi toplamalı ve topladığı bu vergileri faiz ödemesi olarak global sermayeye aktarmalıdırlar. Kapitalizmin doruğa çıktığı 19. Yüzyılda bu anlayışa bir tepki olarak ortaya çıkan Marksizim'de bireylerin hür olması için devletin ortadan kalkmasını öngörür. Kapitalist ve Marksist sistemler, sınıflar arasında sürekli bir kavgadan bahseder. Bizim devlet anlayışımız ise, "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın" prensibine dayalıdır.Milli egemenlikten vazgeçilemez Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, 23 Nisan münasebetiyle yayınladığı mesajında, devlet ve milletimizin bekası için milli egemenliğin vazgeçilemez bir esas olduğunu belirtti.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle yayınladığı mesajında milli egemenlik konusunun önemine dikkat çekti. 88 yıl önce 23 Nisan 1920'de Anadolu'yu işgal eden devletlere verilen en etkili cevabın TBMM'nin açılışı ve bağımsızlığın ilanı olduğunu belirten Prof. Dr. Baş şöyle konuştu: "88 yıl önce Bağımsız Türkiye amacıyla Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde yola çıkan Kuva-yı Milliye hareketi, ülkemizi işgal eden emperyalist güçlere karşı en güzel cevabı, Bağımsız Türkiye'nin en önemli sembolü olan Millet Meclisi'ni açarak vermiştir. O gün Meclis'in açılmasında ortaya konulan ve bugün de en önemli vazgeçilmezlerimizden olan Milli Egemenlik ruhu, Cumhuriyetimizin kuruluşunda da kendisini göstermiştir".BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, "Maalesef bugün milli egemenliğimiz ciddi tehditler altındadır. Bir taraftan AB, bir taraftan ABD ve bir taraftan da IMF, devleti ve milletiyle topyekün Türkiye'mizi çepeçevre kuşatmıştır. Siyasilerin verdiği tavizlerle, milli egemenliğimiz ciddi anlamda hasar görmüştür. AB talimatlarıyla çıkartılan Şeker Yasası, Tütün yasası, Tahkim yasası, Maden yasası ve Vakıflar Yasası gibi düzenlemeler Milli egemenlimize vurulmuş en büyük darbelerdir. AB ve IMF'nin talimatlarıyla, uğruna milyonların can verdiği mukaddes vatan toprakları, kelepir fiyatına ecnebiye satılmaktadır. Devlet ve milletimizi karşılığı ne olduğu belli olmayan bu peşkeşlerin cenderesinde kıvrandıranlar, 23 Nisan'ın ulusal egemenlik ve bağımsızlık yönünü bir tarafa koyarak, çocuk seremonisine dönüştürmektedirler. Halbuki bağımsızlığın ve milli egemenliğin yok edildiği vatan toprağında, en büyük acıyı çocuklar ve analar yaşamaktadır. O halde, 23 Nisan'ın milli egemenlik boyutunu hep beraber idrak etme mükellefiyetimiz vardır" şeklinde konuştu. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş şunları söyledi: "Bütün olumsuzluklara rağmen, gerektiği zaman aziz Türk milletinin, 1920'de gösterdiği Milli Egemenlik ruhunun aynısı ortaya koyacağına olan güvenimiz tamdır. BTP'nin Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet projelerimiz, bağımsızlık ve onurlu hayat yolunda yüce milletimizin kuvvet alacağı kaynaklardır. Bu bağlamda bir tek vatandaşlık maaşı projemiz bile, ev hanımlarının işçi statüsünde maaşa bağlanması projemiz, Türk milletinin kendine gelmesi ve bağımsızlığını korumasında en güçlü dayanaklardan biri olacaktır"
Bursa Ovaakça'da gerçekleştirilen Türkiye ve dünya'da geniş yankı uyandıran "Uluslararası Sosyal Devlet Milli Devlet" kongresi konuşulmaya devam ediyor. Prof. Dr. Haydar Baş'ın, yaşanmayan hakların hak sayılmayacağı tespiti ve bu bağlamda hakların nasıl yaşatılacağını Sosyal Devlet/Milli Devlet tezi ile projelendirmesi, bilim adamları tarafından çok etkileyici bulundu. Kongreye yurt dışından katılan onlarca bilim adamı ülkelerinde de bu kongrelerin yapılması için organizasyon komitesine başvuruda bulundular. Kongrede kapanış konuşmasını Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı ve aynı zamanda tezin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş yaptı. