Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) buyurdu ki, "Mallarınızı zekâtla koruyunuz, hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz, bela dalgalarını da dua ve yalvarışla karşılayınız"
Zekât vermek farzdır. Peygamberimizin hicretlerinin ikinci yılında, oruçtan önce farz kılınmıştır. İslâm'ın şartlarından birini teşkil etmektedir. Belli miktarda bulunan nakid paraların ve ticaret mallarının üzerinden bir yıl geçince, zekâtlarını geciktirmeden hemen vermek gerekir. Çünkü bu zekât mallarına yoksulların hakkı geçmiş oluyor. Artık bu hakkı özürsüz olarak geciktirmek caiz olmaz. Zekâtın aşikâre verilmesi daha faziletlidirDiğer bir görüşe göre, zekâtın verilmesi geciktirmeli olarak farzdır. Sene sonunda hemen verilmesi gerekmez. Zekât borcu olan kimse, bunu hayatta bulunduğu sürece ödeyebilir. Ödeyemeden ölürse, o zaman günahkâr olur. Fakat doğru olan birinci görüştür. Zekâtın aşikâre verilmesi daha faziletlidir. Çünkü bu şekilde verilmesi, başkalarına bir örnek olur ve teşvîk yerine geçer. Kendisi hakkında, zekât vermiyor diye, kötü bir zannı da kaldırmış olur.Hastalarınızı sadaka ile tedavi edinizZekât bir farz olduğu için, bunun yerine getirilmesinde gösteriş olmaz. Nafile olarak verilen sadakalarda ise, durum böyle değildir. Bunların gizli verilmesi ve gösteriş yapılmasına engel olunması daha faziletlidir. Bir hadis-i şerifde söyle buyurulmuştur: "Mallarınızı zekâtla koruyunuz, hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz, bela dalgalarını da dua ve yalvarışla karşılayınız." İşte zekât sayesinde mallar korunmuş oluyor. Sadakalar da, maddî ve manevî hastalıklar için birer ilâç yerine geçiyor.
Zekât vermek farzdır. Peygamberimizin hicretlerinin ikinci yılında, oruçtan önce farz kılınmıştır. İslâm'ın şartlarından birini teşkil etmektedir. Belli miktarda bulunan nakid paraların ve ticaret mallarının üzerinden bir yıl geçince, zekâtlarını geciktirmeden hemen vermek gerekir. Çünkü bu zekât mallarına yoksulların hakkı geçmiş oluyor. Artık bu hakkı özürsüz olarak geciktirmek caiz olmaz. Zekâtın aşikâre verilmesi daha faziletlidirDiğer bir görüşe göre, zekâtın verilmesi geciktirmeli olarak farzdır. Sene sonunda hemen verilmesi gerekmez. Zekât borcu olan kimse, bunu hayatta bulunduğu sürece ödeyebilir. Ödeyemeden ölürse, o zaman günahkâr olur. Fakat doğru olan birinci görüştür. Zekâtın aşikâre verilmesi daha faziletlidir. Çünkü bu şekilde verilmesi, başkalarına bir örnek olur ve teşvîk yerine geçer. Kendisi hakkında, zekât vermiyor diye, kötü bir zannı da kaldırmış olur.Hastalarınızı sadaka ile tedavi edinizZekât bir farz olduğu için, bunun yerine getirilmesinde gösteriş olmaz. Nafile olarak verilen sadakalarda ise, durum böyle değildir. Bunların gizli verilmesi ve gösteriş yapılmasına engel olunması daha faziletlidir. Bir hadis-i şerifde söyle buyurulmuştur: "Mallarınızı zekâtla koruyunuz, hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz, bela dalgalarını da dua ve yalvarışla karşılayınız." İşte zekât sayesinde mallar korunmuş oluyor. Sadakalar da, maddî ve manevî hastalıklar için birer ilâç yerine geçiyor.