Korku da, emniyet de Allah’tandır
Korku Allah’tandır, emniyet de O’ndandır. Korku sebeplerini ve emniyeti yaratan hiç şüphe yok ki O'dur! O’nun korkutucu olması, Mü’min olmasına mâni teşkil etmez. Nitekim kullarından bazılarını zelil kılması O'nun Muiz (aziz kılıcı) olmasına mâni değildir





İmam Gazali Hazretleri şöyle buyuruyor:
"Kul, Allah'ın Mü'min isminden şunu elde edebilir: Yanında bulunan herkesi şerrinden emin kılar. Hiç kimseye zararı dokunmaz, ona başvuran her korkan kişiyi, gerek kendi nefsi ve gerekse dini hakkında duyduğu korku ve endişeden kurtarmaya çalışır.
Nitekim Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: 'Allah ve ahiret gününe iman eden, komşusunu kendi kötülüklerinden emin kılsın.'
Kullar arasında bu isme (Mü'min) en çok hak kazanan, halkı, kurtuluş yoluna, Allah yoluna irşad ve hidayet ederek Allah'ın azabından kurtaran kişilerdir. Bunu da hiç şüphe yok ki peygamberler ve âlimler yaparlar. Bakınız Peygamberimiz (s.a.v) ne buyurmuşlar: 'Şüphesiz siz, ateşte kelebekler gibi dolaşacaksınız, ben gelip sizi bir tarafınızdan tutarak kurtaracağım.'
'Korku, şüphesiz ki Allah'tandır. Kullarını korkutan O'dur. Korku sebeplerini de o yaratmıştır. Öyleyse emniyet O'na nasıl izafe edilir?' diye sorulursa deriz ki:
Korku O'ndandır, emniyet de O'ndandır. Korku sebeplerini ve emniyeti yaratan hiç şüphe yok ki O'dur! O'nun korkutucu olması, Mü'min olmasına mâni teşkil etmez. Nitekim kullarından bazılarını zelil kılması O'nun Muiz (aziz kılıcı) olmasına mâni değildir. O, hem Muiz (aziz kılıcı), hem de Muzil (zelil kılıcı)dır.
Ve yine O'nun kullarından bazılarını alçaltıcı olması; yükseltici olmasına mâni değildir. O bazı kişileri alçalttığı gibi, bazılarını da yükseltebilir.
Demek ki, Mü'min (eman veren) de O'dur, korkutan da O'dur. Lâkin güzel isimlerinden biri Mü'min olmuştur da Muhavvif (korkutucu) olmamıştır.
Allah'ın bir diğer ismi es-Selam'dır. Tüm selâmet ve emniyetler O'ndan sadır olmuştur ve yine O'na rücû edecektir.
Vacib Teâla'nın fiilleri şerden (yani mutlak şerden) salim olmuştur.
Şerri hiçbir zaman bizatihi murad etmemiştir. Ama içinde hayır saklı olan şerri murad etmiş olabilir. Çünkü böyle olan şer aslında, daha önce işaret ettiğimiz gibi şer değildir.
Hile, kin, hased, kötülüğü istemek gibi şeylerden uzak, günah ve yasaklardan berî olan her kul, Allah'a, selâmet bulmuş bir kalple gelecektir. İşte kulun bu gibi huylardan arınması Selâm-ı Mutlak'tan istifade etmesiyle mümkündür.
Kulun her bakımdan selâmet bulması, ayrıca intikastan da beri olmasına bağlıdır.
İntikas; aklın şehvet ve gazaba esir olması demektir. Gerçekse bunun tam aksidir. Yani şehvet ve gazabın aklın esiri olmasıdır. Bunun aksi olunca intikâsa maruz kalmış olur. Böyle olunca da emir memur; kral köle olmuş olur.
Şu halde selâm ve İslâm'la, ancak Müslümanların, dilinden ve elinden kurtulmuş olan kimse nitelenebilir. Henüz kendi nefsini kurtaramayan kişi, bu ulvi vasıfla nasıl nitelenebilir?"
OKAN EGESEL