Milliyet'ten Güneri Civaoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Rice'in 'yeni bir Ortadoğu gerek' sözlerinin Türkiye boyutunun ne olabileceğine ilişkin bir analiz yapıyor: benim beklentim şu: Bu yazıyı yazan Civaoğlu, AB sürecine de karşı çıkmalı ABD Dışişleri Bakanı Rice'ın "Yeni bir Ortadoğu zamanıdır" söylemi ile "Türkiye'nin Misak-ı Milli sınırları içinde bağımsız bir devlet olarak tanındığı Lozan Antlaşması'nın 83. yıldönümü" örtüştü. Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kan ve onurla kazıdığı sınırlarının ötesinde Ortadoğu, Avrupalı egemen güçlerin cetvelle çizdikleri bir yapay coğrafyadır.Osmanlı'nın mirasının paylaşımıdır.Bu coğrafyada, Lozan'dan sonra belirlenen ve 83 yıldır sürebilmiş tek toprak bütünlüğü Türkiye'dir.Şimdi...Bu acılı coğrafya, yeniden alevler içinde... Harita yeniden masaya konuyor.Sınırlar yeniden çizilecek, yeni devletler oluşacak gibi görünüyor.Irak'ın Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında paylaşılmakta olması, Lübnan'a ve Filistin'e İsrail'den saldırılar "ilk" işaretlerdir.Devamı gelebilir.Türkiye de, Lozan'ın bir kez daha kabul ettirilmesi darboğazlarından geçebilir.Özellikle ülkenin güneydoğusu Lozan'dan bu yana gene çözüm bekleyen bir sorun.Mümtaz Soysal'ın Cumhuriyet'te yazdığı gibi, Lozan'ın, 83 yıl sonra hâlâ tam netleştiremediği sınırlar o yörede... Laiklik ilkesinin aldığı yaraların yanı sıra, bu sancı da Lozan'ın 83. yıldönümünün önemini vurguluyor.Türkler Anadolu'dan uzaklaştırılacakTarihin "zıt" akıntıları birbirine karışarak köpürmekte.Akıntılardan biri, utanç belgesi Sevr Antlaşması'nın imzası öncesinde "Türklerin Avrupa'dan, hatta Ege kıyılarından da uzaklaştırılmasıydı." Anadolu'nun ortasına -tüyleri yolunmak üzere- baş aşağıya çevrilmiş kaz görüntüsünde sıkıştırılmıştı."Ellerine valizi verdik, gönderdik" o anlaşma sürecinde ünlü söylemdi.Türkiye'nin AB'ye tam üye adaylığı, Brüksel'de ilan edildiği gece, Lloyd George'un bu söylemini anımsamıştım.Keyifle gülmüştüm."Elimize verdiğinizi sandığınız valizle işte geri dönüyoruz" diye düşünmüştüm.Tarihin sularına karışan diğer zıt akıntı ise, Lozan'da, Murahhas Üye İsmet Paşa tam bağımsız Türkiye için ödünleri dayatırken, Lord Curzon'un "şimdi bunları size veriyoruz ama zamanı geldiğinde tek tek geri alacağız" söylemiydi.Utanç belgesi Sevr'i tarihin çöp tenekesine fırlatarak milletler camiasının onurlu, eşit ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni kabul ettiren Lozan Antlaşması, Batı'nın egemen güçlerince içe sindirilmemişti.Lozan'daki mücadeleLozan'da Türkiye temsilcilerinin önüne "Ermeni yurdu", "Asuri yurdu", "Geldani yurdu", "Kürt özerkliği" gibi dosyalar konulmuştu.Bu istekler, İsmet Paşa ve arkadaşlarının dirayetli politikasıyla sıfırlandı.Azınlıklar komisyonunda Türk heyetine başkanlık eden Dr. Rıza Nur da hatıralarında "Tüylerim ürperdi" diyerek şu "parçalama" senaryosunu yansıtır:"Irk tabiri ile Çerkez, Abaza, Boşnak, Kürt ve diğerlerini Rum ve Ermenilerin yanına koyacaklar.Dil tabiri ile Müslüman olup da başka bir dil konuşanları da ekalliyet (azınlık) yapacaklar. (Kürtlere gönderme yapıyor sanıyorum. G. C.)Din tabiri ile halis Türk olan 2 milyon Aleviyi de ekalliyet yapacaklar.Yani bizi hallaç pamuğu gibi dağıtıp atacaklar."Sonuçta... Çok çetin ve zaman zaman kesilme noktasına gelen konferansta bütün bu oyunlar bozuldu."Azınlıklar" deyimi sadece ülkedeki Rumlar, Ermeniler ve Musevileri kapsayacak bir tanımla belirlendi."Kürtlük" ve "Alevilik" için tuzak kelimeler ayıklandı.Ülkede "Müslüman azınlık" bulunmadığı kabul edildi.Lozan Konferansı, Türkiye'nin ulus ve toprak bütünlüğünün uluslararası hukuk platformunda kabulüdür.Güneydoğu tezgahıBir süredir Lozan belgesi, Türkiye'nin ulusu ve milletiyle bütünlüğünü, güneydoğusundan delmek ve yırtmak tezgâhlarıyla karşı karşıyadır.Türkiye, Ortadoğu haritasının yeniden çizileceği işaretleri verilen şu duyarlı süreçte, Lozan ruhunu diri tutmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.