Yıl 1984... Beykoz'un tarihi ve şirin köylerinden Akbaba'dayım.Raci isimli bir esnaf kardeşimle dostluğumuz hayli ilerlemişti. Sık sık dükkanına davet eder sohbet etmeyi çok severdi. Annesi, köyün yerlilerinden, Osmanlı kadını, Anadolu hanımefendisiydi. Çocuklarına, beyine, komşularına karşı gösterdiği nezaket, anlayış, olgunluk, vefa ve hakkaniyetle etrafına güven ve huzur saçıyordu. Hayatımda, "Bu köyde mükemmel çocuk yetişir" dediğim, mahalle ve sorumluluk kültürü, çocuk terbiyesinin en neşeli ve en anlamlı canlılıklarına şahit olduğum bu mekan.Burada yaşadığım günlerde kıymetli kardeşim Raci'nin annesi, bu kıymetli hanımefendinin anlattığı bir olayı sizlere naklediyorum...Bu köy hemen her köşesinde şehit mezarı olan bir köy... Hanımefendi, bulaşıkları yıkadıktan sonra her zaman olduğu gibi atık suları bahçeye döker. Bir gece rüyasında yüzü gözü kirlenmiş kararmış birini görür ve tiksinir. Şuna bak ne kadar çirkin biri der. Rüyada gördüğü şahıs: "Beni sen bu hale getirdin. Her gün döktüğün bulaşık suları beni bu hale getirdi" cevabını verir.Kıymetli hanımefendi o günden sonra bir daha bahçeye bulaşık suları dökmez. ****Yıl 2007... Bursa'nın Yıldırım ilçesine bağlı meşhur Cumalıkızık köyü... Bu köyün eskilerinden Ahmet amca anlatıyor...Köyümüze ilkokul yapılıyordu. İnşaat ustaları demirleri bağlayıp beton atacakları zaman işçilerden biri arsanın tam ortasındaki demirlerin havada durduğunu görünce koşup sorumlu kişiyi çağırıyor. Adam o vaziyeti görünce: "Burada bir yatır var. Bu kısmını çevirin ve diğer kısımlarda işe devam edin" deyip işi geçiştiriyor. Aradan yıllar geçiyor. Okul yapılıyor. Bir gün zemin katta atık su borusu tıkanıyor. Ve kirli sular zemin katı basıyor... Sular daha yeni sızmaya başlamış ki, aşağıdan tak tak tak duvarlara vurmaya başlanmış. Okulun hizmetlisi şaşırmış. Aşağıda kimse yok. Bu ses nereden gelir, deyip müdürün yanına koşmuş. Müdür bey duyduğu rivayetleri göz önüne getirerek git hemen oraları temizle demiş. Bu olayı nakleden Ahmet amca hizmetli kadını görünce sormuş: "O sesleri gerçekten duydun mu?" Kadın evet deyince Ahmet amca tekrarlamış:"O kirli sulardan rahatsız oldu. Orada yatır var ama bunu kimse bilmiyor" demiş... ****Onlar gönüllerin berraklığına erişmiş, ermiş, bahtiyar, seçilmiş insanlar. Onlar kainatta her şeyin sahibi olan Allah'ın rızasını, sevgisini kazanmış insanlar...Onlar köşe taşları...Onlar iyiler...İyi adına ve iyiliğe ebedilikle sahip oldular.Bir şiir bu hakikati ne güzel özetliyor:Aşıklar ölmez Ölse çürümezYanmayan bilmezAteş-i aşka.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Sabri / diğer yazıları
- Ramazanlaşmak / 17.07.2012
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011