Üzerimde ne dünya pekmezi ne de ahiret balı var
Hz. Abdulkadir Geylani'nin üzerine hiç sinek konmazdı. Onun bu haline vâkıf
olanlardan biri sordu:
- Niçin acaba? Üzerine sinek konduğunu hiç görmüyoruz?
Tam anlamıyla Allah'a yönelen ve kalbinde Allah sevgisinden başka hiçbir varlığa yer vermeyen Hazreti Pir, şu cevabı verdi:
- Niçin konsun ki? Üzerimde ne dünyanın pekmezi var, ne de ahiretin balı...
Çocuğuna beddua ettin mi?
Adamın biri, arif bir zatın yanına gelip çocuğundan şikayette bulundu. Arif, ona:
- Hiç çocuğuna beddua ettin mi? diye sordu. O zat:
- Evet, deyince, ona şu cevabı verdi:
- Daha ne şikâyet ediyorsun? Çocuğunu bedduanla sen bozmuşsun...
Şikayete hakkımız yok
Bir kimse, Hz. Mevlânâ'nın huzurunda, geçim darlığından, fakirlikten şikayette bulundu. Bunun üzerine Mevlânâ Hazretleri o kimseye:
- Eğer sana, âzalarından birini kesip yerine bin altın verelim deseler,
razı olur musun ? diye sordu. O da: "Hayır, razı olmam" diye cevap verdi.
Bunun üzerine Mevlânâ Hazretleri şöyle buyurdu: " Ey kardeşim! Madem ki razı olmazsın, niçin geçim sıkıntısından şikayette bulunursun? Fakirim diyorsun, bu kadar altından daha kıymetli âzaların var iken, vücüdun sıhhatte ve afiyette iken, niçin bunları sana bedavadan ihsan eden Allahü Teâlâ'ya şükretmiyorsun?"
Hz. Abdulkadir Geylani'nin üzerine hiç sinek konmazdı. Onun bu haline vâkıf
olanlardan biri sordu:
- Niçin acaba? Üzerine sinek konduğunu hiç görmüyoruz?
Tam anlamıyla Allah'a yönelen ve kalbinde Allah sevgisinden başka hiçbir varlığa yer vermeyen Hazreti Pir, şu cevabı verdi:
- Niçin konsun ki? Üzerimde ne dünyanın pekmezi var, ne de ahiretin balı...
Çocuğuna beddua ettin mi?
Adamın biri, arif bir zatın yanına gelip çocuğundan şikayette bulundu. Arif, ona:
- Hiç çocuğuna beddua ettin mi? diye sordu. O zat:
- Evet, deyince, ona şu cevabı verdi:
- Daha ne şikâyet ediyorsun? Çocuğunu bedduanla sen bozmuşsun...
Şikayete hakkımız yok
Bir kimse, Hz. Mevlânâ'nın huzurunda, geçim darlığından, fakirlikten şikayette bulundu. Bunun üzerine Mevlânâ Hazretleri o kimseye:
- Eğer sana, âzalarından birini kesip yerine bin altın verelim deseler,
razı olur musun ? diye sordu. O da: "Hayır, razı olmam" diye cevap verdi.
Bunun üzerine Mevlânâ Hazretleri şöyle buyurdu: " Ey kardeşim! Madem ki razı olmazsın, niçin geçim sıkıntısından şikayette bulunursun? Fakirim diyorsun, bu kadar altından daha kıymetli âzaların var iken, vücüdun sıhhatte ve afiyette iken, niçin bunları sana bedavadan ihsan eden Allahü Teâlâ'ya şükretmiyorsun?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.