Kanser tedavisini etkileyen yanlışlar
Kanserin özellikle erken evrede yakalandığında tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu belirten uzmanlar, tıp dünyasının kanserle mücadelenin yanı sıra tedavide doğru bilinen yanlışlarla da mücadele ettiğini kaydetti
05.02.2018 00:00:00
Uzmanlar, tıpta yeri olmayan tedavi yöntemleri ve yanlış uygulamaların kanser hastalığının seyrini olumsuz etkileyebileceğini açıkladı.
Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. M. Ali Kaplan, kanserde doğu bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi. Kaplan, "Biyopsi, kanser tanısının konulmasında çok önemli bir yöntemdir. Tanının yanı sıra bazı ilaçların etkinliği için bir takım göstergelerin saptanması ve genetik testlerin uygulanması için de yapılması şarttır.
Biyopsi ile hastalığın yayılacağına dair bilimsel veriler yoktur. Ancak toplumda bu tarz söylentilerin bulunduğu ve bazı hastaların sırf bu nedenle biyopsi yaptırmak istemedikleri bilinmektedir. Bu korku oldukça yersizdir. Çünkü biyopsi kanserin yayılmasına neden olmaz" dedi.
Tedaviye hastanın bilgisi olmadan başlanması
Kanser hastalığında yapılan önemli yanlışlardan birinin de hastanın durumunun kendisinden gizlenmesi olduğunu belirten Dr. Kaplan, "Tedavi sürecinin daha etkin ilerlemesi için hastanın kendi durumundan haberdar olması gerekir. Bu yüzden modern onkoloji hekimliği, alacağı kararların önemli bir kısmında hastanın bulunmasını ister. Tabii hastaya durumu anlatılırken uygun bir dille ve motive edici şekilde anlatılmalıdır.
Bu süreçte psikolojik destekte alınabilir. Hastanın haberi olmadan başlanan tedavi doğru şekilde ilerlemez ve süreç eksik olur. Daha da önemlisi hasta durumunu başka yollarla öğrenerek doktoruna ve yakınlarına karşı bir güven kaybı yaşayabilir. Bu da tedavi aşamasını zora sokar" diye konuştu.
Ameliyat sonrası hastanın kaybedileceği korkusu
Kanser türlerinin önemli bir kısmı için en etkili tedavi yönteminin ameliyat olduğunu belirten Dr. Kaplan, "Bu nedenle 'bıçak değdiği zaman kanser yayılır' gibi yanlış bir düşünceyle bu etkin tedaviden hastayı mahrum bırakmak oldukça yanlıştır.
Bıçak bu anlamda hastalığın yayılmasına neden olduğu düşüncesi bir kenara tümörün bulunduğu dokudan çıkarılmasını sağlayarak hastalığın tedavisine önemli katkı sunar. Hastalar bu konuda doktorlarının ameliyat önerilerini dikkate almalıdır. Aksi takdirde hastalık baş edilmesi zor bir sürece girebilir" ifadelerini kullandı.
Kanser hastalarında, kemoterapi ya da radyoterapinin birtakım yan etkilere neden olsa da onların yakınları ile temasını engelleyen bir durumun söz konusu olmadığını belirten Dr. Kaplan, "Hatta hastaların en fazla desteğe ihtiyaç duyduğu bu zorlu süreçte yakınları onlara daha fazla ilgi göstermelidir.
Böylece hasta yalnız olmadığını düşünerek, psikolojik olarak kendini iyi hissedecektir. Unutmamalıdır ki kanser tedavisinin en önemli ayaklarından biri hastanın moralinin yüksek olmasıdır" dedi.
Kanseri ölümle eşdeğer tutma
Bazı kanser türlerinin seyirlerinin oldukça yavaş olabileceğini ifade eden Dr. Kaplan, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Erken evre tümörler ve bazı kanser türleri tedaviye iyi yanıt vererek tamamen iyileşebilir. Ortaya çıktığı dokudan başka organlara yayılmış kanserlerde bile günümüz modern tedavileri ile uzun ve kaliteli bir yaşam sağlanabiliyor. Bu nedenle kanser hastalığının ölümle eşdeğer olmadığı, hastanın tedaviden mümkün mertebe yarar görebileceği bilinmelidir. Hasta, tedaviden mahrum bırakılmamalı ve kendisine tedavinin önemi hakkında bilgi verilmelidir."
