Dünyada hak adı altında kutlanılan günler aslında hak vermek gibi bir zihniyeti olmayan batının bu açığını kapatmak için kullandığı makyajıdır. Ve maalesef ki, Müslüman Türk milleti de bu makyaja ihtiyaç duyar hale getirilmiştir.Kültürümüzde bireyler hakları ile doğarlar. Devletin vazifesi doğuştan gelen bu hakları korumak ve kullanımını sağlamaktır. Ecdadımız milletine böyle sahip çıkmış, sadece tebasının değil, tüm dünyadaki milletlerin haklarının teminatı olmuştur. Her fırsatta dikkat çektiğimiz gibi, bugün Türk milletinin inancı ve kültürü üzerinde tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük oyunlar oynanmaktadır. Değerlerimizin ayaklar altına alındığı bugün getirildiği noktada vatandaşlarımız, alamadıkları haklarını meydanlarda aramakta ve batıdan transfer "hak" dağıtan günlerde sembolik olarak tatmin edilmektedir. Böyle günlerden biri de "8 mart dünya kadın hakları günüdür". Bu ifade bile kadına verilmeyen hakların adeta itirafıdır. Kadın ailenin temel taşı, insanı yetiştiren kutsal bir varlık, toplumu oluşturan en önemli iki unsurdan bir tanesidir. Ancak özellikle komünizm ve kapitalizmin etkisindeki sistemlerde devletin devamında kullanılan bir işçi olmaktan öteye gitmeyen kadın, hakkını sadece 8 martta hatırlayabilmektedir.Bu sistemler içinde en ağır işlerde fiziksel olarak karşılaştırılamayacak eksiklikte olmasına rağmen "eşitlik ve özgürlük" adına erkekle aynı işlerde çalıştırılmaktadır. Yaradılışına aykırı olarak toplumda hizmet eden bu kutsal varlık, bugün kadınlık hisleri körelmiş, erkekleşmiş ve esas vazifesi olan annelikten koparılmış bir haldedir. Çalışan kadınların büyük çoğunluğu evlerine , eşlerine ve özelikle çocuklarına vakit ayıramamaktan şikayetçidir. Kadının toplumdaki yanlış işlere sevk edilmesi ve fıtratına aykırı yaşam tarzı temelinde siyasetin ayıbıdır. Bugün bir kadın -erkek eşitliği konusu varsa bu da devlet iradesinin kadına istediklerini vermemesinden kaynaklanan bir hak arama seferberliğinin neticesidir. 8 mart etkinlikleri içerisinde herkes konuşuyor. Kadına karşı şiddetten bahsedenler, çalışma özgürlüğünü konu edinenler, vs. toplum hayatındaki yerini sorgulayanlar?Siyasiler de konuyu gündem ediyor. Onlarda daha farklı bir bakış açısı getiremiyor. Kadının toplumdaki yeri ve hakları konusunda parti programında ve projeler bazında bu meseleye eğilen tek lider olarak Prof. Dr. Haydar Baş beyi gördük. "Kadın olsun, erkek olsun, insanlar hakları ile doğar ve bizim vazifemiz bu hakları kullanmasında devlet olarak vatandaşımıza yardım etmektir. Sosyal devlet bu demektir." Siz şimdiye kadar böyle bir yaklaşımı hiçbir siyasiden duydunuz mu? Tespit bu olunca uygulanacak projeler de çok farklı ve vatandaşı memnun edici oluyor. Prof. Dr. Haydar Baş beyin lideri olduğu Bağımsız Türkiye Partisinin kadın projelerine bir bakınız.1- Her ev hanımı işçi statüsünde emekli edilecektir,2- Doğum yapan her anneye bir maaş ikramiye verilecektir,3- Engelli ve dul hanımlara maaş bağlanacaktır. Bu vatandaşlar bizzat devlet güvencesinde olacaktır4- Şehit yakınlarına , kimsesiz çocuklara maaş bağlanacaktır,5- Özürlü ailelerinin ilaç ve bakım masrafları devlet tarafından karşılanacaktır6- Aile içi şiddetin önüne geçebilmek için ağır cezalarla donatılmış her türlü yasal düzenleme yapılacaktır7- Çocukların okul öncesi masrafları için kademeli olarak 15 bin YTL devlet yardımı verilecektir.8- Kız çocuklarının okuması için sosyal devlet projeleri devreye konularak kaynaklar sağlanacaktır. 9- Kadınlarımıza beldelerde, kültürel ve sportif faaliyetler yapabilecekleri, çocuklarını eğlendirebilecekleri soysal merkezler açılacaktır.10- Toplumsal faaliyetlerin geliştirilmesi, hayır kurumlarının devreye konulması, kültürel ve sanatsal çalışmaların desteklenmesi için gerekli maddi katkılar devlet tarafından sağlanacaktır.8 Mart'ta yapılan basın açıklamaları ile bir günlüğüne toplumdaki kadınlarımıza sahip çıkar görünen siyasilerin yukarıdaki BTP projelerini okumalarını tavsiye ederim.Kadınlarımız da okusunlar ki, gerçekten kendilerine sahip çıkacak lideri görsünler.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012