KKTC'nin 50 yılını çaldılar
Crans-Montana'da yalnızca bir konferansın çökmediğini, 50 yıllık bir sürecin çöktüğünü, 50 yıllık parametrelerin çöktüğünü dile getiren KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, "BM dayatmasıyla gerçekleşen müzakerelerle Kıbrıs Türk halkının son 50 yılı çalınmıştır" dedi.
17.07.2017 00:00:00
Rum medyasına Kıbrıs sorunuyla ilgili yaşanan son gelişmeler konusunda değerlendirmelerde bulunan KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, "Güney Kıbrıs'ın tek yanlı olarak ilan edilen 'Münhasır Ekonomik Bölgesi'nde (MEB) Türkiye tarafından askeri önlemler alınması olasılığı müzakerelerin mevcut çözüm parametreleri temelinde yeniden başlamasıını ihtimal dışında bıraktığını" söyledi.
"Ne yazık ki Rum Kesimi gerilimi tırmandırmayı tercih edip, Türkiye ile Kıbrıs Türk tarafının uyarılarına karşı geldiğini" dile getiren Ertuğruloğlu, "Tüm tarafların, Türkiye ile Kıbrıs Türk tarafının bu konuda sessiz bir tavır takınmalarının söz konusu olmadığını bildiklerini" ifade etti.
"Türk tarafının kuşkusuz Kıbrıs Rum kesiminin eylemlerine tepki göstereceğini ve Türk tarafının bugün veya yarın adımlar atacağını" ifade eden Ertuğruloğlu şöyle konuştu: "Şu an mevcut koşullar askeri önlemleri gerektirmiyor. Bununla birlikte askeri önlemlerin şimdilik ortaya çıkmayacak olmasının, Rumları; Türk tarafı tepki göstermeyecek gibi yanlış bir sonuca sevk etmemesi gerekiyor. Rum kesiminin bu çeşit faaliyetlerde bulunmaya hakkı olmadığı bir kez daha anlaşılmıştır. Diplomatik veya ekonomik önlemler alınabileceği gibi, aynı bölgede kazı çalışması da yapılabilir. Ne yapılacağı önümüzdeki günlerde görülecek."
'Son 50 yılımız çalındı'
"Bu süreç eşitsizlik ilkesi temeline dayanmaktadır. Taraflardan biri BM'de temsil edilmekte olan tanınmış bir devlettir. KKTC tarafı ise, başkaldıran bir toplum ya da daha iyisi, bölünmeyi hedefleyen, adanın bir azınlığı olarak ele alınmaktadır. Bundan dolayı da kendisine izolasyonlar dayatılmaktadır" diyen Ertuğruloğlu, "Nihai hedefi çözüm olan müzakereler, bu şartlar altında gerçekleştirilmektedir. Bu şekilde, saçma bir istekle, Birleşmiş Milletler bizim son 50 yılımızı çaldı. En nihayetinde, Crans- Montana'da, aşikar olan şey ön plana çıktı. Kıbrıs Rum kesimi, konferansa müzakere niyetiyle katılmadı. Aynı şey Yunanistan için de geçerli. İlk günden son güne kadar "sıfır ordu, sıfır garanti" ilkesini tekrarladılar.
Kıbrıs'taki Türk halkı ile Anavatan'ın ise böyle bir şeyi kabul etmesi söz konusu değildi. Bunu çok iyi biliyorlardı. Buna rağmen, popülizme teslim oldular ve muhtemelen dikkatlerini yakındaki seçimlere odaklayarak, müzakere oyununu oynadılar.
Müzakere ettiklerini göstermeye çalıştılar. Şahsi olarak, seçim konusunun gündemde olmaması durumunda dahi, Anastasiadis'in tutumunun farklı olacağını düşünmüyorum. Crans-Montana'da yalnızca bir konferans çökmedi, Crans-Montana'da 50 yıllık bir süreç çöktü, 50 yıllık parametreler çöktü" dedi.
ŞEVKET TEPETAŞ
"Ne yazık ki Rum Kesimi gerilimi tırmandırmayı tercih edip, Türkiye ile Kıbrıs Türk tarafının uyarılarına karşı geldiğini" dile getiren Ertuğruloğlu, "Tüm tarafların, Türkiye ile Kıbrıs Türk tarafının bu konuda sessiz bir tavır takınmalarının söz konusu olmadığını bildiklerini" ifade etti.
"Türk tarafının kuşkusuz Kıbrıs Rum kesiminin eylemlerine tepki göstereceğini ve Türk tarafının bugün veya yarın adımlar atacağını" ifade eden Ertuğruloğlu şöyle konuştu: "Şu an mevcut koşullar askeri önlemleri gerektirmiyor. Bununla birlikte askeri önlemlerin şimdilik ortaya çıkmayacak olmasının, Rumları; Türk tarafı tepki göstermeyecek gibi yanlış bir sonuca sevk etmemesi gerekiyor. Rum kesiminin bu çeşit faaliyetlerde bulunmaya hakkı olmadığı bir kez daha anlaşılmıştır. Diplomatik veya ekonomik önlemler alınabileceği gibi, aynı bölgede kazı çalışması da yapılabilir. Ne yapılacağı önümüzdeki günlerde görülecek."
'Son 50 yılımız çalındı'
"Bu süreç eşitsizlik ilkesi temeline dayanmaktadır. Taraflardan biri BM'de temsil edilmekte olan tanınmış bir devlettir. KKTC tarafı ise, başkaldıran bir toplum ya da daha iyisi, bölünmeyi hedefleyen, adanın bir azınlığı olarak ele alınmaktadır. Bundan dolayı da kendisine izolasyonlar dayatılmaktadır" diyen Ertuğruloğlu, "Nihai hedefi çözüm olan müzakereler, bu şartlar altında gerçekleştirilmektedir. Bu şekilde, saçma bir istekle, Birleşmiş Milletler bizim son 50 yılımızı çaldı. En nihayetinde, Crans- Montana'da, aşikar olan şey ön plana çıktı. Kıbrıs Rum kesimi, konferansa müzakere niyetiyle katılmadı. Aynı şey Yunanistan için de geçerli. İlk günden son güne kadar "sıfır ordu, sıfır garanti" ilkesini tekrarladılar.
Kıbrıs'taki Türk halkı ile Anavatan'ın ise böyle bir şeyi kabul etmesi söz konusu değildi. Bunu çok iyi biliyorlardı. Buna rağmen, popülizme teslim oldular ve muhtemelen dikkatlerini yakındaki seçimlere odaklayarak, müzakere oyununu oynadılar.
Müzakere ettiklerini göstermeye çalıştılar. Şahsi olarak, seçim konusunun gündemde olmaması durumunda dahi, Anastasiadis'in tutumunun farklı olacağını düşünmüyorum. Crans-Montana'da yalnızca bir konferans çökmedi, Crans-Montana'da 50 yıllık bir süreç çöktü, 50 yıllık parametreler çöktü" dedi.
ŞEVKET TEPETAŞ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.