Belgrad'a yerleşen Bayram Bey adında muhterem ve güzel ahlaklı bir vali, Allah rızası için hayır ve hasenat olarak bir cami, bir mektep ve bir de türbe yaptırıp bunlara ait vakıfları tayin ettikten sonra büyük bir ziyafet tertip etti. Ziyafete bütün beylerle birlikte Arslan Paşa da gelmişti.
Ziyaretten sonra cami ve diğerleri gezilirken sıra türbeye gelince Arslan Paşa Hepsi güzel ama, türbenin bir eksiği var.Der. Bayram Bey: Nedir efendim, söyleyin de tamamlayalım?Deyince, paşa: Türbenin sahibi de içinde olmalıydı.Der. Bayram Bey: O da olur.Diyerek latife eder.
Öğrendiğim şeyBir gün bir âlime, yakınlarından biri, "Sen hep hocam hocam diyorsun, anlat bakalım sen hocandan ne öğrendin?" diye sorarlar. Talebeleri merak ederler, bu kadar geniş bir soruya ne cevap verecekler diye; "Kim sevilir, kim sevilmez bunu öğrendim" der. Külliyât-ı Letâif, Fâik Reşat
Ziyaretten sonra cami ve diğerleri gezilirken sıra türbeye gelince Arslan Paşa Hepsi güzel ama, türbenin bir eksiği var.Der. Bayram Bey: Nedir efendim, söyleyin de tamamlayalım?Deyince, paşa: Türbenin sahibi de içinde olmalıydı.Der. Bayram Bey: O da olur.Diyerek latife eder.
Öğrendiğim şeyBir gün bir âlime, yakınlarından biri, "Sen hep hocam hocam diyorsun, anlat bakalım sen hocandan ne öğrendin?" diye sorarlar. Talebeleri merak ederler, bu kadar geniş bir soruya ne cevap verecekler diye; "Kim sevilir, kim sevilmez bunu öğrendim" der. Külliyât-ı Letâif, Fâik Reşat
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.