Me’mun’un, İmam Rıza’ya karşı izlediği siyaset
Dönemin imamı insanları kendi imamlığına ve Ehl-i Beyt'in hayat tarzına davet etmekle sorumludur. Bu görevi hiçbir şekilde terk edemez. İşte Memun veliaht tayini yoluyla İmam Rıza'nın, insanları kendisine davet etmesinin önüne geçmeyi de hedefliyordu
08.02.2024 17:22:00 / Güncelleme: 08.02.2024 21:45:17
Haber Merkezi
Haber Merkezi





1- İmam Rıza'nın insanları kendi saflarına davet etmesinin önüne geçmek
Dönemin imamı insanları kendi imamlığına ve Ehl-i Beyt'in hayat tarzına davet etmekle sorumludur. Bu görevi hiçbir şekilde terk edemez. İşte Memun veliaht tayini yoluyla İmam Rıza'nın, insanları kendisine davet etmesinin önüne geçmeyi de hedefliyordu.
Bu niyetini açıkça dile getirmiştir: "Bu adamın ne yaptığını bilmiyorduk. Bizden gizli olarak insanları bize değil kendisine uymaya çağırıyordu. Onu veliaht yaptık ki insanları bize itaat etmeye çağırsın."
2- İmam'ı kendi tabanından uzaklaştırmak
Memun, İmam'ı başkentte kendi yanında tutmak suretiyle, onu halk tabanından uzaklaştırmak, ülkenin dört bir yanına dağılmış sevenleri ile bir araya gelmesinin önüne geçmek maksadındaydı.
Bu durum ise İmam Rıza'nın fiilen irşad vazifesini yürütmesinde ciddi bir kısıtlama demekti. Nitekim Memun, İmam'ın yakınlarından olan Hişam b. İbrahim er-Raşidî ile temas kurmuş ve onunla yakınlaşmıştı.
Hişam İmam'ın yanında özel yere sahip biriydi. Memun onu İmam'ın muhafızlığı görevine getirdi. Bu adam İmam Rıza'nın yaptıklarını anında Memun'a iletirdi. İmam'ın sevenlerinin kendisiyle irtibata geçmesine de izin vermezdi. İmam bir şey söylediğinde bunu hemen Memun'a haber verirdi.
3- İmam'ı bir tehdit olmaktan çıkarmak
Müslümanların İmam Rıza'nın ve yakınlarının etrafında toplanması kanlı savaşlardan çıkmış bir yönetim olan Memun iktidarı açısından hiç de iyi bir durum değildi.
Memun onu veliahtı ilan ederek bu durumun önüne geçmek istemiştir. Bu hususu şöyle ifade eder:
"Onu kendi haline bırakmamız durumunda bizim yönetimimizde bir daha kapatamayacağımız bir gedik açmasından ve üzerimize karşı koyamayacağımız bir güçle gelmesinden korktuk."
Öte yandan, bu olay yani veliahtlık gerçekleştiği sırada Memun henüz yirmi yedi-yirmi sekiz yaşlarında, İmam Rıza ise elli yaşında veya elli yaşına yakındı. Nitekim, İmam Memun'a, "Ben senden yaşlıyım, senden önce öleceğim" demişti.
Memun zeki bir insandı, aradaki yaş farkını hesap ederek İmam'ın kendinden sonra hilafete gelme imkânının zayıf olduğunu düşünmüş olabilir ki, bazı âlim ve tarihçiler bu görüştedir.
4- İmam'ın halk içindeki imajını zedelemek
Memun, İmam'ı veliaht tayin ederek onun namına bir şekilde leke sürmeyi ve imajını lekelemeyi de hedefliyordu. Hatta İmam Rıza bu gerçeği Memun'un yüzüne açıkça söylemişti;
"Sen istiyorsun ki insanlar, 'Ali b. Mûsa er-Rıza dünyadan yüz çevirmemiş, dünya ondan yüz çevirmiştir. Görmüyor musunuz halife olma hırsıyla nasıl veliaht olmayı kabul etti' desinler."
Memun da Abbasi hanedanına mensup kimselerin yanında şunları söylemişti: "Fakat biz ondan bazı özellikleri azar azar koparmak zorundayız. Ta ki, halk onun bu makamı hak etmeyen biri olduğunu görsün."
5- Muhalefet cephesini bölmek
Veliaht tayini ile Memun'un muhalifleri, İmam Rıza'nın mevcut idarenin bir parçası olduğunu görsünler diye Memun ısrarcı olmuştur. Bu maksatla Memun İmam'ın kardeşlerinin ikisini vali olarak görevlendirmişti. İmam'ın bir kardeşi Abbas Kûfe, diğer kardeşi İbrahim ise Yemen Valisi olmuştur.
Bu şekilde, Ehl-i Beyt'e mensup valilerin görev yaptığı yerlerde çıkması muhtemel isyanlarda halk Ehl-i Beyt ile karşı karşıya gelecekti. Zaten Memun herhangi bir muhalefet grubunun isyana teşebbüs etmesi durumunda Hz. Ali'nin evlatlarından biriyle karşı karşıya gelmesini hedeflemişti.
