Başbakanımız "Bu olayları büyütmeyin" buyurdular ama olaylar durmuyor.Küçülmeyi kabul etmiyor. İstanbul'daki bir lisede dün bir cinayet daha işlendi.Yıl başından bu yana okullarda ölen çocukların sayısı 7'ye yükseldi.Çoğuna bıçakların karıştığı kavgalarda yaralanan öğrencilerin sayısı da 59'u bulmuş durumda.Keşke tersi olsaydı ama ne yazık ki bu büyük trajediler Başbakan'ın talimatı ile "Küçük bir cinayet" haline gelmiyor.O nedenle çocuklarımıza zarar veren şiddet salgınına karşı toplumun bütün savunma mekanizmalarını harekete geçirmeye mecburuz.Devekuşu olamayız"Büyütmeyin" dediğine göre Başbakan iktidar olarak bu salgınla mücadelede yetersiz kaldıklarının fark edileceğinden korkuyor demektir.Kaygı sağlıklı ama tedbiri değil. İktidar medyaya devekuşu gibi davranmayı önerecek yerde kendisi gözünü açıp sorumluluğunun gereklerini yerine getirmeye çalışmalıdır.Hiç kimse okuldaki şiddetin suçunu AKP iktidarına yüklüyor değil. Bu bütün dünyanın sorunu..Japonya'da sorun ilk olarak sekiz yıl önce bir bakanlar kurulu toplantısının gündemi olmuştu. Buldukları çare de "çocuklara okula bıçakla gitmemeleri için yapılan bir çağrı" idi. Yani çaresizlik...Çocuklar internet ve TV gibi araçlarla yatak odalarında bile beraber. Bütün gün bu araçlardan iyi düşünülmüş cinayetler ve şiddet görüntüleri izleyerek bir kişilik oluşturuyorlar.Sonra da belli olaylara, örnek aldıkları karakterlerin tepkilerini veriyorlar.Yargının rolü artmalıAnayasa, toplumun sağlığını ve çocukları korumayı devlete görev olarak yüklüyor. Hükümet bu soruna daha fazla zaman ayırmalıdır.Cadı avı havası yaratıp olayı medya üstünde baskı kurmak amacıyla kötüye kullananlar çıkabilir ama bu riski bile göze almak zorundayız.Şiddet yoluyla çocuklarımızı ticari olarak sömüren egoistlik demokratik özgürlük adına hoşgörülemez. Toplumun bütün düşünen beyinleri, medyadaki şiddeti kontrol altına alma arayışına katılmak zorundadır.Şiddeti özendiren filmlerle çocuk cinayetleri arasında bağ kurulabilen durumlarda, şiddet mağduru olan ailelerin adalete başvurup tazminat talep etme haklan neden bulunmuyor?Meclis buna niçin çare aramıyor?Çocuklarımızı bu devirde Doğan Kardeş okumakla yetinmeye razı edemeyiz ama canileri kahraman yapan dizilere de rehin edemeyiz.Sorun büyüyor. Hakkını vermezsek altında kalırız!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.