"Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" sözü ve kökeni
“Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” sözünün kökeni, halkın doğa olaylarına olan duyarlılığını ve bu süreçte yaşanan belirsizliklere karşı geliştirdiği bir tür tedbirli yaklaşımı yansıtır.
20.03.2025 06:05:00
Bayram Çoşgun
Bayram Çoşgun





Türk halk kültüründe yer eden deyim ve atasözleri, toplumsal yaşamın, doğa olaylarının ve geleneklerin derin izlerini taşır. Bu deyimlerden biri de "Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır"dır. Türkçe'de sıklıkla bahar mevsiminin kapıda olduğunu anlatan bir anlamda kullanılan bu söz, aslında mart ayının değişken havasına dair bir uyarıdır.
Mart Ayının Hava Değişimlerine Dair Bir Uyarı
"Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" sözünün kökeni, mart ayının iklimsel özelliklerine dayanmaktadır. Mart, özellikle Anadolu'nun iç bölgelerinde, kışın son demlerini yaşadığı ve baharın ilk işaretlerinin verilmeye başlandığı bir aydır. Bu dönem, havaların bir gün soğuk, ertesi gün ise sıcak olabildiği, doğanın hızla değişim gösterdiği bir zaman dilimidir. "Kapıdan baktırır" kısmı, martın gelmesiyle birlikte havaların ısınması umudu taşırken, "kazma kürek yaktırır" kısmı ise aniden gelen soğuklar ve kar yağışının, bahar hazırlıklarına devam edilmesine engel olabileceği anlamına gelir.
Mart ayı, bazen tarlada ekim yapmaya ya da inşaat işlerine başlamak için erken bir zaman olabiliyor. O yüzden bu deyim, bahar yaklaşırken her şeyin hemen yoluna girmeyeceğini, doğanın da hala her an sürprizler yapabileceğini anlatan bir uyarıdır.
Tarihsel ve Kültürel Bağlantılar
Bu söz, eski Türk toplumlarının tarım ve hayvancılıkla uğraşan yaşam biçimlerinin bir yansımasıdır. Mart, hem üretimin başlangıç hem de son hazırlık dönemidir. Yalnızca hava koşulları değil, bu dönemde yapılan tarımsal faaliyetler de büyük riskler taşır. Bahara girmeden önce, ilkbahar ekimlerine başlamak ve yeni mevsime hazırlanmak büyük bir önem taşırken, mart ayında hala hava koşullarının düzensizliği, yapılan işler için tehlike oluşturabilir. Kazma ve kürekle yapılan bu işler, aslında mart ayındaki işlerin ve hazırlıkların erken olabileceğini anlatan bir metapor olarak karşımıza çıkar.
Toplumsal Algı ve Değişkenlik
Bu deyim, aynı zamanda insanın doğa ile olan mücadelesine de işaret eder. Türk halkı için doğa, her zaman belirli kurallara göre işlemez. Özellikle mart ayında bu kuralsızlık ve belirsizlik daha da belirginleşir. Bu deyim, halk arasında bir tür "uyanma" çağrısıdır: Havanın kapalı ve değişken olduğu dönemde işlerinizi erkenden yapmayı planlamayın; doğanın istediği zamanı bekleyin. Bahar, doğal döngüler gereği daha sabırlı olmayı gerektirir.
Mart Ayının Hava Değişimlerine Dair Bir Uyarı
"Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" sözünün kökeni, mart ayının iklimsel özelliklerine dayanmaktadır. Mart, özellikle Anadolu'nun iç bölgelerinde, kışın son demlerini yaşadığı ve baharın ilk işaretlerinin verilmeye başlandığı bir aydır. Bu dönem, havaların bir gün soğuk, ertesi gün ise sıcak olabildiği, doğanın hızla değişim gösterdiği bir zaman dilimidir. "Kapıdan baktırır" kısmı, martın gelmesiyle birlikte havaların ısınması umudu taşırken, "kazma kürek yaktırır" kısmı ise aniden gelen soğuklar ve kar yağışının, bahar hazırlıklarına devam edilmesine engel olabileceği anlamına gelir.
Mart ayı, bazen tarlada ekim yapmaya ya da inşaat işlerine başlamak için erken bir zaman olabiliyor. O yüzden bu deyim, bahar yaklaşırken her şeyin hemen yoluna girmeyeceğini, doğanın da hala her an sürprizler yapabileceğini anlatan bir uyarıdır.
Tarihsel ve Kültürel Bağlantılar
Bu söz, eski Türk toplumlarının tarım ve hayvancılıkla uğraşan yaşam biçimlerinin bir yansımasıdır. Mart, hem üretimin başlangıç hem de son hazırlık dönemidir. Yalnızca hava koşulları değil, bu dönemde yapılan tarımsal faaliyetler de büyük riskler taşır. Bahara girmeden önce, ilkbahar ekimlerine başlamak ve yeni mevsime hazırlanmak büyük bir önem taşırken, mart ayında hala hava koşullarının düzensizliği, yapılan işler için tehlike oluşturabilir. Kazma ve kürekle yapılan bu işler, aslında mart ayındaki işlerin ve hazırlıkların erken olabileceğini anlatan bir metapor olarak karşımıza çıkar.
Toplumsal Algı ve Değişkenlik
Bu deyim, aynı zamanda insanın doğa ile olan mücadelesine de işaret eder. Türk halkı için doğa, her zaman belirli kurallara göre işlemez. Özellikle mart ayında bu kuralsızlık ve belirsizlik daha da belirginleşir. Bu deyim, halk arasında bir tür "uyanma" çağrısıdır: Havanın kapalı ve değişken olduğu dönemde işlerinizi erkenden yapmayı planlamayın; doğanın istediği zamanı bekleyin. Bahar, doğal döngüler gereği daha sabırlı olmayı gerektirir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.