Kanser hücrelerinin, vücudun değişik yerlerine sıçrayarak insan hayatını dramatik bir şekilde sona erdirdiğine dikkat çeken uzmanlar uyarıyor: "Kanseri iyi tanıyın. Önemli olan kanserden korkmak değil kansere karşı bilgilenmek, düşmanızı iyi tanımaktır" Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Özoran, önemli olanın kanserden korkmak değil kansere karşı bilgilenmek olduğunu söyledi. Tedbirlerimizi almalıyızTrabzon İl Sağlık Müdürlüğü, KTÜ Onkoloji Bölümü ve Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Trabzon Şubesi tarafından Kanser Haftası dolayısıyla organize edilen 'Dünyada ve Türkiye'de Erişkin Kanserleri' konulu panel Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi'nde yapıldı. Panelin açılışında konuşan KTÜ Tıp Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Trabzon Şubesi Başkanı Prof. Dr. Yavuz Özoran, kanserden korkmamak gerektiğini belirterek kanser olmamak için gerekli tedbirlerin alınmasının önemine değindi. Kanseri vücutta varolan hiyerarşi ve düzeni bozan anarşistlere benzeten Prof. Dr. Özoran, "Vücutta bir düzen, bir denge var. Hücreler, dokular ve organlar arasında bir düzen ve hiyerarşi var. Kanser hücreleri toplumdaki teröristler gibi bulunduğu yerde durmuyorlar. Bir bakıyorsunuz bulaştığı yerden vücudun diğer bölgelerine yayılıvermiş ve vücuttaki düzeni bozmuşlar. Kanser hücreleri vücudun değişik yerlerine sıçrayarak insan hayatını dramatik bir şekilde sona erdiriyorlar" dedi.Kanserden korkmamak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Özoran, "Kanserden korkmamalıyız. Kanser olmamak için gerekli tedbirleri almalıyız. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kanserle savaşta üçlü bir plan öneriyor. Birinci aşama eğitimle ilgili. Kanseri tanıyalım, onun ne olduğunu öğrenelim ve ondan korkmayalım. Kanser olmamak için gerekli tedbirleri alalım. İkinci aşama erken teşhisle ilgili. Üçüncü aşama ise bütün yapılanlara rağmen kanser vücuda yayılmış, daha ileri bir noktaya geçmişse gerekli olan tedaviler yapılsın ve hasta tekrar topluma kazandırılsın" diye konuştu. Kanserde sigara ve alkol ilk sıralarda KTÜ İç Hastalıkları Tıbbi Onkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Feyyaz Özdemir ise dünyada ve Türkiye'de kanserin ne şekilde yayılma gösterdiğini ve hangi kanser türlerinin daha etkili olduğuyla ilgili karşılaştırmalı bir sunum yaptı. Kanserin ana nedenleri arasında dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sigara ve alkol kullanımının ilk sıralarda geldiğini belirten Doç. Dr. Özdemir, "Kanser hastalığı için iki grup risk faktörü bulunmaktadır. Kanser için risk faktörleri kişinin yaşam şekline, yaşına, cinsiyetine ve aile öykülerine bağlı olarak değişir. Bir başka risk grubu ise çevresel faktörlerdir. Sigara alkol kullanımı, kötü beslenme alışkanlıkları ve obezite, uzun süreli güneş altında kalma, aşırı dozda röntgen ışınına maruz kalma, çeşitli kimyasal maddeler, bazı virüsler, radyasyona maruz kalma, hava kirliliği ve genetik faktörler kanserin başlıca nedenleri olarak karşımıza çıkmaktadır" şeklinde konuştu. Son yıllarda Doğu Karadeniz Bölgesi'nde kanser vakalarında ciddi artışlar yaşandığına dair yapılan tartışmalara da açıklık getiren Doç. Dr. Özdemir, bölgedeki kanser türleri ve görülme sıklıklarının ülke genelinden farklı olmadığını söyledi. Trabzon'da İl Sağlık Müdürlüğü verilerine göre 2003 yılında 853, 2004 yılında bin 89, 2005 yılında ise bin 833 kanser vakasına rastlandığını ancak buna bakılarak ilde kanser vakalarında artış olduğu yönünde kesin bir şey söylemek için erken olduğunu belirtti. Çocuklarda görülen kanser türleri KTÜ Tıp Fakültesi Pediatrik Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Nilgün Yarış ise, çocuklarda görülen kanser türleri konusunda çeşitli bilgiler verdi. Kanserin dünyada 014 yaş grubu çocuklarda en yaygın ikinci ölüm nedeni olduğunu kaydeden Dr. Yarış, dünyada her yıl 160 bin çocuğa kanser teşhisi konulduğunu ve bu çocukların 90 bininin de hayatını kaybettiği söyledi. Son 40 içinde yapılan bilimsel çalışmalar sayesinde, erken teşhis yoluyla çocukluk çağı kanserlerinin büyük oranda tedavi edilebildiğini dile getiren Dr. Yarış, gelişmiş ülkelerde kanserli her dört çocuktan üçünün teşhisten sonraki 5 yıl içinde sağlığına kavuştuğunu, oysa gelişmekte olan ülkelerde kanser teşhisi alan her iki çocuktan birinin geç teşhis konulması ya da tedavi görme şansına sahip olmamaları nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade etti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.