Köy tereyağı ve peynir dinçlik verir
Prof. Dr. Canan Karatay, "İftarda bir avuç içi kadar sıcak pideyle doğal köy tereyağı, peynirle yenebilir. Tereyağı ve peynir oruç tutanlara güç, kuvvet ve dinçlik verir" dedi
28.05.2017 00:00:00
İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, iftarda bir avuç içi kadar pidenin doğal köy tereyağı, peynirle birlikte tüketilebileceğini belirterek, "Tereyağı ve peynirin glisemik indeksi sıfırdır. Boş midede koruyucu etkisi vardır. Bu nedenle zararlı değil faydalı ve sağlıklı besinlerdir. Tereyağı ve peynir, uzun süre tokluk hissi verdikleri için, oruç tutanlara güç, kuvvet ve dinçlik sağlar. Acıkma ve halsizlik hissi gün boyu oluşmaz." dedi. Karatay,yaptığı açıklamada, ramazanın yaz aylarına denk gelmesiyle beraber 16-18 saat süreyle yeme ve içme yapılmadığını hatırlatarak, bu dönemde sıcak havanın da etkisiyle susuzluğun problem oluşturabileceğini ifade etti. Ramazanda pek çok kişinin sahura kalkmadan oruç tuttuğunu ancak sahur yemeğinin bir kahvaltı görevi yaptığını dile getiren Karatay, "Kahvaltı 24 saat içinde en önemli öğündür. Son derece kuvvetli, sağlıklı doyurucu olmalıdır. Mutlaka sağlıklı ve güçlü protein, sağlıklı yağ ve karbonhidratlar doyuncaya kadar yenmelidir." dedi. Karatay, sağlıklı protein olarak yumurta, peynir ve yoğurt tüketilebileceğini, sağlıklı karbonhidrat olarak fındık, fıstık, ceviz, badem ve kuru meyvelerin tercih edilebileceğini aktardı.
'Sahura mutlaka kalkılmalı'
Prof. Dr. Karatay, aç kalınarak, sahura kalkmadan oruç tutmanın son derece sakıncalı olduğunu belirterek, "Kişiler bu dönemde kilo verseler bile -ki genellikle ramazanda bazı kişiler kilo vermek amacıyla oruç tutmaktadır- bu doğru değildir ve son derece sakıncalıdır. Aç kalarak kilo verilmiş olsa bile daha sonra fazlasıyla geri alınmaktadır. Bilimsel olarak, bu olay karaciğer ve pankreası yorup, yağlandırdığı için sağlığa zararlı olmaktadır." görüşünü dile getirdi. Bilimsel çalışmaların, ileri yaşlarda ortaya çıkan dejeneratif kronik hastalıkların tümünün karaciğer ve pankreasın yağlanması nedeniyle normal olarak çalışamadıklarından kaynaklandığını gösterdiğini vurguladı.
'Hazır çorbadan uzak durun'
Prof. Dr. Canan Karatay, tüm bunların göz önünde bulundurularak iftar ve sahur yapılması gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sabahları kalktığımız zaman ılık bir bardak su içmemiz gerektiği gibi, orucumuzu da ılık suyla açmalıyız. Çorba da sulu olduğu için rahatlıkla içilebilir. Ancak hazır çorbalar kesinlikle tüketilmemelidir. Evde pişirilmiş tarhana, mercimek, ezogelin, yoğurt çorbası, her türlü sebze çorbası veya yuvalama gibi çorbalar olabilir. Zeytinyağlı, naneli bir kase cacık içimizi ferahlatır. Uzun süre boş kalmış olan midemizi korumak amacıyla, suyun da çorbanın da ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına dikkat etmeliyiz. Orucumuzu ılık suyla açtıktan sonra, zeytin yağına pide batırıp, lezzetli ve sağlıklı bir yiyeceği tüketerek, gün boyu boş kalmış midemizi yormamış oluruz."
'Sahura mutlaka kalkılmalı'
Prof. Dr. Karatay, aç kalınarak, sahura kalkmadan oruç tutmanın son derece sakıncalı olduğunu belirterek, "Kişiler bu dönemde kilo verseler bile -ki genellikle ramazanda bazı kişiler kilo vermek amacıyla oruç tutmaktadır- bu doğru değildir ve son derece sakıncalıdır. Aç kalarak kilo verilmiş olsa bile daha sonra fazlasıyla geri alınmaktadır. Bilimsel olarak, bu olay karaciğer ve pankreası yorup, yağlandırdığı için sağlığa zararlı olmaktadır." görüşünü dile getirdi. Bilimsel çalışmaların, ileri yaşlarda ortaya çıkan dejeneratif kronik hastalıkların tümünün karaciğer ve pankreasın yağlanması nedeniyle normal olarak çalışamadıklarından kaynaklandığını gösterdiğini vurguladı.
'Hazır çorbadan uzak durun'
Prof. Dr. Canan Karatay, tüm bunların göz önünde bulundurularak iftar ve sahur yapılması gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sabahları kalktığımız zaman ılık bir bardak su içmemiz gerektiği gibi, orucumuzu da ılık suyla açmalıyız. Çorba da sulu olduğu için rahatlıkla içilebilir. Ancak hazır çorbalar kesinlikle tüketilmemelidir. Evde pişirilmiş tarhana, mercimek, ezogelin, yoğurt çorbası, her türlü sebze çorbası veya yuvalama gibi çorbalar olabilir. Zeytinyağlı, naneli bir kase cacık içimizi ferahlatır. Uzun süre boş kalmış olan midemizi korumak amacıyla, suyun da çorbanın da ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına dikkat etmeliyiz. Orucumuzu ılık suyla açtıktan sonra, zeytin yağına pide batırıp, lezzetli ve sağlıklı bir yiyeceği tüketerek, gün boyu boş kalmış midemizi yormamış oluruz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.