Emre AKMAN
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, oğul Bush'un Baba Bush'tan daha pervasız çıktığını yazıyor.
Taşgetiren, Baba Bush'un Körfez Savaşı'ndan sonra, Kuveyt Devlet Başkanı'nı yanına alıp "İşte zaferimizin sembolü" demediğini oysa oğul Bush'un, arkasına Amerikan gücünü kutsayan "karanlıklar prensi" Richard Perle gibi tipleri alarak, Karzai gibi piyonların sırtını sıvazlayıp poz verdiğini yazıyor.
Bu pozla ABD'nin vermek istediği mesajın Afganistan gibi ülkeleri dövüp yönetimini değiştireceğiz ve ABD'ye medyun-u şükran olan Karzai gibi liderleri yanımıza alarak dünyanın huzuruna çıkacağız şeklinde hava atmak olduğunu yazıyor.
Taşgetiren, Bush ister "terör savaşında" yendiklerinden başka "dış borç"larla bileğini büktüğü ülkelerin liderlerini, icazetine ihtiyaç duyanları da alabilir. Afganlaştırılan ülkeler, ya da Karzaileştirilen liderler sadece ABD'ye teşekkür edebilir, diyor.
Tayyip Erdoğan'a kayıtsız destek veren bir yayım organında tam da Erdoğan'ın ABD'de icazet aradığı bir ortamda anlamlı bir yazı.
Taşgetiren, savaş ya da borçla teslim alınan ve parçalanan ülkeler Afganlaşma teşhisi koyuyor.
ABD'nin bu Afganlaştırma operasyonuna figüranlık yapan, ABD'den icazet arayan liderlerin teslimiyetçi ve bölücü yanlarına dikkat çekerek Karzaileştirilen siyasetçiler tanımı getiriyor.
Keşke Taşgetiren dilinin altındaki taşı çıkarıp daha rahat, daha açık konuşabilse. Keşke ABD'deki karanlıklar prenslerinin, Yahudi lobi ve örgütlerinin, CIA'in amansız kelle avcılarının sadece oğul Bush'un arkasında değil, Tayyip Erdoğan'ın arkasında mevzilendiğini yazabilseydi.
Karanlıklar prenslerinin örtülerini kaldıralım mı sayın Taşgetiren.
Tayyip Erdoğan'ın bu günlerde görüştüğü Yahudi lobileri, istihbarat kuruluşlarının İsrail'in ABD'deki uzantısı olduğunu, Barkey'lerin, Fuller'lerin Kürt devleti hayallerinin ABD'nin resmi politikasına dönüştüğünü, Erdoğan'ın görüştüğü B'nai Brith'in Arz-ı Mev'ud projesine itiraz eden kelleleri avlayan örgüt olduğunu yazabilir misiniz?
Bu görüşmelerin ardından Erdoğan'ın "ABD müttefiki, AB yanlısı, diyalog misyonunun siyasî ayağı ve IMF'nin itirazsız uygulayıcısı" olacağı sözlerinin, Afganistan'ın kukla lideri Karzai'nin psikolojisine olan benzerliğini yazabilir misiniz?
Erdoğan'ın ayrılıkçı mesajları ile Karzai'nin pozisyonu ne kadar da benzeşiyor değil mi?
Karzaileşme sadece savaş yoluyla değil borçlandırarak da olur diyorsunuz. Doğru. Zaten savaş toplantısına Türkiye'den çağrılan üç ismin ortak özelliğinin küreselleşmenin taşeronu olmaya talip üç kafadarın olması tesadüf mü? Sayın Taşgetiren bu milletin bir daha aldatılma lüksü yok. Her namuslu aydın gibi açık, net pozisyonunuzu belirleyin lütfen! Bu sizin tarihi göreviniz.
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, oğul Bush'un Baba Bush'tan daha pervasız çıktığını yazıyor.
Taşgetiren, Baba Bush'un Körfez Savaşı'ndan sonra, Kuveyt Devlet Başkanı'nı yanına alıp "İşte zaferimizin sembolü" demediğini oysa oğul Bush'un, arkasına Amerikan gücünü kutsayan "karanlıklar prensi" Richard Perle gibi tipleri alarak, Karzai gibi piyonların sırtını sıvazlayıp poz verdiğini yazıyor.
Bu pozla ABD'nin vermek istediği mesajın Afganistan gibi ülkeleri dövüp yönetimini değiştireceğiz ve ABD'ye medyun-u şükran olan Karzai gibi liderleri yanımıza alarak dünyanın huzuruna çıkacağız şeklinde hava atmak olduğunu yazıyor.
Taşgetiren, Bush ister "terör savaşında" yendiklerinden başka "dış borç"larla bileğini büktüğü ülkelerin liderlerini, icazetine ihtiyaç duyanları da alabilir. Afganlaştırılan ülkeler, ya da Karzaileştirilen liderler sadece ABD'ye teşekkür edebilir, diyor.
Tayyip Erdoğan'a kayıtsız destek veren bir yayım organında tam da Erdoğan'ın ABD'de icazet aradığı bir ortamda anlamlı bir yazı.
Taşgetiren, savaş ya da borçla teslim alınan ve parçalanan ülkeler Afganlaşma teşhisi koyuyor.
ABD'nin bu Afganlaştırma operasyonuna figüranlık yapan, ABD'den icazet arayan liderlerin teslimiyetçi ve bölücü yanlarına dikkat çekerek Karzaileştirilen siyasetçiler tanımı getiriyor.
Keşke Taşgetiren dilinin altındaki taşı çıkarıp daha rahat, daha açık konuşabilse. Keşke ABD'deki karanlıklar prenslerinin, Yahudi lobi ve örgütlerinin, CIA'in amansız kelle avcılarının sadece oğul Bush'un arkasında değil, Tayyip Erdoğan'ın arkasında mevzilendiğini yazabilseydi.
Karanlıklar prenslerinin örtülerini kaldıralım mı sayın Taşgetiren.
Tayyip Erdoğan'ın bu günlerde görüştüğü Yahudi lobileri, istihbarat kuruluşlarının İsrail'in ABD'deki uzantısı olduğunu, Barkey'lerin, Fuller'lerin Kürt devleti hayallerinin ABD'nin resmi politikasına dönüştüğünü, Erdoğan'ın görüştüğü B'nai Brith'in Arz-ı Mev'ud projesine itiraz eden kelleleri avlayan örgüt olduğunu yazabilir misiniz?
Bu görüşmelerin ardından Erdoğan'ın "ABD müttefiki, AB yanlısı, diyalog misyonunun siyasî ayağı ve IMF'nin itirazsız uygulayıcısı" olacağı sözlerinin, Afganistan'ın kukla lideri Karzai'nin psikolojisine olan benzerliğini yazabilir misiniz?
Erdoğan'ın ayrılıkçı mesajları ile Karzai'nin pozisyonu ne kadar da benzeşiyor değil mi?
Karzaileşme sadece savaş yoluyla değil borçlandırarak da olur diyorsunuz. Doğru. Zaten savaş toplantısına Türkiye'den çağrılan üç ismin ortak özelliğinin küreselleşmenin taşeronu olmaya talip üç kafadarın olması tesadüf mü? Sayın Taşgetiren bu milletin bir daha aldatılma lüksü yok. Her namuslu aydın gibi açık, net pozisyonunuzu belirleyin lütfen! Bu sizin tarihi göreviniz.