Bütün mücadelelerde kazananlar ve kaybedenlerin olması eşyanın tabiatı, gereği vardır. Yaşanan 12 Eylül referandumu mücadelesinin de kazanan ve kaybedenleri olmuştur. Yüce Allah'ın af ve mağfiretinin tecelli ettiği bir ay olan Ramazan- Şerif ayı, referandum dolayısıyla maalesef affetmekten çok düşmanlıkların körüklendiği, birlik ve bütünlükten çok bölünmelerin, dostluklardan çok husumetlerin, haktan çok haksızlıkların yaşandığı; devletin gücünün milletin gücünün üstünde gayet açıkça orantısız bir güç olarak kullanıldığı, fitre ve zekatların, en samimi din duygularının, kutsal mekanların, kutsal mabetlerin bile siyasete kurban edildiği bir süreç olarak yaşanmıştır. Evet, birileri bir şeyler kazandı, birileri de bir şeyler kaybetti. Bunu zamanla daha iyi anlamak mümkün olacak ama, zannedildiği gibi asla kazanan taraf milletin ve devletin kendisi olmamıştır. Evet cephesi devletin bütün imkanlarını kendi lehine kullanmıştır. Belediyeler kendi imkanlarını kılıfına uygun bir şekilde kullanmıştır.Milletvekilleri kendi seçmenini resmen kullanmıştır. Örnekleri çoğaltmak mümkün ama sadece iki örnek verelim. Referandum günü umreden dönen yakınlarımızın eşyaları Medine'de bıraktırılmış, telefonla irtibat kurduğumuz yetkililer açıkça şu ifadeyi kullanmıştır: "Bize verilen emir gereği, referanduma yetişmeleri için eşyaları değil, insanları bir an önce ülkeye yollamak idi. Biz de onu yaptık. Şu anda tonlarca eşyalar Medine havaalanında bekletilmektedir."Bir partinin köy sandık müşahidi; köyün muhtarı açıktan müdahalelerle köylüyü evet oyu kullanması için ikna ediyordu. "Bu yaptığın seçim yasaklarına girmiyor mu? dediğimde "Ne yapalım sayın vekilden isteklerde bulunduk o da 'önce şu sandıktan ne kadar evet çıkacak ona bakalım sonra düşünürüz' dedi. Biz de istesek de istemesek de evet çıkarmak zorundayız"Şu manzaraya bakın değerli dostlar? Sonra da yüzleri kızarmadan Milletin iradesinin tecelli ettiğini söylüyorlar!Seçim süreci içerisinde Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş; "Sonuçlar evet çıkarsa Türkiye kaybeder, hayır çıkarsa AKP kaybeder" diye bir tespitte bulunmuştu. Sonuçlar evet çıktığına göre kaybeden Türkiye olmuştur. Kaybeden milletin kendisi olmuştur?Söylediklerimizin anlaşılması için çok değil az bir zamana ihtiyaç vardır. Zaten referandumda kimin kazanıp kimin kaybettiğinin mesajını Sayın Başbakan sonuçlar açıklanmaya başlayınca vermiştir. Ve okyanus ötesine teşekkürlerini arz etmiştir?Yetmez ama evet diyen vatandaşlar da her zamanki gibi avucunu yalamaya devam edecek; yine işsiz, yine aşsız, günlere dönecektir. Ama maalesef atı alan da Üsküdar'ı geçmiş olacaktır? Geçmiş olsun..!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- İdeal Türk genci ‘fundamentalist olmayacak dindar olacak’ / 30.04.2025
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025