Kaddafi'yi aramaya başladılar bile
Libya'da küresel güçlerle işbirliğine giderek, ülkelerinin petrol ve doğalgaz servetini Batılı akbabalara teslim eden muhalifler şimdi birbirini yemeye başladı
24.01.2012 00:00:00
RECEP BAHAR - ANALİZ
Libya'da muhalifler, Muammer Muhammed Ebu Minyar Kaddafi'yi 20 Ekim 2011'de Misrata'da hunharca katlederek, hem kendileri, hem de Libya halkı için daha müreffeh ve huzurlu bir hayatın kapılarını açtıklarını zannetmişlerdi! Ancak kazın ayağı hiç de öyle olmadı. Oysa ülke petrollerini iktidarını korumak için İngiltere ve ABD'ye peşkeş çeken Kral İdris'i devirerek 1969 yılında ülke yönetimine el koyan Kaddafi, ilk iş olarak Libya'nın doğal kaynaklarına çöreklenen Batılı ülkelere kapıyı göstermişti. Bingazi merkezli isyan hareketinin başladığı 15 Şubat 2011'e kadar Kaddafi, Libya halkına parasızlık çektirmedi. Petrol gelirlerinin yüzde 90'ını halkının eğitim, konut, sağlık, ulaşım gibi hizmetlerden daha iyi yararlanması için harcadı. Bu çerçevede askeri harcamaları da kısıtlı tuttu!
Libyalı paraya hasret
Oysa 22 Ağustos 2011'den bu yana Libya'yı Ulusal Geçiş Konseyi hükümeti yönetiyor. Konsey, Türkiye'nin geçtiğimiz yıl gönderdiği 300 milyon dolarla maaşları bir süre ödedi. Libya'nın başta Avrupa olmak üzere yurtdışında 70 milyar doları aşkın parası bulunuyor ancak Batı ülkeleri, Kaddafi'yi devirmek için işbirliği yaptıkları Ulusal Geçiş Konseyi hükümetine, ülkede düzen oturmadığı gerekçesiyle bu kaynağı açmıyor.
Libya'da Kaddafi sonrası geçici hükümet, ilk ciddi siyasal krizi geçtiğimiz Pazar günü yaşadı. Cumartesi gecesi, Bingazi'de çok sayıda genç Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Abdülcelil'in içeride bulunduğu bir sırada camı çerçeveyi indirerek, Konsey binasını yerlebir etti.
Protestocular, ‘isyankar başkent' olarak kayıtlara geçen Bingazi'deki diğer yönetim merkezlerini de yağmaladı. Böylece aylardır gençlerin bir takım şikayetlerle protesto gösterilerinde bulunduğu ülkedeki derin huzursuzluk ve iç kargaşa dışa vurmuş oldu. Başkent Trablus'ta ise göstericiler, başbakanlık merkez binasının karşısına küçük bir çadır kent dikecek kadar işi ileriye taşıdı.
Muhaliflerin bölünmesi Kaddafi yanlılarını da cesaretlendirdi. Yaklaşık 100-150 ağır silahlı Kaddafi yanlısı, Bin Velid şehrini ele geçirdi.
Parasızlık muhalifleri böldü
Peki neden Libya bu noktaya geldi?
Birinci nedeni parasızlık... Bizzat Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Abdülcelil, kasada para olmadığını açıkladı, en az 2 aylık daha süre istedi. İkinci neden ise, Geçici Konsey'in yaptığı işlemler ile küresel güçlere verdiği sözler konusunda şeffaf olmaması. Ülkede milyarlarca doların nereye harcandığı konusunda yeni hükümet açıklama yapmaktan kaçınıyor. Geçici Konsey, 5 aydır işbaşında olmasına rağmen anayasayı yazacak Kurucu Meclis'i oluşturacak seçimi yapamadı. Geçici Konsey'i ülkenin doğusundaki siyasi ve aşiret gruplarının oluşturması, diğer bölgelerdeki temsilcilere Konsey'de söz hakkı tanınmaması da bir başka rahatsızlık konusu olarak öne çıkıyor.
Kıvılcımı çakan sebeplerden biri de 200 üyeli kurucu meclisin seçimine ilişkin taslak yasa tasarısının internetten yayınlanması oluşturdu. Göstericiler, ‘kazanan tümünü alır' kuralının egemen olduğu taslağın, kabilelerin ve güç odaklarının gösterdiği adayların kazanacağını, halka bir şey vermeyeceğini savunuyor. Protestoculara göre, rejim değişti ancak başka bir şey değişmedi.
Ülke virane durumda
Libya'da Kaddafi sonrasında temel hizmetler de doğru dürüst sunulamıyor. Ülke nüfusunun yarısından fazlasını barındıran Bingazi ve Trablus'ta elektrik, su, sağlık gibi temel hizmetler verilemiyor. Kaddafi'ye yakınlığı ile bilinen Misrata, Sirte ve Beni Velid'de ise en küçük bir hizmet sunumu yok! Libya'da güvenlik de tesis edilebilmiş değil. Başkent Trablus'ta caddeleri hükümetin güvenlik güçleri yerine kendi komutanlarına tabi olan bölgesel milisler parsellemiş durumda.
