Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), bugün lav çıkarmasa da Ağrı, Nemrut, Tendürek, Erciyes, Hasandağı, Süphan gibi dağların şu an birer yanardağ olduklarına dikkat çekerek, "Bilimsel gerçeklik panik nedeni haline getirilmemeli. Asıl tehlike volkanın ve aktivitesinin yeterince iyi bilinmemesidirö mesajı verdi.
JMO'dan yapılan yazılı açıklamada, çeşitli basın organlarında yer alan Nemrut ve Ağrı Dağı'nın patlayıp patlamayacağına ilişkin haberlerin spekülasyon ortamı yaratmasına izin vermeden, bilimsel verilere dayanılarak ele alınması gerektiği, medyaya da bu konuda görev düştüğü belirtildi.Anadolu'daki volkanizmanın sönmek üzere olmasına karşın, Erciyes, Hasandağı, Ağrı, Tendürek, Nemrut, Süphan gibi dağlardan halen gaz ve buhar çıkışlarının yaşandığı kaydedilen açıklamada, bu dağların çevrelerinde yer alan sıcak ve mineralize su kaynaklarıyla volkanik kökenli gaz ve su buharı çıkışlarının saptanması nedeniyle birer aktif yanardağ olarak tanımlanabileceklerine dikkat çekildi. Açıklamada, "Ülkemizdeki afet güvenliği odaklı planlama sürecinde ve afet zararlarını azaltma projelerinde, dünyanın aktif volkanizma kuşaklarındaki ölçüde olmasa da, ülkemiz jeolojik gerçekliğinde volkanik aktivitelerin de bir jeolojik tehlike kabul edilmesi gerektiğini ve planlama sürecinin bir risk faktörü olabileceğini göstermektedir" denildi.Yanardağların her zaman potansiyel bir tehlike kaynağı olduğu ve gerekli çalışmalar yapılırsa volkanik aktivitenin önceden belirlenebileceği kaydedilen açıklamada, böylece bölge insanlarının da daha önceden tehlikelere karşı uyarılabileceği bildirildi.
JMO'dan yapılan yazılı açıklamada, çeşitli basın organlarında yer alan Nemrut ve Ağrı Dağı'nın patlayıp patlamayacağına ilişkin haberlerin spekülasyon ortamı yaratmasına izin vermeden, bilimsel verilere dayanılarak ele alınması gerektiği, medyaya da bu konuda görev düştüğü belirtildi.Anadolu'daki volkanizmanın sönmek üzere olmasına karşın, Erciyes, Hasandağı, Ağrı, Tendürek, Nemrut, Süphan gibi dağlardan halen gaz ve buhar çıkışlarının yaşandığı kaydedilen açıklamada, bu dağların çevrelerinde yer alan sıcak ve mineralize su kaynaklarıyla volkanik kökenli gaz ve su buharı çıkışlarının saptanması nedeniyle birer aktif yanardağ olarak tanımlanabileceklerine dikkat çekildi. Açıklamada, "Ülkemizdeki afet güvenliği odaklı planlama sürecinde ve afet zararlarını azaltma projelerinde, dünyanın aktif volkanizma kuşaklarındaki ölçüde olmasa da, ülkemiz jeolojik gerçekliğinde volkanik aktivitelerin de bir jeolojik tehlike kabul edilmesi gerektiğini ve planlama sürecinin bir risk faktörü olabileceğini göstermektedir" denildi.Yanardağların her zaman potansiyel bir tehlike kaynağı olduğu ve gerekli çalışmalar yapılırsa volkanik aktivitenin önceden belirlenebileceği kaydedilen açıklamada, böylece bölge insanlarının da daha önceden tehlikelere karşı uyarılabileceği bildirildi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.