"Kürdistan senaryosu ilk kez Berlin konferansında ortaya atıldı" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Perde gerisinde İngilizler ve Ermeniler vardı ve asıl hedef Doğu Anadolu'da Büyük Ermenistan devletini kurmaktı" diye konuştu.
Kürt açılımı ve bir anda yeniden gündeme oturan Ermeni açılımı konusunda Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tan dikkat çekici değerlendirmeler geldi. BTP Genel Başkanı açıklamasında bugün gelinen sürecin tarihi kökeni ve gelişimine dikkat çekti. Prof. Dr. Haydar Baş, "şu anki asıl hedef büyük Emenistan hayalidir" dedi ve yaşananların arka planı üzerine hiç gündeme gelmeyen, hiç konuşulmayan noktalara vurgu yaptı. "Kürdistan senaryosu ilk kez 1878 Berlin konferansında ortaya atıldı" diyen BTP Genel Başkanı, "o zaman Kürtler ön plandaydı ama perde gerisinde İngilizler ve Ermeniler vardı ve asıl hedef Doğu Anadolu'da Büyük Ermenistan devletini kurmaktı" diye konuştu. BTP genel Başkanı şunları söyledi: "1878 Berlin Konferansında Ermeni patriği o zamanki durumda Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Sivas ve Diyarbakır'da Ermeni devleti kurulması için konferansa bir teklif veriyor. Asıl iddia sahibi kimler? Ermeniler. Onun için Apo'nun teröründe hatırlarsanız Güneydoğu'da ölü olarak ele geçen teröristlerin yüzde 80'i sünnetsizdi. Kim bunlar? Başkanı Apo ama yanındakiler Ermeniler, olay bu."
Arka planda Ermeniler varProf. Dr. Haydar Baş söz konusu konuşmasında 20 Aralık 1919 tarihinde düzenlenen Paris Konferansında baş rol oynayan Şerif Paşa ismine özellikle dikkat çekti. Şerif Paşa'nın aslen Ermeni olduğunu dile getiren Prof. Dr. Baş, "Şerif Paşa burada Kürt delegesi seçiliyor. Kim bu Şerif Paşa? Aslen Ermeni olan ama Kürtlerin adına iş yapan, güya Kürt olduğunu iddia eden bir isim. Yanlış anlamayın, Kürt olarak kendini bu fitne döneminde ortaya koyanların bekli de bazıları bu şerif Paşa gibidir" diye konuştu.
Yabancılar gündeme getiriyorAslında Kürt ve Müslüman olmayan şahısların Kürtlerin haklarını arama adına hareket ettiğini ancak asıl hedefin İngiliz himayesinde bir Ermeni devleti olduğunu ifade eden BTP Genel Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu oyunu gündeme getiren Rusların desteğiyle beraber Ermeniler, onların arkasında da İngilizler vardır. Bu mesele hep dışarıdaki ecnebi güçlerin ülke içerisindeki faaliyetleri neticesidir. O coğrafyada yaşayan halkın meselesi değildir."
Batı Sevr'den vazgeçmediHer fırsatta batılı kuruluşlarca gündeme getirilen bölünmüş Türkiye haritalarına da dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, "bunlar batının Mondros'tan, Sevr'den vazgeçmediğinin birer göstergesi" dedi. Sevr Antlaşmasının maddeleriyle AB'ye uyum adına çıkarılan yasaları da karşılaştıran BTP genel Başkanı üçlü koalisyon hükümeti döneminde çıkan Self Determinasyon yasasına özel vurgu yaptı. Prof. Dr. Baş şunları söyledi: "Sevr Antlaşmasının 62. ve 64. maddelerinde İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon, Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak. Bir yıl sonra Kürtlerin dilerse Milletler Cemiyetine bağımsızlık için başvurabileceklerinden bahsedilmektedir. Herhangi bir etnik grubun kendi coğrafyasında yaşarken, 'efendim biz bağımsızlığımızı istiyoruz' diye Birleşmiş Milletlere başvurur, Birleşmiş Milletler de bunlara müsaade eder, kendi geleceklerini belirlemek üzere referanduma yönlendirilir. Ekseriyeti alırsa o bölgede o etnik güç, devlet kurmak da dahil birçok hakka sahip olur. Self Determinasyon Yasası bu anlama gelmektedir. Sayın Devlet Bahçeli şu anda bağırıyor. Kimin döneminde çıktı bu yasa?"
ABD sınırlarımızı tanımadıDoğu ve Güneydoğu Anadolu üzerine ABD'nin sinsi planlarına da konuşmasında değinen Prof. Dr. Haydar Baş, stratejik ortak denilen ABD'nin Türkiye'nin Güneydoğu sınırlarını hala kabul etmediğine dikkat çekerek Lozan müzakerelerinden bir anekdot anlattı. BTP Genel Başkanı şöyle konuştu: "Amerika o zaman diyor ki; 'Biz sizin isteklerinize evet diyemeyiz. Bizim bir şartımız var.' Neymiş o şartınız? 'Türkiye'nin yeraltı kaynaklarının işletmesini bize vereceksiniz. Biz de sizin isteklerinizi ve Güneydoğu sınırlarınızı kabul edeceğiz.' Merhum İnönü, Mustafa Kemal Atatürk'e telgraf çekiyor, 'Paşam durum böyle böyle. Ne Güneydoğu sınırlarımızı ne de şartlarımızı kabul ediyorlar. İstedikleri yeraltı kaynaklarımız. Telgrafı alıyor merhum güzel bir yırtıyor. Sonra da 'Canımızı vererek ve kanımızı dökerek aldığımız toprak parçalarını asla masa başında terk edemeyiz' diyor."
