Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, ülkeyi bağımsızlığa kavuşturduktan sonra, başta ekonomi olmak üzere tüm alanlarda ülkesinin ilerlemesine yönelik görülmemiş bir çaba sarf etmiştir.
Özellikle tarım konusu, Mustafa Kemal Atatürk için çok önemliydi.
Atatürk; "Milli ekonominin temeli tarımdır" şeklindeki tarihi bir tespiti ile konuya verdiği ehemmiyeti ortaya koymuştu.
Atatürk'ün, 17 Şubat 1923 İzmir İktisat Kongresi'ni Açış Söylevi:
"Arkadaşlar, kılıç ile fütuhat yapanlar, sabanla fütuhat yapanlara mağlûp olmaya ve bin netice terki mevki etmeye mecburdurlar.
Nitekim Osmanlı saltanatı da böyle olmuştur. Bulgarlar, Sırplar, Macarlar, Romenler sabanlarına yapışmışlar, muhafazi mevcudiyet etmişler, kuvvetlenmişler; bizim milletimiz de böyle fatihlerin arkasında serserilik etmiş ve kendi anayurdunda çalışmamış olmasından naşi bir gün onlara mağlûp olmuştur.
Bu bir hakikattir ki, tarihin her devrinde ve cihanın her yerinde aynen vaki olmuştur.
Meselâ Fransızlar Kanada'da kılıç sallarken oraya İngiliz çiftçisi girmiştir. Bu medeni sabanla kılıç mücadelesinde nihayet muzaffer olan sabandır.
Ve Kanada'ya sahip oldu. Efendiler kılıç kullanan kol yorulur, nihayet kılıcı kınına koyar ve belki kılıç o kında küflenmeye, paslanmaya mahkûm olur.
Lâkin saban kullanan kol gün geçtikçe daha ziyade kuvvetlenir ve daha çok kuvvetlendikçe daha çok toprağa malik ve sahip olur."
Atatürk'ten sonra hiçbir hükümet ve siyasetçi, Türk tarımı ve tarım politikaları konusunda, tek bir cümlelik katkıda dahi bulunmadı.
Ta ki 2002'ye kadar…
Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu tarihte, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı olarak deklare ettiği manifesto niteliğindeki tarım projeleri, onun Atatürk'ün izinden gittiğinin en açık kanıtı idi.
Bugün de, BTP lideri Hüseyin Baş'ın büyük bir ehemmiyetle üzerinde durduğu "Milli Ekonomi Modeli" tezinde yer bulan tarım projelerinden bazıları şunlar:
- Çiftçiden, planlı ve sürekli üretime katıldığı sürece vergi alınmayacak ve ürün alım garantisiyle doğrudan desteklenecektir.
- Toprağı olmayan köylüye, üretim yapılması şartıyla toprak verilerek üretime katılması sağlanacak.
- Devlet tarafından ürünün tahmini bedelinin yüzde ellisi üreticiye avans olarak ürün ayından altı ay önce peşin olarak ödenecektir.
- Kuraklık, don, sel gibi doğal afetlere karşı, ürün sigorta sistemi getirilerek üreticilerin zararları karşılanacaktır.
- Stratejik öneme sahip tarım sektöründe yerli üretim, ithal ürünlere karşı gümrük duvarları yoluyla korunacaktır.
- Tarım ürünlerine IMF ve Dünya Bankası dayatmasıyla getirilen tahditler tamamen kaldırılacak, yerli üretimin arttırılması teşvik edilecektir.
- Çiftçiye devlet tarafından tohum, fidan, gübre ve ilaç konularında yardım edilecektir.
- Çiftçilere sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı sağlanacaktır.
- Türkiye'de tarım alternatifsizdir. Onun için tarım ürünlerine alternatif aramak yerine, tarıma dayalı sanayinin kurulması teşvik edilecektir.
- Bu amaçla devlet tarıma dayalı sanayi üzerine yatırım yapmak isteyen girişimcilere proje mukabili sıfır faizli, gerekirse geri ödemesi üretim olarak alınabilecek kredi doğrudan verilecektir.
Hükümet, bizzat pazarlama hususunda üreticilerimize öncülük edecektir. Dünyanın her yerinde pazar bulacaktır. Çiftçinin pazar problemi olmayacaktır.
Demek ki çözüm varmış.
Yeter ki milletimiz kafasını kaldırıp, gerçeklerle tanışsın.
Atatürk'ün büyük hayalleri, Hüseyin Baş'la mutlaka gerçekleşecektir.
Milletçe, "Var bi hayalimiz."
- “Kürt sorunu vardır” diyen ajandır! / 17.04.2025
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025