KKTC egemenlik mücadelesi veriyor
Yakın Doğu Üniversitesi ev sahipliğinde dünyadan 40 üniversitenin desteği ile düzenlenen “Kıbrıs Sorunu: Çevresel Zorluklar ve Enerji Güvenliği” konferansında 200’e yakın katılımcı Doğu Akdeniz’deki enerji politikalarını ele aldı. Konferansta konuşan KKTC lideri Tatar, Kıbrıs sorununun, özünde bir egemenlik mücadelesi olduğunu vurguladı
29.12.2022 16:30:00





Yakın Doğu Üniversitesi İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi ev sahipliğinde bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen "Kıbrıs Sorunu: Çevresel Zorluklar ve Enerji Güvenliği" yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Dünyadan 40 üniversitenin desteği ile yapılan uluslararası konferans, bilim insanları, siyasetçiler, bürokratlar, emekli generaller/amiraller ve enerji uzmanlarından oluşan 200'e yakın katılımcıyı bir araya getirdi. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen konferansta, üç gün boyunca Doğu Akdeniz'deki enerji güvenliği sorunlarına ve enerji güvenliğinin politik ekonomisi ile ulusal/uluslararası güvenlik arasındaki karşılıklı ilişkiye ve bu dengede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin rolüne ilişkin önemli konular ele alındı. Türkiye ve KKTC başta olmak üzere aralarında ABD, Çin, Rusya, İsrail, Kanada, İngiltere, Fransa, Azerbaycan, Lübnan, Libya, Güney Afrika, Pakistan, Cezayir, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Hırvatistan ve Endonezya gibi pek çok ülkeden bilim insanları, siyasetçiler, bürokratlar, emekli generaller, amiraller ve enerji uzmanlarından oluşan pek çok kişinin katıldığı konferansta Doğu Akdeniz ve KKTC odağında güncel enerji ve çevre sorunlarına geniş bir perspektifte bakılarak önemli bir vizyon çalışmasına imza atıldı.
Konferansa KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da katıldı. Yakın Doğu Üniversitesi'nde üç gün süren "Kıbrıs Sorunu: Çevresel Zorluklar ve Enerji Güvenliği" konferansında çevre ve enerji ile ilgili önemli konuların ele alındığını ifade eden Tatar, dünyanın, Kıbrıs sorunu olarak adlandırdığı konunun, özünde bir egemenlik mücadelesi olduğunu vurguladı. Kıbrıs'ta yaşanan politik mücadelelerin tarihine değinen Tatar, "Kıbrıs Türkleri, Rumlar tarafından yaşatılan ağır olayların ardından kendi devletlerini kurmak zorunda kalmıştır" dedi. Rusya-Ukrayna savaşının ardından dünyada global dengelerin ve uluslararası ilişkilerin yeniden yapılandığını vurgulayan Tatar, "Yaşanan gelişmeler; jeopolitik ve jeoekonomik konumu ve sahip olduğu doğalgaz potansiyeli ile Kıbrıs adasının önemini artırmış, KKTC de ana aktörlerden biri haline gelmiştir; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, ana vatanımız ve garantör ülkemiz Türkiye ile birlikte bölgedeki Türk çıkarlarını korumak için çalışıyoruz" ifadesini kullandı. Tatar, "Kıbrıs Rum tarafının, büyük uluslararası şirketlerle, Kıbrıs adası etrafındaki denizlerdeki enerji kaynaklarının tanınmış bir devlete ait olduğu argümanıyla birçok anlaşma yaptığını görüyoruz; 1960 Anlaşmasına göre Kıbrıs Rumları ile eşit haklara ve egemenliğe sahibiz. Bu nedenle biz de anavatan Türkiye ile birlikte arama yapma haklarına sahibiz" dedi.
Konferansta konuşan bilim isanlarından biri de Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi KKTC Cumhurbaşkanlığı Uluslararası İlişkiler Komitesi üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal oldu. Konuşmasında Türkiye-Mısır ilişkilerine değinen Ünal, "Türkiye-Mısır ilişkileri tam olarak düzelmese bile Mısır, deniz yetki alanlarını belirlerken Türk deniz yetki alanlarını dikkate aldı. Bu önemli bir göstergedir" dedi. "İsrail-Türkiye ilişkileri açısından en kolay enerji transfer yolu İsrail-Türkiye boru hattıdır" diyen Prof. Dr. Ünal, "Şu anda Ankara'nın hem Rusya Federasyonu, hem NATO hem de Türki Cumhuriyetlerle ilişkisi çok iyi. Ayrıca Türk ordusu şu anda savaş tecrübesi olarak çok iyi durumda. Bu nedenle çok kutuplu dünyada Türk dışişleri politikası iyi bir örnek halini almış durumda" ifadesini kullandı.
'Kıbrıs bir egemenlik mücadelesidir'
Konferansa KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da katıldı. Yakın Doğu Üniversitesi'nde üç gün süren "Kıbrıs Sorunu: Çevresel Zorluklar ve Enerji Güvenliği" konferansında çevre ve enerji ile ilgili önemli konuların ele alındığını ifade eden Tatar, dünyanın, Kıbrıs sorunu olarak adlandırdığı konunun, özünde bir egemenlik mücadelesi olduğunu vurguladı. Kıbrıs'ta yaşanan politik mücadelelerin tarihine değinen Tatar, "Kıbrıs Türkleri, Rumlar tarafından yaşatılan ağır olayların ardından kendi devletlerini kurmak zorunda kalmıştır" dedi. Rusya-Ukrayna savaşının ardından dünyada global dengelerin ve uluslararası ilişkilerin yeniden yapılandığını vurgulayan Tatar, "Yaşanan gelişmeler; jeopolitik ve jeoekonomik konumu ve sahip olduğu doğalgaz potansiyeli ile Kıbrıs adasının önemini artırmış, KKTC de ana aktörlerden biri haline gelmiştir; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, ana vatanımız ve garantör ülkemiz Türkiye ile birlikte bölgedeki Türk çıkarlarını korumak için çalışıyoruz" ifadesini kullandı. Tatar, "Kıbrıs Rum tarafının, büyük uluslararası şirketlerle, Kıbrıs adası etrafındaki denizlerdeki enerji kaynaklarının tanınmış bir devlete ait olduğu argümanıyla birçok anlaşma yaptığını görüyoruz; 1960 Anlaşmasına göre Kıbrıs Rumları ile eşit haklara ve egemenliğe sahibiz. Bu nedenle biz de anavatan Türkiye ile birlikte arama yapma haklarına sahibiz" dedi.
Mısır Türkiye'nin hassasiyetine dikkat etti
Konferansta konuşan bilim isanlarından biri de Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi KKTC Cumhurbaşkanlığı Uluslararası İlişkiler Komitesi üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal oldu. Konuşmasında Türkiye-Mısır ilişkilerine değinen Ünal, "Türkiye-Mısır ilişkileri tam olarak düzelmese bile Mısır, deniz yetki alanlarını belirlerken Türk deniz yetki alanlarını dikkate aldı. Bu önemli bir göstergedir" dedi. "İsrail-Türkiye ilişkileri açısından en kolay enerji transfer yolu İsrail-Türkiye boru hattıdır" diyen Prof. Dr. Ünal, "Şu anda Ankara'nın hem Rusya Federasyonu, hem NATO hem de Türki Cumhuriyetlerle ilişkisi çok iyi. Ayrıca Türk ordusu şu anda savaş tecrübesi olarak çok iyi durumda. Bu nedenle çok kutuplu dünyada Türk dışişleri politikası iyi bir örnek halini almış durumda" ifadesini kullandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.