Kahve, Parkinson'a karşı koruyor
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülsen Babacan Yıldız, nedeni halen tam olarak anlaşılamamış ve kesin bir tedavisi olmayan Parkinson hastalığında, kahvenin koruyucu etkiye sahip olabileceği konusunda çok sayıda çalışmalar olduğunu belirtti
11.04.2016 00:00:00
Parkinson hastalığında en önemli yakınmanın hareketlerde yavaşlama olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gülsen Babacan, "Parkinson hastalığı toplumumuzda sadece el titreme hastalığı olarak biliniyor. Ama daha da fazlası var. İlk araba ya da bisiklet kullanmayı öğrendiğimizde frene ve gaza bastığımızın farkındayızdır. Her şey kontrolümüz halindedir. Belli bir zaman sonra bunlar otomatikleşir. Bunun için beyinde özel bir bölge var. Bu bölgeyi motor kabul edersek onunda benzine ihtiyaç var. İşte o benzin üretilen hücrelerin ölmesine bağlı dopamin salgılanamıyor ve o motor çok yavaş çalışmaya başlıyor. O yüzden hastanın göz kırpmasından yürümesine ellerini hareket ettirmesine kadar her türlü hareketi yavaşlıyor. Aslında her yaş grubunda görülen bir hastalık Parkinson, 15 yaşından itibaren görebiliriz ama genelde bize gelen hastalar 60 yaşın üstünde. Yaşla beraber hastalık belirgin olarak artıyor" dedi.
Parkinson hastalığının altında ne yattığı kesin olarak bilinmemekle beraber genetik ve çevresel nedenler başta olmak üzere pek çok faktörün hastalığın oluşumunda rol oynadığını belirten Babacan-Yıldız, "Parkinson hastalığı Alzheimer'dan sonra en çok görülen nörodejeneratif hastalık. Bu hastalığı durdurma şansımız yok maalesef. Ama geç başlamasını ve yavaş ilerlemesini sağlayabiliriz. Hastalığın öncesinde düzenli spor yapan ve hastalık başladıktan sonra da spor yapmaya devam eden kişilerde hastalık çok daha yavaş ilerliyor. Son zamanlarda kahvenin Parkinson hastalığı oluşma riskini azalttığına dair de çok sayıda çalışma var ama bunların hepsi araştırma aşamasında. Bu noktada şunun da altını çizmek gerekir ki bu çalışmalar uzun süreli ve günde en az üç fincan kahve içmiş kişilerde yapılan çalışmalar. Gerçekten de ben de klinik pratiğimde her hastaya kahve alışkanlığı olup olmadığını soruyorum ve aslında kahvesiyle ünlü bir toplum olmamıza rağmen kahve alışkanlığımız da olmadığını görüyorum maalesef. Toplumda bilinenin aksine kahvenin içinde sadece kafein değil onun dışında da pek çok madde var bunlarında Parkinson hastalığı riskini azaltmada rol almakta olabileceği düşünülüyor."
Parkinson hastalığının altında ne yattığı kesin olarak bilinmemekle beraber genetik ve çevresel nedenler başta olmak üzere pek çok faktörün hastalığın oluşumunda rol oynadığını belirten Babacan-Yıldız, "Parkinson hastalığı Alzheimer'dan sonra en çok görülen nörodejeneratif hastalık. Bu hastalığı durdurma şansımız yok maalesef. Ama geç başlamasını ve yavaş ilerlemesini sağlayabiliriz. Hastalığın öncesinde düzenli spor yapan ve hastalık başladıktan sonra da spor yapmaya devam eden kişilerde hastalık çok daha yavaş ilerliyor. Son zamanlarda kahvenin Parkinson hastalığı oluşma riskini azalttığına dair de çok sayıda çalışma var ama bunların hepsi araştırma aşamasında. Bu noktada şunun da altını çizmek gerekir ki bu çalışmalar uzun süreli ve günde en az üç fincan kahve içmiş kişilerde yapılan çalışmalar. Gerçekten de ben de klinik pratiğimde her hastaya kahve alışkanlığı olup olmadığını soruyorum ve aslında kahvesiyle ünlü bir toplum olmamıza rağmen kahve alışkanlığımız da olmadığını görüyorum maalesef. Toplumda bilinenin aksine kahvenin içinde sadece kafein değil onun dışında da pek çok madde var bunlarında Parkinson hastalığı riskini azaltmada rol almakta olabileceği düşünülüyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.