İktidarın istekleri doğrultusunda yazıp-çizenler, yayın yapanlar, yorum yapanlar, günde birkaç defa toz-pembe tablolar çizenler, keşke bu dediklerinizde siz haklı çıksaydınız.
Keşke yazıp-çizdikleriniz, yayınlarınız ve yorumlarınız, bozuk saat gibi bari günde iki defa doğruyu gösterseydi.
Keşke, yayınlarınız, yazılarınız ve yorumlarınız hayatın gerçeklerinden, insanların yaşadıkları sıkıntılardan, çektikleri çile ve meşakkatlerden bu kadar uzak olmasaydı.
Verdiğiniz haberler, yaptığınız yorumlar ve yazdığınız yazılar hiç olmazsa bir miktar iz'an, idrak ve insaf ölçüleri dahilinde olsaydı da bu ülkede yaşayan herkes gibi biz de birazcık istifade edebilseydik.
Kelimenin tam anlamıyla ülkenin kaymağını yemekte olan ve yemeye de daha yıllarca devam edecek olan belli şirketlerin vergi indirimlerini, ceza muafiyetlerini savunduğunuz kadar bu ülkede emeği ve alın terini, sorgusuz sualsiz kapı dışarı edilen işçilerin haklarını, hiç olmazsa asgari ücretten vergi alınmamasını savunsaydınız, bu fani dünyada sizlerin de bir işe yaradığınıza şahitlik ederdik.
Keşke yirmi senenin sonunda geldiğimiz nokta, elde edilen sonuçlar, ekonomiden eğitime, tarımdan sanayiye, çevre ve şehircilikten ormancılığa netleşmiş olan üzücü, esef verici ve gerçek vatanperverleri ürpertici ülke fotoğrafı, sizi toptan yalanlamamış olsaydı.
Keşke yirmi seneden beri kiraya verdiğiniz kaleminizi ve zihninizi bir defa dahi olsa, bu milletin yaşadığı gerçeklerden yana, bu milletten yana, milletin hak ve hukukundan yana kullansaydınız.
Keşke, dolgun maaşlar karşılığında, dolgun maaşlıları, ehliyetsiz ve liyakatsiz oldukları halde torpille hiç de hak etmedikleri koltuklara oturanları, makamları işgal edenleri ve dolayısıyla oturdukları makam ve mevkileri perişan edenleri savunmasaydınız.
Yaşadığınız her gün sizi yalanladığı halde, yeni güne siz yine yeni yalanlarla başladınız, yalan ve yanlışlarınızla bitirdiğiniz hafta sizi toptan yalanladığı halde yeni haftalara ve yeni aylara yine yeni yeni yalanlarla ve yanlışlarla başladınız.
Yalanlarla, yanlışlarla, yalan ve yanlışları savunmakla tükettiğiniz aylar, o aylara benzeyen yılları oluşturdu ve böylece heba edilmiş on yılları geride bıraktık.
Keşke sizler haklı çıksaydınız ama ne yazık ki, yaptığınız haberlerde, yazdığınız yazılarda ve yaptığınız yorumlarda hep haksız olduğunuzu sizler de açıkça görüyorsunuz.
Hiç olmazsa bundan sonra, halinizi, dilinizi, kaleminizi ve kelamınızı düzeltmeyi düşünüyor musunuz?
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025