Bu kadar yoğun gündemin içerisinde milletle alakalı, memleketle alakalı tek bir konu, tek bir sorun, tek bir çözüm üretilemiyor.
İşin tuhaf olan tarafı ise o kadar çok ve büyük hatalar yapılıyor ki insan şaşıp kalıyor. Allah Allah diyorsun, bu memleket yönetiliyor mu, yoksa sele kapılmış bir ağaç parçası gibi savrulup gidiyor mu?
Benim kanaatim odur ki, mevcut iktidar üçüncü mektubu açmış. Açmış açmış ancak gereğini yapmıyor. Öğretmenler atama bekliyor. Emekliler zam bekliyor. Yaşa takılanlar kararname bekliyor. Esnaf destek bekliyor. Sanayici teşvik bekliyor. Çiftçi fiyat bekliyor. Mahkemeler adalet bekliyor. Hastalar şifa bekliyor. Doktorlar ilaç bekliyor. Turizm turist bekliyor yani senin anlayacağın herkes bekliyor.
Harekete geçmesi gereken siyaset malum şahsı bekliyor, o yorsun da biz yıkalım diye. Ama zaman geçiyor, kaynaklarımız soyuluyor, madenlerimiz yağmalanıyor her Türk vatandaşı her gün biraz daha borçlanıyor. Gelen yeni gün bir önceki günü aratıyor. Yani bu günümüz dünden daha iyi değil, yarınımız da bugünden daha iyi olmayacak.
Umutsuz ve karamsar değilim, aslında biraz da hayalperestimdir yani olaylara hep güzel gözle bakarım, isterim ki her şey güzel olsun hatta olamayacak kadar güzel olsun. Farkındaysanız günlerdir hatta aylardır ekonomi konuşulmuyor, doların yükselişi, maaşların yetersiz kalması, geçim sıkıntısı, yokluk ve sıkıntı içerisinde onlarca kat artan boşanmalar, en son günlerde yaşadığımız devlet memuru polis vs. arkadaşlarımızın apansız intiharları hiç gündem olmuyor!
İnsanlar sağlıklı düşünemiyor, siyaset sağlıklı düşünemiyor, doktorlar sağlıklı düşünemiyor, hakimler sağlıklı düşünemiyor; herkes herkesin düşüncesinden, davranışlarından rahatsız, şikayetçi, umutsuz daha da kötüsü güvenini kaybetmiş.
Beyefendiler, hanımefendiler, Türk milleti çürüyor, kendi kendini çürütüyor. Bu karamsar ve kötü duygular her insanı içten içe çürütür, sen buna engel olamazsın, sen buna çözüm bulamazsın, sen buna derman olamazsın, sen buna teşhis bile koyamazsın; koyamadın, yapamadın ya da koymadın yapmadın.
Çok büyük bir oyun, öyle büyük bir oyun ki, iktidar kapma, makam, mevki kapma, mal mülk sahibi olma hatta iktidar hırsı veya muhalefet rahatlığı ile ifade edilemeyecek kadar çok büyük bir oyun. Bu olumsuzlukların sebebi iktidarda kalmakta ısrar etmek ya da Meclis'te olmakta ısrar etmek ya da birkaç kişinin veya birkaç partinin Türkiye'nin idaresinde söz sahibi olarak kalmak kavgası davası veya bu ve benzeri davranışlar olamayacak kadar büyük bir oyun.
Yani bizim bugün yaşadıklarımız iktidarın zengin olma hırsı, muhalefetin iktidar olma arzusu olamaz, bu istek, arzular(hırs)ne kadar hararetli, şiddetli olursa olsun bu kadar büyük zararlar veremez. Büyük harflerle söylüyorum, yazın bunu bir tarafa, bunda başka bir şey var, başka bir şey var, çok başka bir şey var. İktidarda başka bir şey var, muhalefette başka bir şey var, hakimlerde başka bir şey var, doktorlarda başka bir şey var, avukatlarda başka bir şey var, öğretmenlerde başka bir şey var.
Başka bir şey var kardeşim, insanların hepsi hırsları, partilerin kurumsal menfaatleri ne kadar değerli olursa olsun şahsi ve kurumsal olduktan sonra bir millete, top yükün bu kadar büyük fener veremez yani şunu demek istiyorum, siz iktidar ettiğiniz, hükümet ettiğiniz muhalefet vazifesini aldığınız bir milleti yok etmeye uğraşır mısınız? Ben asla öyle bir şeye. İhtimal vermiyorum ama diyelim ki öyle peki sonrası? İyi ama sonrası? Tamam da sonrası?..
Ben size sormuş olayım siz de gönlünüze sorun. Sonu iyi ama sonrası ne olacak AKP'liler, CHP'liler, MHP'liler, İYİ partililer, Bağımsız Türkiye Partililer sonrası ne olacak. Kim bu milleti yok etmeye, çürütmeye, mahvetmeye neden çalışıyor ki hem de hak diye, hukuk diye, adalet istiyoruz diye...
Bu işte bir tuhaflık var! Ben biliyorum tuhaflığı bakalım siz biliyor musunuz ? Ben size sormuş olayım siz de gönlünüze...
Memlekette gelecekle alakalı bir tek güzel şey var, Türk milletinin genç nesilleri hemen hemen her sahada öne çıkıyorlar siyasette de böyle, ticarette de böyle, diğer sosyal ve kültürel alanlarda da gençlerimizin bir adım öne çıktığını keyifle seyrediyorum. Özellikle Prof. Dr. Haydar Baş Bey'den sonra dünya siyaset sahnesinde adeta bir yıldız gibi parlayan, söylemleriyle ve gündeme ilişkin tespitleri ile adeta gönüllerimizi rahatlatan avukat Hüseyin Baş Beyefendiye bu kadar olumsuzluğun içerisinde yapmış olduğu bunca güzel şeylerden dolayı kendisini tebrik ediyor, hayırlı başarılar temenni ediyorum. Allah'a emanet olun.
- İsrail'i dinleyin! / 05.08.2024
- Kontrol kayboldu mu? / 23.07.2024
- Tasarruf etmek zaruret midir? / 17.05.2024
- 31 Mart ne anlama geliyor? / 03.04.2024
- Beka meselesi / 06.03.2024
- Angara gerçeği! / 14.02.2024
- Beka meselesi! / 10.02.2024
- Bugünler de geçecek! / 07.02.2024
- Nereye gidiyoruz? / 27.01.2024