Kürt açılımı ve bir anda yeniden gündeme oturan Ermeni açılımı konusunda Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tan dikkat çekici değerlendirmeler geldi. BTP Genel Başkanı açıklamasında bugün gelinen sürecin tarihi kökeni ve gelişimine dikkat çekti. Prof. Dr. Haydar Baş, "şu anki asıl hedef büyük Emenistan hayalidir" dedi ve yaşananların arka planı üzerine hiç gündeme gelmeyen, hiç konuşulmayan noktalara vurgu yaptı. "Kürdistan senaryosu ilk kez 1878 Berlin konferansında ortaya atıldı" diyen BTP Genel Başkanı, "o zaman Kürtler ön plandaydı ama perde gerisinde İngilizler ve Ermeniler vardı ve asıl hedef Doğu Anadolu'da Büyük Ermenistan devletini kurmaktı" diye konuştu. BTP genel Başkanı şunları söyledi: "1878 Berlin Konferansında Ermeni patriği o zamanki durumda Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Sivas ve Diyarbakır'da Ermeni devleti kurulması için konferansa bir teklif veriyor. Asıl iddia sahibi kimler? Ermeniler. Onun için Apo'nun teröründe hatırlarsanız Güneydoğu'da ölü olarak ele geçen teröristlerin yüzde 80'i sünnetsizdi. Kim bunlar? Başkanı Apo ama yanındakiler Ermeniler, olay bu."
Arka planda Ermeniler varProf. Dr. Haydar Baş söz konusu konuşmasında 20 Aralık 1919 tarihinde düzenlenen Paris Konferansında baş rol oynayan Şerif Paşa ismine özellikle dikkat çekti. Şerif Paşa'nın aslen Ermeni olduğunu dile getiren Prof. Dr. Baş, "Şerif Paşa burada Kürt delegesi seçiliyor. Kim bu Şerif Paşa? Aslen Ermeni olan ama Kürtlerin adına iş yapan, güya Kürt olduğunu iddia eden bir isim. Yanlış anlamayın, Kürt olarak kendini bu fitne döneminde ortaya koyanların bekli de bazıları bu şerif Paşa gibidir" diye konuştu.
Yabancılar gündeme getiriyorAslında Kürt ve Müslüman olmayan şahısların Kürtlerin haklarını arama adına hareket ettiğini ancak asıl hedefin İngiliz himayesinde bir Ermeni devleti olduğunu ifade eden BTP Genel Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu oyunu gündeme getiren Rusların desteğiyle beraber Ermeniler, onların arkasında da İngilizler vardır. Bu mesele hep dışarıdaki ecnebi güçlerin ülke içerisindeki faaliyetleri neticesidir. O coğrafyada yaşayan halkın meselesi değildir."
Batı Sevr'den vazgeçmediHer fırsatta batılı kuruluşlarca gündeme getirilen bölünmüş Türkiye haritalarına da dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, "bunlar batının Mondros'tan, Sevr'den vazgeçmediğinin birer göstergesi" dedi. Sevr Antlaşmasının maddeleriyle AB'ye uyum adına çıkarılan yasaları da karşılaştıran BTP genel Başkanı üçlü koalisyon hükümeti döneminde çıkan Self Determinasyon yasasına özel vurgu yaptı. Prof. Dr. Baş şunları söyledi: "Sevr Antlaşmasının 62. ve 64. maddelerinde İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon, Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak. Bir yıl sonra Kürtlerin dilerse Milletler Cemiyetine bağımsızlık için başvurabileceklerinden bahsedilmektedir. Herhangi bir etnik grubun kendi coğrafyasında yaşarken, 'efendim biz bağımsızlığımızı istiyoruz' diye Birleşmiş Milletlere başvurur, Birleşmiş Milletler de bunlara müsaade eder, kendi geleceklerini belirlemek üzere referanduma yönlendirilir. Ekseriyeti alırsa o bölgede o etnik güç, devlet kurmak da dahil birçok hakka sahip olur. Self Determinasyon Yasası bu anlama gelmektedir. Sayın Devlet Bahçeli şu anda bağırıyor. Kimin döneminde çıktı bu yasa?"
ABD sınırlarımızı tanımadıDoğu ve Güneydoğu Anadolu üzerine ABD'nin sinsi planlarına da konuşmasında değinen Prof. Dr. Haydar Baş, stratejik ortak denilen ABD'nin Türkiye'nin Güneydoğu sınırlarını hala kabul etmediğine dikkat çekerek Lozan müzakerelerinden bir anekdot anlattı. BTP Genel Başkanı şöyle konuştu: "Amerika o zaman diyor ki; 'Biz sizin isteklerinize evet diyemeyiz. Bizim bir şartımız var.' Neymiş o şartınız? 'Türkiye'nin yeraltı kaynaklarının işletmesini bize vereceksiniz. Biz de sizin isteklerinizi ve Güneydoğu sınırlarınızı kabul edeceğiz.' Merhum İnönü, Mustafa Kemal Atatürk'e telgraf çekiyor, 'Paşam durum böyle böyle. Ne Güneydoğu sınırlarımızı ne de şartlarımızı kabul ediyorlar. İstedikleri yeraltı kaynaklarımız. Telgrafı alıyor merhum güzel bir yırtıyor. Sonra da 'Canımızı vererek ve kanımızı dökerek aldığımız toprak parçalarını asla masa başında terk edemeyiz' diyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.