Hikâye ederler ki, Mevlânâ Câmî Hazretlerinin meclis-i şerif ve sohbet-i münîfine Hüseyin Baykara, Mîr Ali ve Can Karamirza birlikte gelirler. Ve Mevlânâ'nın derin latîfeleri ve zarîf nükteleri ile müşerref olurlar. O sırada bir derviş, Molla'ya o zaman için ender bulunabilen dört tane tatlı, taze ve güzel şeftali hediye getirir.Birini Hüseyin Baykara'nın birini Ali Şîr'in ve ikisini de o vakit çok sevilen ve eşsiz bir güzelliğe sahip olan, nesebce de Hüseyin Baykara'ya yakın bulunan Can Karamirza'nın önlerine koyar. Ve ömürlerinin uzun olması için dua ve niyazda bulunur. Bunun üzerine Sultan Hüseyin:
-Mevlânâ, bu nasıl âdalet ve ne biçim kısmet ki, bize bir tane Can Karamirza'ya ise iki tane veriyorsun der.
Mevlânâ Câmî Hazretleri:
-Ey adaletli şah, hisseleriniz ancak birerdir. O hizmetlerine iki verdiğimin biri kendi hissesi ve biri de kendi hissemdir. Ona faizsiz borç verdim sonra yine alacağım, der.
Lamiizâde Abdullah Çelebi
-Mevlânâ, bu nasıl âdalet ve ne biçim kısmet ki, bize bir tane Can Karamirza'ya ise iki tane veriyorsun der.
Mevlânâ Câmî Hazretleri:
-Ey adaletli şah, hisseleriniz ancak birerdir. O hizmetlerine iki verdiğimin biri kendi hissesi ve biri de kendi hissemdir. Ona faizsiz borç verdim sonra yine alacağım, der.
Lamiizâde Abdullah Çelebi
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.