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş konuşmasında şunlara değindi;Amacımız insanları haklarına kavuşturmaktırKapitalizm ve sosyalizm paylaşımın sınırlı kaynaklarla olacağını savunur. İnsan ihtiyaçlarının sınırsız olduğunu ifadeyle kaynakların sınırlı olduğunu anlatırlar. Oysa kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlıdır. Global düzende bir avuç azınlık tüm kaynaklara sahip iken milyarlarla ifade edilen insanların neredeyse hiçbir hakkı yoktur. Bizim tezimizin çıkış noktası bu insanları haklarına kavuşturmak olmuştur. Sosyal devlet projeleri ile yapmak istediğimiz, bu kesimi güçlendirmektir. Hiçbir sistem bu insanları dikkate dahi almamıştır. Kapitalizmde bütün imkânlar sermayeyi elinde tutan gruplara verilir.Sosyal Devlet imkânlarından herkes yararlanacakSosyal devlet finansmanı işçi veya işverenden sağlamaz. Devlet kendi kaynakları ile finansman konusunu halletmiştir. Bugün sosyal güvenlik sadece çalışırken vardır. Emekli olduğunda ise sosyal güvenlik yoktur. Milli devlet, Milli Ekonomi Modeli ile yeni bir sosyal güvenlik sistemi getirmektedir. Sistemimizde her insan işçi olmasa bile, tüketim hakkına sahiptir. Sosyal devlet projeleri ile verilecek para yardımları ve imkânlar ile her birey kaç yaşında olursa olsun devletin garantisi altındadır. Yani işçi olsun veya olmasın, her türlü sosyal devlet imkânlarından yararlanma hakkına sahiptir.Millet için devlet prensibimizdirMilli devlet sisteminde insandan ayrı bir devlet anlayışı düşünülemez. Aksine tezimizde millet için devlet prensibi vardır. Liberal sisteme göre ulus devletler, sosyal güvenlik harcamalarını kısıtlamalı, daha çok vergi toplamalı ve topladığı bu vergileri faiz ödemesi olarak global sermayeye aktarmalıdırlar. Kapitalizmin doruğa çıktığı 19. Yüzyılda bu anlayışa bir tepki olarak ortaya çıkan Marksizim'de bireylerin hür olması için devletin ortadan kalkmasını öngörür. Kapitalist ve Marksist sistemler, sınıflar arasında sürekli bir kavgadan bahseder. Bizim devlet anlayışımız ise, "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın" prensibine dayalıdır.Milli egemenlikten vazgeçilemez Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, 23 Nisan münasebetiyle yayınladığı mesajında, devlet ve milletimizin bekası için milli egemenliğin vazgeçilemez bir esas olduğunu belirtti.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle yayınladığı mesajında milli egemenlik konusunun önemine dikkat çekti. 88 yıl önce 23 Nisan 1920'de Anadolu'yu işgal eden devletlere verilen en etkili cevabın TBMM'nin açılışı ve bağımsızlığın ilanı olduğunu belirten Prof. Dr. Baş şöyle konuştu: "88 yıl önce Bağımsız Türkiye amacıyla Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde yola çıkan Kuva-yı Milliye hareketi, ülkemizi işgal eden emperyalist güçlere karşı en güzel cevabı, Bağımsız Türkiye'nin en önemli sembolü olan Millet Meclisi'ni açarak vermiştir. O gün Meclis'in açılmasında ortaya konulan ve bugün de en önemli vazgeçilmezlerimizden olan Milli Egemenlik ruhu, Cumhuriyetimizin kuruluşunda da kendisini göstermiştir".BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, "Maalesef bugün milli egemenliğimiz ciddi tehditler altındadır. Bir taraftan AB, bir taraftan ABD ve bir taraftan da IMF, devleti ve milletiyle topyekün Türkiye'mizi çepeçevre kuşatmıştır. Siyasilerin verdiği tavizlerle, milli egemenliğimiz ciddi anlamda hasar görmüştür. AB talimatlarıyla çıkartılan Şeker Yasası, Tütün yasası, Tahkim yasası, Maden yasası ve Vakıflar Yasası gibi düzenlemeler Milli egemenlimize vurulmuş en büyük darbelerdir. AB ve IMF'nin talimatlarıyla, uğruna milyonların can verdiği mukaddes vatan toprakları, kelepir fiyatına ecnebiye satılmaktadır. Devlet ve milletimizi karşılığı ne olduğu belli olmayan bu peşkeşlerin cenderesinde kıvrandıranlar, 23 Nisan'ın ulusal egemenlik ve bağımsızlık yönünü bir tarafa koyarak, çocuk seremonisine dönüştürmektedirler. Halbuki bağımsızlığın ve milli egemenliğin yok edildiği vatan toprağında, en büyük acıyı çocuklar ve analar yaşamaktadır. O halde, 23 Nisan'ın milli egemenlik boyutunu hep beraber idrak etme mükellefiyetimiz vardır" şeklinde konuştu. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş şunları söyledi: "Bütün olumsuzluklara rağmen, gerektiği zaman aziz Türk milletinin, 1920'de gösterdiği Milli Egemenlik ruhunun aynısı ortaya koyacağına olan güvenimiz tamdır. BTP'nin Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet projelerimiz, bağımsızlık ve onurlu hayat yolunda yüce milletimizin kuvvet alacağı kaynaklardır. Bu bağlamda bir tek vatandaşlık maaşı projemiz bile, ev hanımlarının işçi statüsünde maaşa bağlanması projemiz, Türk milletinin kendine gelmesi ve bağımsızlığını korumasında en güçlü dayanaklardan biri olacaktır"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.