Martin Lutherimiz kim' Ya da aşığa Bağdat sorulmaz!

Takvim gazetesinin "Beyza Zapsu"lu Subaşı Cami'inde başı açık toplu namaz" haberi mevkutenin kendisininde bizzat ifade ettiği gibi "bomba" etkisi yaptı.Gerçektende "bomba" etkisi yapan süreçte bomba kavramının kullanılması ne kadar etkili oldu, grup  içi paslaşmasının rolü neydi ? sorusu ve bu soruların arka planındaki anlam bir yana konu geldi İslamın Martin Lutheri kim, temeline oturdu !Oray Eğin"in gazeteciliğini sorguladı, İslam misyonunu -sanki ayıpmış gibi- reddederken karşı kıyının aslında en önemli misyonerliğine soyunan Ahmet Hakan kimlerin İslamın Martin Lutheri olamayacağını ahh vahh içinde açıkladı.Ahmet Hakan'dan aldığı pası değerlendiren Ertuğrul Özkök de golü attı:"Fethullah Gülen islamın Martin Lutheridir."                                                        ***Ertuğrul Özkök daha önce de Fethullah Gülen için "İslami rahip" ifadesini kullanmış ve bu tanımlaması muhatablarında epeyce bir memnuniyet oluşturmuştu! En azından bu çok çok önemli, eskilerin ifadesi ile "ağyarını mani, etrafını cami" sıfatın muhatap tarafından dava edilmediğini (!) biliyoruz.Ertuğrul Özkök gibi kulağı delik, Bilderberg toplantılarına katılmış, Türkiye'yi en iyi tanıyabilecek on küsür yıllık genel yayın yönetmeni elbette epeyce şey biliyordur.Hatırladığım kadarı ile gazeteci Emin Çölaşan da Papa 2 Jean Paul'un öldüğü, yenisinin seçildiği günlerde "gizli kardinal" kim tartışmasını gündeme taşımıştı.Hiç kimse bu konularda Özkök'ü  ya da Çölaşan'ı eleştirmeye kalkmasın! Çünkü Özkök bu tanımlamanın muhatapından "iltifat" göreceğine inandığı için yapıyor.Öyle ya Fethullah Gülen ve Patrik Barthelemos değil miydi herkesin gözü önünde "birbirimizi çok seviyoruz" diyen!Gülen'in şakirdi pek çok isim Ertuğrul Özkök'ün sorumluluğu altındaki medya kuruluşlarında bugün bırakın muhabirliği, köşe yazarlığı, genel yayın yönetmenliği yapmıyor mu?Yani taraflar birbirlerini çok iyi tanıyorlar ve birbirlerine çok güvenip, birbirlerini çok seviyorlar!O açıdan "aşığa bağdat sorulmaz" diyoruz.                                                       ***    "Ertuğrul Özkök gönlünden geçen Martin Luther'i açıkladı, Ahmet Hakan da kimlerin bu treni kaçırdığını yazdı" demiştik.İsterseniz birde bu treni kaçıran Luther adaycıklarına bir bakalım.    Ahmet Hakan da tıpkı Ertuğrul Özkök gibi bu açıdan hakikaten takdire şayan adreslerdir. Bahsettiği isimlerle ne programlar yapmış ne özel sohbetler gerçekleştirmiştir.Hatta bunda bir nevi Kanal 7 ailesine dahil olmuşlardı.Gelin şimdide treni kaçıran Protestan adaylarını Ahmet Hakan'ın kaleminden  özetleyelim.Bakın bakalım kim bu şerefi! nasıl kaçırmış?YAŞAR Nuri Öztürk olmadı, olamadı. Tamam... Sarsıcı şeyler söyledi.Geleneğin köhnemiş yapısını darmadağın edecek çıkışlar yaptı.Tamam... Belki de "beklenen adam" oydu...Ama olmadı, olamadı.Çünkü Yaşar Nuri, muazzam zekásını kontrol altına alamadı.Zekeriya Beyaz'ı geçiyorum...O zaten olamazdı.Çünkü karikatürize bir üslupla bırakın dini alanı, hiçbir alanda devrim filan yapılamaz.Ama Hayrettin Karaman başka...Karaman'dan yüksek beklentimiz vardı.Ancak o da Yaşar Nuri'nin kurbanı oldu. Yaşar Nuri'ye duyduğu öfke nedeniyle onun tam tersi olmaya çalıştı.70'li yılların büyük devrimcisi Karaman Hoca, Yaşar Nuri örneğinden ne kadar uzak olduğunu kanıtlamak için gittikçe tutuculaştı, muhafazakárlaştı.Kendisine meftun olduğumuz Mehmet Aydın Hocamız ise "Bakan" olduğu günden beri "tipik siyasetçi" imajı veriyor.Yani onun için de "geçmiş olsun" diyebiliriz.                                                        ***Nasıl yazı ama? Luther'ler ve Luther olmayı es geçenler...Evet kendinizi nasıl hissediyosunuz bilmiyorum ama, ben hiç iyi değilim!İçerden nasıl vurulduğumuzu görüyorsunuz değil mi?Aç Gözünü Türkiye! Asıl hedefin en temel mukaddesimiz ve imanımız olduğunu görüyorsun değil mi?