Sen hakiki dalkavuk musun?
Mirasyedinin biri, içinin sıkıldığından bahsederek bir dalkavuk aramaya koyuldu!.. Bir dostu kendisine birini tavsiye etti. Dalkavuk gelip hizmete başladı. Aradan üç beş gün geçtikten sonra mirasyedi:
"Sen dalkavuk değilmişsin, hiç dalkavuğa benzemiyorsun" diye söylendi. Dalkavuk telaşa düştü: "Efendim, ben dalkavuğum! Her tarafım dalkavuğa benzer." dedi.
Mirasyedi, onun halinden ve bu sözünden hoşlanmadı kendisine yol verdi.
Dostu ikinci bir dalkavuk gönderdi. Mirasyedi onu da beğenmedi. Nihayet dostu üçüncüsünü gönderdi. Mirasyedi ile dalkavuk arasında şu konuşma geçti:
- Sen hiç dalkavuğa benzemiyorsun.
- Benzemem efendim.
- Yok yok benziyorsun.
- Benzerim efendim. Tıpkı tıpkısına dalkavuğumdur ben.
- Amma da dalkavukmuşsun.
- Evet efendim... Tam dalkavuğumdur.
- Mirasyedi bundan hoşlandı. Dostuna teşekkür etti, "tam dalkavuğu buldum" dedi.
Davetiyede yazmıyor
İkinci Abdülhamid son devirlerinde Edirne valiliğe ve kumandanlığında bulunan Müşir Arif Paşa Ramazan'da vilayet ve ordu erkanına çok zengin bir iftar düzenlerdi. Yine böyle bir Ramazan akşamı iftar edildikten sonra Paşa, davetlilere: "Haydi efendiler, namaz kılalım." Davetliler arasında bulunan şakacılığı ile meşhur biri, ceketinin cebinden iftar davetiyesini çıkarıp tebessüm ederek Paşa'ya sokuldu: "Velinimetim! Davetiyede yalnız iftar yazılı; namaza dair bir kayıt yok!.."
Mirasyedinin biri, içinin sıkıldığından bahsederek bir dalkavuk aramaya koyuldu!.. Bir dostu kendisine birini tavsiye etti. Dalkavuk gelip hizmete başladı. Aradan üç beş gün geçtikten sonra mirasyedi:
"Sen dalkavuk değilmişsin, hiç dalkavuğa benzemiyorsun" diye söylendi. Dalkavuk telaşa düştü: "Efendim, ben dalkavuğum! Her tarafım dalkavuğa benzer." dedi.
Mirasyedi, onun halinden ve bu sözünden hoşlanmadı kendisine yol verdi.
Dostu ikinci bir dalkavuk gönderdi. Mirasyedi onu da beğenmedi. Nihayet dostu üçüncüsünü gönderdi. Mirasyedi ile dalkavuk arasında şu konuşma geçti:
- Sen hiç dalkavuğa benzemiyorsun.
- Benzemem efendim.
- Yok yok benziyorsun.
- Benzerim efendim. Tıpkı tıpkısına dalkavuğumdur ben.
- Amma da dalkavukmuşsun.
- Evet efendim... Tam dalkavuğumdur.
- Mirasyedi bundan hoşlandı. Dostuna teşekkür etti, "tam dalkavuğu buldum" dedi.
Davetiyede yazmıyor
İkinci Abdülhamid son devirlerinde Edirne valiliğe ve kumandanlığında bulunan Müşir Arif Paşa Ramazan'da vilayet ve ordu erkanına çok zengin bir iftar düzenlerdi. Yine böyle bir Ramazan akşamı iftar edildikten sonra Paşa, davetlilere: "Haydi efendiler, namaz kılalım." Davetliler arasında bulunan şakacılığı ile meşhur biri, ceketinin cebinden iftar davetiyesini çıkarıp tebessüm ederek Paşa'ya sokuldu: "Velinimetim! Davetiyede yalnız iftar yazılı; namaza dair bir kayıt yok!.."