İlim kitabîdır. İrfan ise onun kamil ve şahsîleşmiş şeklidir. Bu sebeple ilmi irfan haline getirmeyenler, sığ ve kuru kalabilme tehlikesindedir. Kainat, gönül gözü ile seyredildiğinde, ince gayeler ve nazenin hikmetlerin cümbüşü olduğu açıktır. Alemin bir ibretler meşheri (sergisi) olduğu kavranır. Her haliyle bu dünya, imtihan havası dolu bir îman dershanesidir.İlahî terbiye ve idarenin hakim olduğu bu alemde, abeslerin çalkantıları içinde, nezih vasfini ziyan edenler, hakîki saadet mahrumları ve hayat öksüzleridir. Şehevatın girdapları içinde çukurlaşıp kaybolurlar.Ahiretin zarurî zuhur ve hakîkatini bildirmek için Allah (c.c.) buyurur:"Hayır... Bilecekler, sonra muhakkak öğrenecekler."Peygamber göndermek, onların diliyle, ilmiyle, irşad ve ahlakıyla beşeriyyeti kemale erdirmek gibi tecellîler, hep ilahî lütuf ve ikramların tezahürleridir.İnsan, bir kendine, bir de muhîtine alıcı ve idrak edici gözle bakınca, derhal kavrar ki; Akibetin; düşünen her idrak sahibi kolayca anlar ki; sonsuz isteklere, zevk ü safalara, gelgeç fanî sevdalara bir sınır çizmek, muhabbetleri ilahî maksada yönlendirmek, yaratılış gayesinin zaruretidir.Cami' ve tekkelerin levhalarındaki "HOŞ GÖR YA HU", "BU DA GEÇER YA HU", "EDEB YA HU" nihayet "HİÇ" lafızları ne müthiş haîkat sinyalleri ve ihtar talimatlarıdır.Hz. Peygamber (s.a.) buyurur:"Eğer Allah (c.c.)'dan gereği gibi korkarsanız, gerçek bir bilgi ile eşyayı tanımaya başlarsınız.Eğer Allah (c. c.)'ı gereği gibi tanırsanız, dualarınız ile dağlar yerinden oynar."İmamı Gazali Hazretleri ilmin zirvesinde iken kendini anlatır:"Aklî ve şer'î ilimlerle iştigaldeydim. Çok talebelerim vardı. Halimi düşündüm. Gördüm ki, çeşitli iptilalar ile sarılmışım. İlimdeki niyetimi düşündüm.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.