Libya'da muhalifler, Muammer Muhammed Ebu Minyar Kaddafi'yi 20 Ekim 2011'de Misrata'da hunharca katlederek, hem kendileri, hem de Libya halkı için daha müreffeh ve huzurlu bir hayatın kapılarını açtıklarını zannetmişlerdi! Ancak kazın ayağı hiç de öyle olmadı. Oysa ülke petrollerini iktidarını korumak için İngiltere ve ABD'ye peşkeş çeken Kral İdris'i devirerek 1969 yılında ülke yönetimine el koyan Kaddafi, ilk iş olarak Libya'nın doğal kaynaklarına çöreklenen Batılı ülkelere kapıyı göstermişti. Bingazi merkezli isyan hareketinin başladığı 15 Şubat 2011'e kadar Kaddafi, Libya halkına parasızlık çektirmedi. Petrol gelirlerinin yüzde 90'ını halkının eğitim, konut, sağlık, ulaşım gibi hizmetlerden daha iyi yararlanması için harcadı. Bu çerçevede askeri harcamaları da kısıtlı tuttu!
Libyalı paraya hasret
Oysa 22 Ağustos 2011'den bu yana Libya'yı Ulusal Geçiş Konseyi hükümeti yönetiyor. Konsey, Türkiye'nin geçtiğimiz yıl gönderdiği 300 milyon dolarla maaşları bir süre ödedi. Libya'nın başta Avrupa olmak üzere yurtdışında 70 milyar doları aşkın parası bulunuyor ancak Batı ülkeleri, Kaddafi'yi devirmek için işbirliği yaptıkları Ulusal Geçiş Konseyi hükümetine, ülkede düzen oturmadığı gerekçesiyle bu kaynağı açmıyor.
Libya'da Kaddafi sonrası geçici hükümet, ilk ciddi siyasal krizi geçtiğimiz Pazar günü yaşadı. Cumartesi gecesi, Bingazi'de çok sayıda genç Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Abdülcelil'in içeride bulunduğu bir sırada camı çerçeveyi indirerek, Konsey binasını yerlebir etti.
Protestocular, ‘isyankar başkent' olarak kayıtlara geçen Bingazi'deki diğer yönetim merkezlerini de yağmaladı. Böylece aylardır gençlerin bir takım şikayetlerle protesto gösterilerinde bulunduğu ülkedeki derin huzursuzluk ve iç kargaşa dışa vurmuş oldu. Başkent Trablus'ta ise göstericiler, başbakanlık merkez binasının karşısına küçük bir çadır kent dikecek kadar işi ileriye taşıdı.
Muhaliflerin bölünmesi Kaddafi yanlılarını da cesaretlendirdi. Yaklaşık 100-150 ağır silahlı Kaddafi yanlısı, Bin Velid şehrini ele geçirdi.
Parasızlık muhalifleri böldü
Peki neden Libya bu noktaya geldi?
Birinci nedeni parasızlık... Bizzat Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Abdülcelil, kasada para olmadığını açıkladı, en az 2 aylık daha süre istedi. İkinci neden ise, Geçici Konsey'in yaptığı işlemler ile küresel güçlere verdiği sözler konusunda şeffaf olmaması. Ülkede milyarlarca doların nereye harcandığı konusunda yeni hükümet açıklama yapmaktan kaçınıyor. Geçici Konsey, 5 aydır işbaşında olmasına rağmen anayasayı yazacak Kurucu Meclis'i oluşturacak seçimi yapamadı. Geçici Konsey'i ülkenin doğusundaki siyasi ve aşiret gruplarının oluşturması, diğer bölgelerdeki temsilcilere Konsey'de söz hakkı tanınmaması da bir başka rahatsızlık konusu olarak öne çıkıyor.
Kıvılcımı çakan sebeplerden biri de 200 üyeli kurucu meclisin seçimine ilişkin taslak yasa tasarısının internetten yayınlanması oluşturdu. Göstericiler, ‘kazanan tümünü alır' kuralının egemen olduğu taslağın, kabilelerin ve güç odaklarının gösterdiği adayların kazanacağını, halka bir şey vermeyeceğini savunuyor. Protestoculara göre, rejim değişti ancak başka bir şey değişmedi.
Ülke virane durumda
Libya'da Kaddafi sonrasında temel hizmetler de doğru dürüst sunulamıyor. Ülke nüfusunun yarısından fazlasını barındıran Bingazi ve Trablus'ta elektrik, su, sağlık gibi temel hizmetler verilemiyor. Kaddafi'ye yakınlığı ile bilinen Misrata, Sirte ve Beni Velid'de ise en küçük bir hizmet sunumu yok! Libya'da güvenlik de tesis edilebilmiş değil. Başkent Trablus'ta caddeleri hükümetin güvenlik güçleri yerine kendi komutanlarına tabi olan bölgesel milisler parsellemiş durumda.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.