'Kanser tedavisinde psikolojik destek şart'
Kan, lenf bezi ve kemik iliği gibi hematolojik kanserlerin tedavisinde yeni ilaçlar sayesinde daha iyi sonuçlar alındığı ancak hastalara psikolojik destek konusunda daha çok mesafe alınması gerektiği bildirildi
17.09.2015 00:00:00
KKTC'de gerçekleştirilen 2. Hematolojik Onkoloji Kongresi'nde hematolojik kanserlerin tedavisindeki yeni gelişmeler aktarıldı.
Hematolojik Onkoloji Derneği Genel Sekreteri ve Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İsmail Sarı, 600'e yakın bilim insanının katıldığı ve 100'e yakın sunumun yapıldığı toplantıda, hasta bakımının önemli parçası olan hemşirelere eğitim verildiğini, hematoloji terimleri çalıştayı yapılarak bu alandaki tıp terimlerine Türkçe karşılık arandığını, önemli klinik çalışmaların ele alındığını bildirdi. Türkiye'de hematoloji alanında artık ülke verilerinin toplandığını kaydeden Sarı, toplantıda çok sayıda merkezin bir araya gelerek oluşturduğu ülke verilerinin konuşulduğunu belirtti. Hematolojik kanserlerin tedavisi sırasında hastanın anksiyete ve depresyon gibi psikolojik sorunlarının ihmal edildiğini vurgulayan Sarı, "Genelde altta yatan hastalığın tedavisine ağırlık veriliyor ama bu sorun ihmal ediliyor. Kongrede bu konuda ne yapılabileceği konuşuldu. Psikiyatri bilim dalıyla ortaklaşa çalışılarak hastaların, kullandığı ilaçlarla etkileşmeyecek tedavi seçeneklerine yönlendirilmesinde yarar var" dedi. Sarı, hastanın durumuyla ilgili bilgilendirilmesinin önemine işaret etti.
'Uyumlu hastanın tedavi süreci iyi geçiyor'
Kongre Başkanı Prof. Dr. Seçkin Çağırgan da uyumlu hastaların tedavi sürecinin iyi geçtiğini ancak motive olamayanların tedavi sürecinin zorlaştığını belirterek, "Bu konuda uzmanlaşmış sağlık personeli sayısının artırılmasına ihtiyaç var" diye konuştu.
Ülkede artık çok değişik hastalıklar için uluslararası bazda yürütülen çalışmalar bulunduğunu, bunlara katılımın "kobaylık" anlamına gelmediğini vurgulayan Çağırgan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu yeni ilaçlar, daha önce ön çalışmaları yapılmış ve etkinliği mevcut kullanılanlara göre daha yüksek olması beklenen ilaçlar. Ön çalışmaları iyi sonuçlar veren ilaçlar test ediliyor, daha geniş hasta grubu çalışmaya alınıyor, etkinliği ve yan etkileri belirlenmeye çalışılıyor. Bu, o hastaların birçok hastadan daha erken dönemde bunlardan yararlanmasını sağlıyor. Çalışmalar 1-2 yıl sonra piyasaya çıkacak ilacın kullanılmasına imkan sunuyor. Onların yaşamına belki de etki yaratabilecek tedaviye ulaşmalarına imkan tanıyor. Hekimleriyle tartışarak yer almaları hastaların yararınadır, soru işaretleri olmamalı." AA
Hematolojik Onkoloji Derneği Genel Sekreteri ve Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İsmail Sarı, 600'e yakın bilim insanının katıldığı ve 100'e yakın sunumun yapıldığı toplantıda, hasta bakımının önemli parçası olan hemşirelere eğitim verildiğini, hematoloji terimleri çalıştayı yapılarak bu alandaki tıp terimlerine Türkçe karşılık arandığını, önemli klinik çalışmaların ele alındığını bildirdi. Türkiye'de hematoloji alanında artık ülke verilerinin toplandığını kaydeden Sarı, toplantıda çok sayıda merkezin bir araya gelerek oluşturduğu ülke verilerinin konuşulduğunu belirtti. Hematolojik kanserlerin tedavisi sırasında hastanın anksiyete ve depresyon gibi psikolojik sorunlarının ihmal edildiğini vurgulayan Sarı, "Genelde altta yatan hastalığın tedavisine ağırlık veriliyor ama bu sorun ihmal ediliyor. Kongrede bu konuda ne yapılabileceği konuşuldu. Psikiyatri bilim dalıyla ortaklaşa çalışılarak hastaların, kullandığı ilaçlarla etkileşmeyecek tedavi seçeneklerine yönlendirilmesinde yarar var" dedi. Sarı, hastanın durumuyla ilgili bilgilendirilmesinin önemine işaret etti.
'Uyumlu hastanın tedavi süreci iyi geçiyor'
Kongre Başkanı Prof. Dr. Seçkin Çağırgan da uyumlu hastaların tedavi sürecinin iyi geçtiğini ancak motive olamayanların tedavi sürecinin zorlaştığını belirterek, "Bu konuda uzmanlaşmış sağlık personeli sayısının artırılmasına ihtiyaç var" diye konuştu.
Ülkede artık çok değişik hastalıklar için uluslararası bazda yürütülen çalışmalar bulunduğunu, bunlara katılımın "kobaylık" anlamına gelmediğini vurgulayan Çağırgan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu yeni ilaçlar, daha önce ön çalışmaları yapılmış ve etkinliği mevcut kullanılanlara göre daha yüksek olması beklenen ilaçlar. Ön çalışmaları iyi sonuçlar veren ilaçlar test ediliyor, daha geniş hasta grubu çalışmaya alınıyor, etkinliği ve yan etkileri belirlenmeye çalışılıyor. Bu, o hastaların birçok hastadan daha erken dönemde bunlardan yararlanmasını sağlıyor. Çalışmalar 1-2 yıl sonra piyasaya çıkacak ilacın kullanılmasına imkan sunuyor. Onların yaşamına belki de etki yaratabilecek tedaviye ulaşmalarına imkan tanıyor. Hekimleriyle tartışarak yer almaları hastaların yararınadır, soru işaretleri olmamalı." AA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.