Kuraklığın çaresi var!

YENİ MESAJ-AA/DETAY HABER


Orta Doğu ülkeleri kuraklık sebebiyle tarım, sanayi ve günlük kullanımda artan tatlı su ihtiyacına çareyi deniz suyunu arıtarak bulmaya çalışıyor. İklim değişikliğinin şiddetlendirdiği kuraklık dünyanın birçok bölgesinde su kıtlığına yol açıyor. Bu durum son yıllarda deniz suyu arıtımına (desalinasyon) yönelik çalışmaları ve yatırımları hızlandırdı. Uzmanlar, desalinasyonun dünyada gittikçe ihtiyaç duyulan ve gelişen bir teknoloji olmakla birlikte özellikle Orta Doğu gibi su kaynaklarının az bulunduğu bölgelerde bir mecburiyet haline geldiğini belirtiyor.

Maliyetli ama kaçınılmaz!

Desalinasyonla ilgili bilimsel çalışmalar yürüten İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Yüksel İmer, "Katar ile sürdürdüğümüz çalışmalar neticesinde geldiğimiz nokta artık desalinasyon tesislerinin denize kıyısı olan birçok ülkede kaçınılmaz bir teknoloji olduğu yönünde" dedi. Katar'ın kentsel su ihtiyacının yüzde 97'sini desalinasyondan elde ettiğini belirten İmer, "Bu çok yüksek bir oran. Özellikle Dünya Kupası'nda bu su ihtiyacının daha da artmasıyla desalinasyon teknolojilerine yönelimin çok olduğunu da duydum" ifadelerini kullandı. İmer, son yıllarda bu kapsamdaki çalışmaların arıtılmış suyun veriminin artırıldığı, çevreye zararın en aza indirildiği alanlara yöneldiğini söyledi. Yüksek Çevre Mühendisi Prof. Dr. Güçlü İnsel ise maliyetli bir teknoloji olan desalinasyonun ilk olarak denizaltılarda kullanılmaya başlandığını belirtti. Deniz suyu arıtımının çeşitleri olduğunu söyleyen İnsel, "Yüksek basınçlı membrandan (zar) geçirilerek suyun tuzu alınıyor ve tuzu alınmış suya bir ek arıtma uygulanması onu kullanılabilir hale getiriyor. Su kaynağının hiç olmadığı yerlerde kullanılabilecek bir teknoloji." Maliyetli bir teknoloji olan deniz suyunu arıtmada metreküp başına 0.5-1 dolar arası bir maliyeti olabiliyor. Bu yöntemle suyu en ucuza üreten ülke ise İsrail. İsrail, metreküpte maliyeti 40 sente (yaklaşık 7.6 TL) kadar düşürdü. 

İSKİ çalışma yapıyor

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, daha önce Yeni Mesaj'a yaptığı açıklamada, deniz suyunu arıtma teknolojinin maliyetli olduğunu,  İSKİ'nin bu konuda Ar-Ge çalışması yaptığını söylemişti. Yöntemin önündeki en büyük engel ise yüksek elektrik maliyeti... 


Orta Doğu ülkeleri yöntemi kullanıyor

Aslında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kuveyt, Bahreyn gibi ülkeler desalinasyon yöntemini uzun süredir kullanıyor. Dünyada en çok su sıkıntısı çeken ülkeler arasında bulunan Ürdün, geçen yıl geniş kapsamlı bir desalinasyon tesisi kurulması için 1 milyar dolarlık yeni projesini açıkladı. Bu yılın sonlarına doğru inşasına başlanması planlanan tesisle Kızıldeniz'den yıllık yaklaşık 300 milyon metreküp deniz suyunun halkın kullanımına kazandırılması hedefleniyor. Bu miktar su, İstanbul'un 100 günlük ihtiyacını karşılayabilir.  Suudi Arabistan, tatlı su kaynaklarını desteklemek amacıyla ilk kez 1928'de deniz suyunu tuzdan arıttı. Halihazırda Suudi Arabistan'da günlük 6 milyon metreküpten fazla deniz suyu arıtma kapasitesine sahip 33 desalinasyon tesisi bulunuyor. Deniz suyu arıtma yöntemine yatırımlarını günden güne artıran Suudi Arabistan, yılda 2.3 milyar metreküpten fazla tatlı su üretiyor ve bu rakam dünyadaki deniz suyu arıtımının yüzde 20'sine denk geliyor. Riyad yönetimi, 2027'ye kadar günlük deniz suyu arıtma kapasitesini 7.5 milyon metreküpe çıkarmayı planlıyor. Dünyadaki en büyük arıtma tesisi de Suudi Arabistan'da bulunuyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nde ise 70 tesis yer alıyor. Katar'da da şu an günlük üretim kapasitesi 2 milyon metreküpten fazla başlıca 3 arıtma tesisi bulunuyor. İran'da şu an 75 arıtma tesisinden günlük yaklaşık 450 bin metreküp tatlı su elde ediliyor. İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi'nde yer alan 3 desalinasyon tesisi, bölgede yaklaşık 2 milyon Filistinli için can suyu niteliğinde. Deniz suyu arıtma yöntemine 2005'te başlayan İsrail, mevcut 5 tesis sayesinde yıllık 585 milyon metreküp içme suyu elde ediyor.