Eleştir eleştir nereye kadar kardeşim?
Zaten her yazılandan sonra kelimelere dökülemeyecek kadar utanç verici hadiselere şahit oluyoruz.
Hani bir tabir vardır, duyanlar duymayanlara anlatsın diye...
Ben de diyorum ki, okuyanlar okumayanlara anlatsın.
Kendimize dönüp soralım, acaba bu toprakların üzerinde yaşayan Türk milleti ne suç işledi, kimin ahını aldı da bu hale geldi?
Ne var ki halimizde diyecek olursanız, halimizin içler acısı olduğunu tekrar tasdik etmiş olursunuz.
En basitinden, dini bir vakıf düşünün ve bu vakıfta kız erkek demeden onlarca çocuğa tecavüz edilsin, yetmezmiş gibi vakfın başkanı "bu sadece bizde olmuyor, bütün vakıflarda oluyor" sözleriyle kendisini savunsun.
Geçmişi kendisine unutturulan, gerçek İslam'dan, gerçek vatanseverlikten, uzaklaştırılan bir milletin yaşaması gereken kaderi yaşıyoruz.
Muhafazakâr ifadesi birilerinin ceplerine dolduracağı kârlarını muhafaza edebilmesi için kullandığı bir araç haline geldi.
Türk milleti maalesef özünü kaybetti.
Özümüzden kasıt ise; Ahzab suresi 33. ayette; "Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor" ayetiyle Allah tarafından tertemiz ilan edilen Ehl-i Beyt.
Yine özümüzden kasıt Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Bu milletin öz ve öz evladına dinsiz iftirası atanların peşinden giderek 72 milleti bir araya getirip kardeş yapana düşman oldunuz, milleti paramparça edenleri ise başımızın tacı yaptınız.
Müslümanı Müslümana kırdıranları, başlarında sarıkları, fesleri
, külahları var diye, şalvarları ve cübbeleri var diye kendinize önder diye kabul ettiniz, gözlerinizi açtığınızda ise elleriniz din kardeşlerinizin kanıyla boyanmış olacak.
"Günahsız bir insanın katline yarım kelime dahi katkıda bulunan ebedi cehennemliktir" hadis-i şerifini unutup ABD'nin-İsrail'in fetvalarını dinleyenlere iman ettiniz.
Akıl hastası raporu olanlardan akla imana sığmayan tarihi yalanları dinleyip kabul ettiniz.
"Sizin cebinize para koyacağım" diyen lidere sırtınızı döndünüz, madenleri talan edenlerin peşinden gittiniz.
Ehl-i Beyt diyerek herkesi kardeş yapan lideri dinlemediniz, Ehl-i Sünnet diyerek Müslümanı katleden sahte cübbelileri dinlediniz.
Kısacası, millet olarak büyük bir tevbe etmeden ne hakkı hak olarak görüp Hak ile olabiliriz, ne de bâtılı bâtıl olarak görüp bâtıldan uzak durabiliriz.
Mehmet Akif'in dediği gibi, "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın."
Zaten her yazılandan sonra kelimelere dökülemeyecek kadar utanç verici hadiselere şahit oluyoruz.
Hani bir tabir vardır, duyanlar duymayanlara anlatsın diye...
Ben de diyorum ki, okuyanlar okumayanlara anlatsın.
Kendimize dönüp soralım, acaba bu toprakların üzerinde yaşayan Türk milleti ne suç işledi, kimin ahını aldı da bu hale geldi?
Ne var ki halimizde diyecek olursanız, halimizin içler acısı olduğunu tekrar tasdik etmiş olursunuz.
En basitinden, dini bir vakıf düşünün ve bu vakıfta kız erkek demeden onlarca çocuğa tecavüz edilsin, yetmezmiş gibi vakfın başkanı "bu sadece bizde olmuyor, bütün vakıflarda oluyor" sözleriyle kendisini savunsun.
Geçmişi kendisine unutturulan, gerçek İslam'dan, gerçek vatanseverlikten, uzaklaştırılan bir milletin yaşaması gereken kaderi yaşıyoruz.
Muhafazakâr ifadesi birilerinin ceplerine dolduracağı kârlarını muhafaza edebilmesi için kullandığı bir araç haline geldi.
Türk milleti maalesef özünü kaybetti.
Özümüzden kasıt ise; Ahzab suresi 33. ayette; "Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor" ayetiyle Allah tarafından tertemiz ilan edilen Ehl-i Beyt.
Yine özümüzden kasıt Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Bu milletin öz ve öz evladına dinsiz iftirası atanların peşinden giderek 72 milleti bir araya getirip kardeş yapana düşman oldunuz, milleti paramparça edenleri ise başımızın tacı yaptınız.
Müslümanı Müslümana kırdıranları, başlarında sarıkları, fesleri
, külahları var diye, şalvarları ve cübbeleri var diye kendinize önder diye kabul ettiniz, gözlerinizi açtığınızda ise elleriniz din kardeşlerinizin kanıyla boyanmış olacak.
"Günahsız bir insanın katline yarım kelime dahi katkıda bulunan ebedi cehennemliktir" hadis-i şerifini unutup ABD'nin-İsrail'in fetvalarını dinleyenlere iman ettiniz.
Akıl hastası raporu olanlardan akla imana sığmayan tarihi yalanları dinleyip kabul ettiniz.
"Sizin cebinize para koyacağım" diyen lidere sırtınızı döndünüz, madenleri talan edenlerin peşinden gittiniz.
Ehl-i Beyt diyerek herkesi kardeş yapan lideri dinlemediniz, Ehl-i Sünnet diyerek Müslümanı katleden sahte cübbelileri dinlediniz.
Kısacası, millet olarak büyük bir tevbe etmeden ne hakkı hak olarak görüp Hak ile olabiliriz, ne de bâtılı bâtıl olarak görüp bâtıldan uzak durabiliriz.
Mehmet Akif'in dediği gibi, "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018