Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın, 'İmam Hüseyin' eserinde, Kerbela şehitlerinin defni hususunda şu bilgilere yer veriliyor:
"Ömer b. Sa'd ordusu ile beraber Kerbela'da iki gün daha kaldı. Bu sürede kendi ordusundan ölenler için cenaze namazı kıldırdı ve onları gömdürdü. (Taberî, Tarih, c.6, s.261). Ancak İmam Hüseyin (a.s.)'ın ashabına dokunmadılar. Onların defin işlemleri ancak Ömer b. Sa'd'ın ordusu Kerbela'dan çekilince gerçekleşti. "Rivayet edilmiştir; tarihin sayfalarına geçen o kara günde gökyüzünden ağlama sesleri gelmiştir. Ama bu ses nereden gelmekteydi? O sesin sahibi kimselere görünmüyordu. Yalnız şu beyt, şu iki mısra işitiliyordu: "Hesap günü, Hz. Hüseyin (a.s.)'ı öldürenler Acaba dedesi Hz. Muhammed (s.a.v.)'den şefaat mi umarlar?" Sonra bir ses daha işitildi: "İnsanlığın efendisi olan Hz. Muhammed (s.a.v.)'in evladı Hz. Hüseyin (a.s.)'ın mübarek teni o şehit olan Müslüman şehitlerle birlikte üç gün o sahrada yattı. Fırat ırmağı kıyısında olan Amiriyye köyünde, Esedoğulları'ndan bir cemaat vardı. Bu köy halkı, "Ey Müslümanlar! Bu cesetleri kurtların, çakalların yemesine nasıl razı olunur. Geliniz bunları gömelim" dediler. Geldiler. Hz. Hüseyin (a.s.)'ın başsız gövdesini buldular. Bir çukur kazarak gömdüler. Ehl-i Beyt'ini de çevresine gömdüler." (Taberî, Tarih, Gürtunca tercümesi, c.4, s.111).
"Hz. Hüseyin (a.s.)'ın ashabından şehit edilenlerin sayısı yetmiş iki kişi idi." (Taberî, Tarih, c.6, s.261). Şehitlerin 23'ü İmam Hüseyin ve ev halkı idi. (İbn-i Abd-i Rabbih, İkdu'l Ferid, c.2, s.219). Burada bir muhakeme yapmak gerekir ki, İmam Hüseyin (a.s.) temizliği ve masumiyeti Cenab-ı Hak tarafından tasdik edilmiş bir kişidir. Ve onu yalnız bırakmayan ailesi tamamen masum olmasına rağmen kundaktaki bebeği dahil herkes kılıçtan geçirilmiştir. Kerbela faciası, tarihte eşi görülmemiş bir soykırımdır.
"İmam Hüseyin (a.s.)'ın kabrini belirsiz etmek için faciadan kırk gün sonra Fırat'tan su salınmıştı. Esad oğullarından bir Bedevi, gelip Hz. Hüseyin (a.s.)'ın kabrini araştırdı. Toprakları avuç avuç alıp koklamaya ve kabrin bulunduğu yere doğru yavaş yavaş gitmeye başladı. Kabri bulunca da, "Babam, anam sana feda olsun! Senden ve senin toprağından daha hoş, daha tatlı bir şey olmamıştır!" diyerek ağladı. Sonra da, "Onun düşmanları kabrini belirsiz etmek istediler. Halbuki kabrinin hoş kokulu toprağı kabrine delalet edip durmaktadır" beytini söyledi. (Zehebî, Siyer-u A'lami'n-Nübela, s.3, s.214). Bu kabir zaman içinde kötü muamelelere de mâruz kalmıştır. Ancak bu davranışlarda bulunanlar çeşitli belalardan kurtulamamıştır. "Esedoğulları kabilesinden bir adam, Hz. Hüseyin (a.s.)'ın kabrini kirletmişti. Onun tüm halkına delilik, alaca ve cüzam hastalığı geldi. Onlar yoksulluktan da kurtulamadılar." (Zehebî, Siyer-u A'lami'n-Nübela, s.3, s.214).
Ömer, Hz. Hüseyin (a.s.)'ın kesik başını 10 Muharrem günü Havli b. Yezid el-Asbahî ile Ubeydullah'a gönderdi. (İsfahanî, Makatil, s. 119) Havli, o gece valiye ulaştıramadığı kesik başı evine götürmüş ve ertesi gün Ubeydullah'a teslim etmiştir. (İbn'ül Esir, Kâmil, c.4, s.80). Havli'nin bu yaptığı işten sonra Ubeydullah tarafından kellesi vurulmuştur. (Belazurî, Ensab, c.3, s.380-381).
Ebu'l Fida İbn-i Kesir, "el-Bidaye ve'n-Nihaye" adlı eserinde İmam Hüseyin (a.s.)'ın mübarek başının nerede defnedildiği ile ilgili rivayetleri şöyle sıralamaktadır:
1- Hz. Hüseyin (a.s.)'ın başı, İbn-i Ziyad tarafından Yezid'e, Yezid tarafından da Medine Valisi Amr b. Said'e gönderilmiştir. Ve Medine'de Baki Mezarlığı'nda annesinin yanına defnedilmiştir.
2- Hz. Hüseyin (a.s.)'ın başı, Yezid'in ölümüne kadar sarayda muhafaza edilmiş, Yezid'in ölümünden sonra kefenlenip, Şam'da "Babü'l-Feradis"te toprağa verilmiştir.
3- Hz. Hüseyin (a.s.)'ın başı Emevî halifelerinden Süleyman b. Abdülmelik'e kadar sarayın silah deposunda korunmuş olup, bu zât tarafından yıkanıp kefenlenmiş, namazı kılınarak Şam'da İslam mezarlığına defnolunmuştur.
4- Fatimîler, çok sonraları Hz. Hüseyin (a.s.)'ın başının Mısır'a nakledildiğini iddia etmişler ve orada "Tacü'l-Hüseyin" diye bir meşhed yaptırmışlardır. Hâlen Kahire'de "Hz. Hüseyin Camii" diye anılan yer burası olsa gerekir. Bu iddiayı ileri sürenler, Hz. Hüseyin'in başının Filistin'de Askalan'a gömülüp daha sonra oradan Mısır'a nakledildiğini ileri sürerler." (İbn-i Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, c. 8, s. 204)
Kerbela'da katledilen ashabdan 72 kişinin başı da kesilmiştir. "Ömer b. Sa'd iki gün daha Kerbela'da kalmış, daha sonra 72 kişinin başını, Şimr b. Zilcevşen, Kay's b. Eş'as, Amr b. Haccac ve Azre b. Kays ile beraber Kûfe'ye, Ubeydullah'ın yanına getirmiştir." (Belazurî, Ensab, c.3, s.412)."
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020