Memun'un diğer bir maksadı da, yönetimdeki birçok bozukluğu Ehl-i Beyt'e mensupların üzerine yıkmaktı." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
Dönemin imamı insanları kendi imamlığına ve Ehl-i Beyt'in hayat tarzına davet etmekle sorumludur. Bu görevi hiçbir şekilde terk edemez. İşte Memun veliaht tayini yoluyla İmam Rıza'nın, insanları kendisine davet etmesinin önüne geçmeyi de hedefliyordu.
Bu niyetini açıkça dile getirmiştir: "Bu adamın ne yaptığını bilmiyorduk. Bizden gizli olarak insanları bize değil kendisine uymaya çağırıyordu. Onu veliaht yaptık ki insanları bize itaat etmeye çağırsın."
2- İmam'ı kendi tabanından uzaklaştırmak
Memun, İmam'ı başkentte kendi yanında tutmak suretiyle, onu halk tabanından uzaklaştırmak, ülkenin dört bir yanına dağılmış sevenleri ile bir araya gelmesinin önüne geçmek maksadındaydı.
Bu durum ise İmam Rıza'nın fiilen irşad vazifesini yürütmesinde ciddi bir kısıtlama demekti. Nitekim Memun, İmam'ın yakınlarından olan Hişam b. İbrahim er-Raşidî ile temas kurmuş ve onunla yakınlaşmıştı.
Hişam İmam'ın yanında özel yere sahip biriydi. Memun onu İmam'ın muhafızlığı görevine getirdi. Bu adam İmam Rıza'nın yaptıklarını anında Memun'a iletirdi. İmam'ın sevenlerinin kendisiyle irtibata geçmesine de izin vermezdi. İmam bir şey söylediğinde bunu hemen Memun'a haber verirdi.
3- İmam'ı bir tehdit olmaktan çıkarmak
Müslümanların İmam Rıza'nın ve yakınlarının etrafında toplanması kanlı savaşlardan çıkmış bir yönetim olan Memun iktidarı açısından hiç de iyi bir durum değildi.
Memun onu veliahtı ilan ederek bu durumun önüne geçmek istemiştir. Bu hususu şöyle ifade eder:
"Onu kendi haline bırakmamız durumunda bizim yönetimimizde bir daha kapatamayacağımız bir gedik açmasından ve üzerimize karşı koyamayacağımız bir güçle gelmesinden korktuk."
Öte yandan, bu olay yani veliahtlık gerçekleştiği sırada Memun henüz yirmi yedi-yirmi sekiz yaşlarında, İmam Rıza ise elli yaşında veya elli yaşına yakındı. Nitekim, İmam Memun'a, "Ben senden yaşlıyım, senden önce öleceğim" demişti.
Memun zeki bir insandı, aradaki yaş farkını hesap ederek İmam'ın kendinden sonra hilafete gelme imkânının zayıf olduğunu düşünmüş olabilir ki, bazı âlim ve tarihçiler bu görüştedir.
4- İmam'ın halk içindeki imajını zedelemek
Memun, İmam'ı veliaht tayin ederek onun namına bir şekilde leke sürmeyi ve imajını lekelemeyi de hedefliyordu. Hatta İmam Rıza bu gerçeği Memun'un yüzüne açıkça söylemişti;
"Sen istiyorsun ki insanlar, 'Ali b. Mûsa er-Rıza dünyadan yüz çevirmemiş, dünya ondan yüz çevirmiştir. Görmüyor musunuz halife olma hırsıyla nasıl veliaht olmayı kabul etti' desinler."
Memun da Abbasi hanedanına mensup kimselerin yanında şunları söylemişti: "Fakat biz ondan bazı özellikleri azar azar koparmak zorundayız. Ta ki, halk onun bu makamı hak etmeyen biri olduğunu görsün."
5- Muhalefet cephesini bölmek
Veliaht tayini ile Memun'un muhalifleri, İmam Rıza'nın mevcut idarenin bir parçası olduğunu görsünler diye Memun ısrarcı olmuştur. Bu maksatla Memun İmam'ın kardeşlerinin ikisini vali olarak görevlendirmişti. İmam'ın bir kardeşi Abbas Kûfe, diğer kardeşi İbrahim ise Yemen Valisi olmuştur.
Bu şekilde, Ehl-i Beyt'e mensup valilerin görev yaptığı yerlerde çıkması muhtemel isyanlarda halk Ehl-i Beyt ile karşı karşıya gelecekti. Zaten Memun herhangi bir muhalefet grubunun isyana teşebbüs etmesi durumunda Hz. Ali'nin evlatlarından biriyle karşı karşıya gelmesini hedeflemişti.
Memun'un diğer bir maksadı da, yönetimdeki birçok bozukluğu Ehl-i Beyt'e mensupların üzerine yıkmaktı." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.