İHA
Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. M. Ali Kaplan, kanserde doğu bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi. Kaplan, "Biyopsi, kanser tanısının konulmasında çok önemli bir yöntemdir. Tanının yanı sıra bazı ilaçların etkinliği için bir takım göstergelerin saptanması ve genetik testlerin uygulanması için de yapılması şarttır.
Biyopsi ile hastalığın yayılacağına dair bilimsel veriler yoktur. Ancak toplumda bu tarz söylentilerin bulunduğu ve bazı hastaların sırf bu nedenle biyopsi yaptırmak istemedikleri bilinmektedir. Bu korku oldukça yersizdir. Çünkü biyopsi kanserin yayılmasına neden olmaz" dedi.
Tedaviye hastanın bilgisi olmadan başlanması
Kanser hastalığında yapılan önemli yanlışlardan birinin de hastanın durumunun kendisinden gizlenmesi olduğunu belirten Dr. Kaplan, "Tedavi sürecinin daha etkin ilerlemesi için hastanın kendi durumundan haberdar olması gerekir. Bu yüzden modern onkoloji hekimliği, alacağı kararların önemli bir kısmında hastanın bulunmasını ister. Tabii hastaya durumu anlatılırken uygun bir dille ve motive edici şekilde anlatılmalıdır.
Bu süreçte psikolojik destekte alınabilir. Hastanın haberi olmadan başlanan tedavi doğru şekilde ilerlemez ve süreç eksik olur. Daha da önemlisi hasta durumunu başka yollarla öğrenerek doktoruna ve yakınlarına karşı bir güven kaybı yaşayabilir. Bu da tedavi aşamasını zora sokar" diye konuştu.
Ameliyat sonrası hastanın kaybedileceği korkusu
Kanser türlerinin önemli bir kısmı için en etkili tedavi yönteminin ameliyat olduğunu belirten Dr. Kaplan, "Bu nedenle 'bıçak değdiği zaman kanser yayılır' gibi yanlış bir düşünceyle bu etkin tedaviden hastayı mahrum bırakmak oldukça yanlıştır.
Bıçak bu anlamda hastalığın yayılmasına neden olduğu düşüncesi bir kenara tümörün bulunduğu dokudan çıkarılmasını sağlayarak hastalığın tedavisine önemli katkı sunar. Hastalar bu konuda doktorlarının ameliyat önerilerini dikkate almalıdır. Aksi takdirde hastalık baş edilmesi zor bir sürece girebilir" ifadelerini kullandı.
Kanser hastalarında, kemoterapi ya da radyoterapinin birtakım yan etkilere neden olsa da onların yakınları ile temasını engelleyen bir durumun söz konusu olmadığını belirten Dr. Kaplan, "Hatta hastaların en fazla desteğe ihtiyaç duyduğu bu zorlu süreçte yakınları onlara daha fazla ilgi göstermelidir.
Böylece hasta yalnız olmadığını düşünerek, psikolojik olarak kendini iyi hissedecektir. Unutmamalıdır ki kanser tedavisinin en önemli ayaklarından biri hastanın moralinin yüksek olmasıdır" dedi.
Kanseri ölümle eşdeğer tutma
Bazı kanser türlerinin seyirlerinin oldukça yavaş olabileceğini ifade eden Dr. Kaplan, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Erken evre tümörler ve bazı kanser türleri tedaviye iyi yanıt vererek tamamen iyileşebilir. Ortaya çıktığı dokudan başka organlara yayılmış kanserlerde bile günümüz modern tedavileri ile uzun ve kaliteli bir yaşam sağlanabiliyor. Bu nedenle kanser hastalığının ölümle eşdeğer olmadığı, hastanın tedaviden mümkün mertebe yarar görebileceği bilinmelidir. Hasta, tedaviden mahrum bırakılmamalı ve kendisine tedavinin önemi hakkında bilgi verilmelidir."
İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.